21 Nisan 2010 Çarşamba

Bürokratik Tahta Masa...


Dün elektrik faturamın son ödeme günüydü.

Gittim, girdim uzupuzun uzayan kuyruğa...

Böyle kuyruklar uzayınca, kuyruktaki muhabbetler de uzuyor elbet...

Kuyruklara mahkum edilmiş HALK, ayaküstü memleket meseleleri şıpıdanak hemen çözüveriyor...

Halk kuyruklara girip zaman kaybetmek de istemiyor ama teknolojiyi de kullanmak istemiyor...

Oysa banka talimatıyla tüm faturalarını ödeyebileceğini çok iyi biliyor... Ancak bankayla çalıştığı zaman da başına gelebileceklerini de çok iyi biliyor... Adam ya düzenli maaş alamıyor, ya da bir ertesi ay iş garantisi olmadığından bu yolu tercih etmiyor, ya da benim gibi emekli maaşıyla kıtkanaat hayatını geçindirmekte zorunda kalanlar bu yolu tercih edemiyor...

Kuyruklar onun için uzayıp gidiyor...

Neyse benim için böyle sorun yok... Ayın belli günlerinde fatura ödemek için gidip kuyruğa girmek benim için bir hobi oldu...

Hükümet meselelerinin halk tarafından çözülebildiğini görmek beni mutlu ediyor...

Dün de benim kuyruk günümdü...

Ancak benim gözüm bir köşede kaderine terk edilmiş tahta masaya takıldı...


Bu bir bürokratik tahta masaydı kuşkusuz...

Elektrik idaresinin artık kullanımından vazgeçtiği için sokağa bıraktığı az sonra da parçalanacak olmasına kurbanlık koyun gibi razı gelmiş hali beni hayli etkiledi...

Oysa ilk olarak elektrik idaresine geldiği gün kimbilir ne sevinmişti bir işe yarayacağı için...

Bir bürokratik masa da ne iş yapar demeyin...

O çok şey yapar...

Üzerinde çalışılır, çalıştığı kurumun ve onunla birlikte çalışan kişilerin tüm sırlarına eşlik eder tüm hayatı boyu...

Günü geldiğinde de yakılacak bir tahta parçası kaderine de razı olur...

Düşündüm de ne kadar da kuyruktaki bana ve benimle birlikte yaşama eşlik eden diğer insanların yaşamına ayak uyduruyordu...

Doğduk, okuduk, öğrendik, çalıştık, bir işe yaradık, bir gün işe yaramazsın artık dediler, emekli ettiler, erittik yaşamı, günü geldiğinde de paylaşacağız bürokratik masanın kaderiyle birlikte yaşamı...

Kimbilir belki de bir gün bir yerde kaderine terk edilmiş bir dört kollu görürsem, onunla da paylaşırım yaşamımı...

Ertan Yurderi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)