Bilmem kaç yüz kişi her gün usta birer anchorman gibi giyinip süslenir, aslında amaçları millete hizmettir... Ancak aralarında öyle artizler vardır ki, sanki hepsi birer yeni star adayıdır...
Türkiye gelecekteki yeni star adaylarını buralardan aramaktadır çünki...
Tek ustalıkları, Artiz TV'den seslerini duyurmaktaki maharetleridir... Ancak lafla peynir gemisi yürümediğini onlar da iyi bilirler...
Millet yeni dönemde yenilerini seçecek ya... Yeni dönemde seçilememe endişesi ile yandaş kitlesine mesajlarını duyurmak için büyük anchorman edalarıyla kasım kasım kavrulmaktadırlar...
En çok kullandıkları an, Artiz TV'nin yayın saatleri içersindedir. Bu saatler arasında ilginç istekleri de hiç bitmez...
Artiz TV kameramanları artık bıkmıştır onların kaprislerinden... "Beni niye az çektin?", "Sağ taraftan çekme, sol taraftan çek!", "Misafirlerim geldi, gelir misiniz?", "Ankara dışına bizimle gelir misiniz?", "canlı canlı heyecanlı her konuşmamı veriniz" gibi ilginç taleplerde bulunurlar...
Artiz TV çalışanları, yeni star adaylarının ilginç istekleriyle karşı karşıya kalıyor dursun... Millet de onlara evlerinden, GSM'lerinden puan ve mesaj yağmuruna tutmaktadırlar...
"Aaa gördün mü ayol, bu herifi tuttum, al ona 5 puan, aaaaa şu herif de çok yakışıklı al buna da 10 puan" diyen ev hanımları öğleden sonra kuşağında artık bu Artiz TV'yi de izlemektedirler...
Hatta ve hatta izleyemeyenler için de özel isteklerde bulunurlar... "Ay valla ben de seyremedim, bir daha vermezler mi acaba?" diye hayıflanıp dururlar...
Bazı anchormanler de estetik kaygı taşırlar... "Yahu beni ne sağımdan al, ne solumdan al, benim burnum ne zaman konuşsam büyüyor... Yalan söyleyince tıpkı pinokyo gibi uzuyor... O zaman seyircilerime ay pardon milletime ayıp oluyor... Önden çek beni" diye konuşmaktadırlar...
Bazı anchormanler de kendilerine gelen misafirler için Artiz TV'nin kameramanlarını arayarak, "Bak bu bizim komşu, TV'nizde görünmek istiyor. Bir ceeee diyebilir mi çocuklarına, nanik yapabilir mi?" diye ısrarcı davranırlar...
Bazı anchormanler de, dışarıdaki köşebaşındaki köfteciye giderken bile yanlarına Artiz TV'nin kameranını isterler... "Milletimize, vatandaşımıza 'Ne ka ekmek, o ka köfte' diyeceğiz, ancak daha sonra biz üç porsiyon duble yiyeceğiz" gerekçesini öne sürerler...
Ha bir de Artiz TV'nin bazı anchormanleri vardır. Onlar da çok endişelidirler. "Ya haberim çıkmadıysa, ya beni doyasıya göstermedilerse. Ya hanım seyretmediyse. Ya, ya, ya..." karın ağrılarına tutulurlar...
Artiz TV gerçekten çok eğlencelidir. Turksat-11 C kosünüz, tanjant ve kotanjant frekansından ha bir de UHF bandı 666'ıncı kanaldan çıkmaktadır... Fakat boşuna saydıklarımdan aramayınız, bulamazsınız... Bulmanız için üç kulluvallahü bir Fatiha okumanız gerekmektedir...
Şansa bir kere yakaladınız mı anten ve frekans ayarlarınızı bozmayınız... Ses çıkmasa da olur, siz görüntüye bakın... Net mi, yoksa karıncalı mı...
Size sunulan yayın akışı içinde, "Ak mı Kara mı, Karaman'ın Koyunu, Sonra Çıkar Oyunu", "Başlangıç ve Son Dakika Atışmalar", "Flash, flash, flash, bizim ıslak USB'li Flash'ı Kim Yürüttü Yahu?" ya da "Az Sonra Çiğköfte Partisi" programlarını kaçırmamanızı öneririm...
Eh bu kadar olum(l)(s)u(z) eleştirel bir yazı yazdıktan sonra Artiz TV'de bir köşe masa da biz kaparız inşallah...
Yalnız size tavsiyem, Artiz TV'yi izlerken yanınızdan sakinleştirici Nuri Alço haplarınızı ve bir bardak çeşme suyunuzu eksik etmeyiniz...
Artiz TV'nizi kapatmayı unutmayınız...
Hayali yayınımız burada bitti çünki...
Bir daha ne zaman yayın yaparız, onu da artık bana değil, Şeyhülislam'ınıza sorunuz...
Ertan Yurderi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)