23 Ocak 2016 Cumartesi

Didim'den İstanbul'a bir kaçamak!..


 

Bu gece izinliyim yengenizden…
 

Sabah konuştuk… Dedi ki: 

“- Sen Âlem adamsın… Bu gece ÂLEM’lere takılmalısın, git ÂLEMCİ’lerini bul, takıl, kudur ve öyle gel...” 


“Ehhh” dedim ben de… 


“- Madem ki, izin senden, teklif senden, takılmak da olsun benden…”


Kapımda bekleyen özel Rolls Royce’uma atlayıp, uzadım taa Didim’den… 


Az gittim, uz gittim, dere ve tepe düz gittim, aştım önümdeki tüm illeri, vardım İstanköy’e… Bir baktım ki varmışım, Etiler’e… Hayret ki hayret, bu trafikte…


Fedon’un mekânına takılacaktım, Hayko telefon açtı ve dedi ki bana: 


“- Ağabey, hep Fedon’a Fedon’a, sen bu gece gel de takıl bana…”


Hiç kırar mıyım, Hayko’mu… Mekânına dalıverdim… O da ne, Etiler’den “Hale, Jale, Lale ve bütün mahalle” de orada değil miymiş?

Beni Fedon’a benzetip, hepsi de sarılmak istemez miymiş? 
Bu kedicikleri  kıramadım tabii ki de… 
O arada Hayko da tutturmaz mı mikrofonu bana… 

Ve bizim Photoshopşikçi Aydın kardeşim de basmaz mı denklanşörüne ardı ardına…


Neyse ne ya… Yarın magazin haberlerinden izleyip öğreneceğinize, işin aslını bu gece benden öğreniniz istedim…


Veee… Bu gecenin sürprizine sıra geldi…


Bu gecenin hatırına, özellikle okuduğum şarkı, bir kez daha hepinize gelsin…


“Dam üstüne çul serer, 
Nerden çıktı bu bebeler,
Haydarpaşa Garı’nda, 
Öpsün seni yanımdaki güzeller…”


Neyse saat 00.00’e de az kalmış, benim Rolls Royce kabak pardon Opel olmadan, ben ufak ufak uzayayım buradan Didim’e… 


Öptüm.. Bir daha öptüm.. Öpjem yaa, kaçmayın köftehorlar gelin buraya…