23 Şubat 2004 Pazartesi

ADSIZ bir ağaç...


ADSIZ bir ağaç...

Daha bir tohum iken toprağa düşüp VAR'edilen,
Aynı yerde yıllarca KÖK salması emredilen,
Biraz toprağı, az bir suyu, bir de güneşi verilen,
Türü belli, ismi ADSIZ bir ağaç bu besbelli...

Kupkuru dallarında yaprağını yeşillendirip,
Sevgisiyle besleyip büyüten ..
Binlerce öğreti içinde,
Kendi öğretisini betimleyen ..
Rüzgarla uygun senfonisini besteleyen,
Türü belli, ismi ADSIZ bir ağaç bu besbelli...

Kendi BİR'ine aşık, dost ellerine yanaşık,
Altında bir gölge ki;
Saz çalar dile gelir bu aşık ..
Ne ölümünü düşünür, ne de gidenini,
Türü belli, ismi ADSIZ bir ağaç bu besbelli...

Gün gelir, devranlar döner,
Mevsimi gelir, BİR'e uyanır, BİR'e döner,
Belki de Mevlası'na ÖZ'üne döner,
Bir nacak darbesiyle sarsılınca bedeni ..
Türü belli, ismi ADSIZ bir ağaç bu besbelli...

TEK öğretisini BİR'inden ortak SEVGİ'sinden alan,
Kendi öğretisini kendinde betimlemiş olan,
Uygun senfonisini kendi ritmiyle bestelemiş olan ..
Türüm belli,
İsmim ADSIZ bir ağaç,
"O" BEN'im besbelli...

Ertan Yurderi (kocayurek, 23.2.2004)