13 Nisan 2010 Salı

Bu ülkeye "psikiyatrik açılım" da gerek


2002 ve 2007 seçimlerinden günümüze kadar geçen süre içinde toplumun belirli kesimleri öyle sistemli şekilde zihinsel işgal altına alınmış ki, milletin bedensel sağlığıyla birlikte ruh sağlığı da bozulmaya başlamış...

Bu tespiti yapan ben değilim, teşhisi koyan da... Zaten bunu yapacak yeterli tıp eğitimine ve donanıma da sahip değilim... Keşke olaydım... TV'lerin tartışma programlarına çıkan konusunda bilgi birikimine ve deneyimine sahip ünvanlı doktorların tespitlerine katıldığım için size bunları aktarıyorum o kadar...

Ben de konusunda uzmanlar kişiler gibi, ruh sağlığı bozulmuş halk için "psikiyatrik açılım" ın gerekli olduğunu düşünmeye başladım...

Gelin gündelik yaşam içine bizler de şöyle bir dalalım... Ruh sağlığımızın bozulmasına neden olan etkenleri birlikte araştırıp, tartışalım... Benim unuttuklarımı da siz tamamlayın olmaz mı?...

Örneğin, geçen seneye göre bütün gıdaların fiyatları yüzde 20 arttı. Bu sebeple de işçi, memur ve emeklilerin aldıkları üç kuruşluk zam çoktan eridi, gitti... Bir kilo domatesin ve bir kilo soğanın fiyatı çarşıda ve pazarda 3 TL oldu... Böylesi anormal fiyat artışları karşısında millette akıl sağlığı mı kalır...

Şöyle sokaklara ve caddelere vurun kendinizi ve yürüyün... Yüzü gülen tek kişiye bile rastlayamazsınız artık... Herkesin yüzü mutsuzluktan binbir parça... Millet patlamaya hazır bomba gibi. Kime dokunsanız bin ah işitiyorsunuz... Kiminle konuşsanız, geçim sıkıntısı çektiğini söylüyor...

TV'lerin ekonomi saatlerinde çarşı pazar dolaşan muhabirler, geçim sıkıntısı çeken halkla konuşuyor... Halkın şikayeti hep geçim derdi... Bazen yanlarına alışveriş için yaşlı bir teyze alıyorlar.. Çarşı-pazar geziyorlar... Fiyatlar el yakıyor... 50 TL'ye file bile dolmuyor... Bir çok şeyi alamadan eve dönüyorlar... Bu haberleri izleyen daha doğrusu yaşayan millette akıl sağlığı mı kalır...

Ayrıca yüzler neden asık olmasın ki... Doğalgaz, elektrik, su, telefon, cep telefonu ve adsl faturaları yükü altında ezilen halk, kira ve gıda giderleri altında heba olup gitmekte... Günden güne fakirleşmekte olduğunu ruhunun en derinlerine kadar artık hissetmekte... Geleceği olmadığını bilmekte... Bunları yaşayan kişilerde akıl sağlığı mı kalır...

İşçinin, memurun ve emeklinin maaşları daha aldıkları gün bitiyor... Yoksulluk ve fakirlik sınırını şöyle geçin, artık bu halk açlık sınırı altında yaşamaya mahkum bırakıldı... Bu yüzden millet dayanıyor kredi kartına... Trilyonlarca liralık kredi kartı borcu var bu milletin... Borçlandırılıyorlar... Sonra ödeyemeyince de gelsin icralar, aile mutsuzlukları, boşanmalar, daha da ötesi intiharlar... Bunları yaşıyor millet... Bunları yaşayanlarda akıl sağlığı kalmış mıdır sizce?

Ayrıca çiftçilerimizin başına gelenlere ne demeli? Vatan gazetesinin internet sitesinin yaptığı araştırmayı okudum... Üzüldüm gerçekten...

Trakya'da bankalardan aldıkları kredileri ödeyemeyen çiftçilerimiz neredeyse iflas bayrağını çekmiş durumdalarmış. Hiçbir şey üretemeyecek hale gelen çiftçilerimiz icra memurlarından kaçacak delik arar hale gelmişler... İcra memuru gelecek mallarımıza haciz koyacak, ya da jandarma gelecek bizi tutuklayıp hapise atacak düşüncesiyle gününü geçiren o halkta akıl sağlığı mı kalır...

Borç sebebiyle üretemeyen elinde satacak malı da kalmamış çiftçilerimiz; "Yakında sebze ve meyve bile bulamayacak bu insanlar... O zaman ne olacak? Kıtlık yakında, hatta kapıda" demişler... Gerçekten endişe edilmesi gereken bir konu bu... Bunun endişesini yaşayan halkta, akıl sağlığı mı kalır dostlar...

Sonra... Sonra yurt dışından ithal edilecek çoğu şey... Ve gelsin bozuk gıdalar, GDO'lu ürünler ve uğraş bakalım binbir türlü hastalıklarla o zaman... Tabii kim kazanacak yine ilaç firmaları, hastaneler vs.. vs.. vs'ler.. Bunları da düşünen halkta akıl sağlığı mı kalır...

Özel TV'lerde ve TRT kanallarında doktor programları neden bu kadar çok reyting alıyor sanıyorsunuz... Millet derdine TV'lerden çare bulmak için uğraşıyor da ondan...

Doktorların ise ortak söylemi şu: Sağlıklı olmak için "bol bol sebze ve meyve tüketin" ...

İyi de doktor kardeşim, millete güzel şeyler anlatıyorsunuz da... Millette bol bol sebze ve meyve alacak kadar para var mı, ya da ellerinde yeterli miktarda para kalıyor mu bakalım? Niçin önce bunları sorgulamıyorsunuz? Aylık maaşını alan işçi, memur ve emekli halkın elinde fatura ve kira ödentilerinden hiçbir şey kalmıyor, bilesiniz...

Kalmıyorsa, nasıl beslenecek bu halk? Hasta olmaya eli mahkûm... Siz TV ekranlarından onların sağlıklarını bu şekilde düzeltemezsiniz... Ancak onları sağlıklı yaşam hakkında bilgilendirirsiniz ve imrendirirsiniz o kadar...

...

Zamanı olan, şöyle sabah evinden erken çıksın ve okul önlerine bir gitsin. Okul çocuklarını ve ailelerini izlesin... O anne ve babaların, imkansızlıklarından dolayı çocuklarına ancak poğaça ve simit alabildiklerine şahit olurlar oralarda... Bırakın çocuklarının önlerine kahvaltı kurmayı, bir tas çorba bile koyamıyorlar artık ne yazık ki... Tüm gün çocuk bu sağlıksız şeyleri kemirip duruyor... Çocuklarını kendilerinden daha fazla düşündükleri için kendilerini tamamen salmışlar, bırakmışlar... Bu üzüntüler akıl sağlığımızı bozmak için bir sebep değil mi?..

Bu ülkede gururlu anneler ve babalar, evlatlarının okuması ve iyi eğitim alabilmesi için ödeyemedikleri kurs paraları için hapishanelere giriyor... Bu durumdan psikolojik olarak etkilenen bir evlat ise intihar ediyor...

Ruh sağlığımızı bozmak için sanki güç birliği etmiş bazı TV kanallarına ne demeli?

- Ekonomik sıkıntılar çeken ailelerin yaşadığı huzursuzluk nedeniyle boşanmaların arttığı, adliyelerinin tıka basa boşanma dosyalarıyla dolu olduğu bir ülkede, özel TV kanalları reyting uğruna, her gün ekranlarına kadın ve koca bulmak için yaşlı, dul, evde kalmış kişileri çıkaracaklarına,

- Millet açlıktan inim inim inlerken, bir somun ekmeğe muhtaçken, yemek beğenmeyen kaprisli kişileri ekrana çıkarıp kavga ettireceklerine,

- Ayrıca benzeri absürd yarışma programlarıyla milleti uyuşturmaya yardımcı olacaklarına,

- Elektrik paralarımızdan kesilen katkı payıyla yayın yapan TRT, bir çok TV kanalı açıp, içi boş ve hükümet yanlısı yandaş programlar hazırlayacağına,

- Psikiyatri uzmanlarını ve psikologları ekranlarına çıkartmalılar ve günde en az 4 veya 5 saatlik terapik yayınlarla ruh sağlığı bozulmuş halka psikolojik yardımda bulunmalılar... Veya bu konuda program hazırlanmasına yardımcı olmalılar...

Ülkenin siyasetinden, açılımlarından ve saçılımlarından, gerim gerim gerilen halkın ruh sağlığı  ancak bu şekilde düzeltilebilinir...

Ayrıca bu TV kanallarının sahipleri, ekrana çıkarttıkları bu psikiyatrist ve psikolog doktorlara, yaptıkları kamu yararı terapiye karşılık, en yüksek maaşı da vermeliler... 70 milyon kişiyi tedavi etmek zordur çünki...

Buraya kadar yanlışım var mı? Yanlışlarım varsa, yanlışlarımı düzeltin lütfen...

Bu millet gerçekten çok bunaldı...
Bu millet gerçekten çok sıkıldı...
Bu millet parasızlıktan ve borçtan sokağa çıkamaz hale geldi...
Bu millet gerçekten büyük bunalımlar yaşıyor ve yaşatıyor çevresine...
Bu millet bla, bla, bla...
Bu millet bla, bla..
Bu millet bla..
Bu millet,
Bu ....
....

Siz siyasiler!.. Halk olarak sizlere de sesleniyoruz...

Sizler, oturduğunuz ceylan derileri üzerinde çok rahatsınız sanırım... Halkınızın bu serzenişlerini duyuyor musunuz, duymuyor musunuz, çektiği sıkıntıları hissediyor musunuz, hissetmiyor musunuz?

O değerli zamanınızı kendi rahatınız için değil de, biraz da oy aldığınız milletiniz için harcayın, halka inin, halkla bütünleşin, halkla konuşun artık... Onlara yardımcı olmaya, dertlerine derman olmaya çalışın...

Yok yok... Bu böyle olmayacak...

En iyisi, en kısa zaman içinde, ruh sağlığını yitirmeye başlamış bu halk için "psikiyatrik açılım"ı da gündeminize alın...

Yoksa bu gidişle sizlere sağlıklı oy verebilecek "akıllı" hiç kimseyi bulamayacaksınız...
Ülkenin açıkhava tımarhanesine dönmesini ancak bu şekilde önlersiniz...

Keyfiniz bilir... Söylemesi milletten ... Uygulamaya koyması da siz vekillerinden...

Ertan Yurderi

1 yorum:

  1. Yazınızı çok sevdim.Yalnız "HALK NEREDE" göremiyorum?

    YanıtlaSil

Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)