27 Şubat 2003 Perşembe

Günlerden Bir Gün .. Ruh'a ne iyi gelir? (Üçleme yazısı)




 
Bir gün bir yerde bir yazı okumuştum... Diyordu ki... Ruh, `herşey' ile `hiçbir şey'i bilendir. Kişi, `herşey' ile `hiçbir şey' arasında gidip gelendir. Ne istediğini bilmeyen `herşey'i deneyendir. Ve her deneyim sonunda`hiçbir şey'i hissedendir. 

Okurken, okudukça içim daralıp daralıp duruluyordu... Ve derken bir de gönlümün sesine kulak vereyim dedim...

Diyordu ki...

 Ruha ne iyi gelir'i sorgular oldum?
Yana yakıla da..
Binlerce kez O'na sordum...
Bir içime döndüm, bir kendime durdum...
Ne TÜM'e VAR'dım,
Ne TÜM'le EŞ oldum...

Vardır bir hikmet-i aliyesi,
Nedir bunun nihayesi?
Ne reddi? Ne parçası?
Ruha ne iyi gelir'i sorgular oldum...


Gönlümün sesini susturamaz olmuştum... Her önüme gelene sorar buluyordum kendimi... Sokakta, parkta, yolda... Sorgusala düşmüş bir "Garip" misali dolaşıyordum artık...

Ne hikmetti Kİ; VAR olanı sürdürmek,
HİÇ'liğin bilmecesiyle...
Ne TÜM'dü ne TÜM'e VAR'ım
Benzersizliğin eşliğiyle...


Hatta arada bir Celal de (Mevlana Celaleddin-i Rumi) bir şeyleri aktarıyordu yazılarıyla, süslüyordu gönlümün bahçesini...

"Her gün bir yerden göçmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş
Dünle beraber gitti, cancağızım,
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım..."

Mevlana Celaleddin Rumi...

Buna yanıtım elbette olacaktı... "Ruha ne iyi gelir" sorgusalım devam ediyordu çünki...

"Düne ait ne varsa, HİÇ'likte...
Bugün VAR olan ise yarın YOK artık..."


Derken sevgili bir dostuma da sorar buluyordum kendimi, sordukça soruyordum... Elbette yanıtlıyordu kendince, düşünceleriyle... Konuşturuyordu klavyesini...

Deneyim sessiz ve sedasız yaşanır, kalbinde ve gönlünde... Bu arada birikimler aktarılır geçmişten geleceğe... Ama ya sonrası? Yani deneyiminin hiçliğine yolcu olması? O da deneyimi yaşayan kişinin aldıklarına bağlı. Kendi hiçliğine, dolayısıyla Bütün'ün hiçliğine yolcu olabilmesi için görevini tamamlamış olması gerekir, yani kişinin veya bütün'ün ondan alması gereken dersi alması da diyebiliriz buna...Sonrası ise hiçliğinden dualiteye yolculuk yapan başka bir deneyim... Başka bir yolculuk, yolcusuyla...

Hiçlik.. Denge ya da nötr olma noktası demiştik.. O noktada sürekliliği bulabilmekse bizim amacımız... Bu tıpkı Sema'ya duran semazenlerin dönüşlerindeki doruk noktası gibi. Ya da derin meditasyon yaparken bir anda kafanın bilinçsizce öne düştüğü an gibi... Bizler için sürekliliği henüz yok. Çünkü insanın gözü çok parlak ışıkta da tıpkı çok karanlıkta olduğu gibi net göremez.. Adım adım aşılacak bir yoldayız... Sakin ve emin adımlarla hep ileriye doğru yürümekteyiz.. Hafif ve arınmış olmak esas bu yolculukta o yolun yolcularıyla... Niyeti en zor anlarda, en keşmekeşlik durumunda bile değiştirmemek onemli.. Sade olmaksa şart... Özverili ve kendine güvenli... Yine de sorgulamakta bilinç her AN "Ruh'a ne iyi gelir'i?.."

Ama, ama diyorum dostuma...

'Hiçbir şey'i hissediyorsan
"Ne mutlu sana ki,
Bir adım daha yaklaşmaktasın O'na...
'Hiç'liği bulmak için..
Ruh'a ne iyi gelir'i sorgulamakla..."


"Dur" diyor, "daha bitmedi"... Devam ettiriyordu sözlerini klavyesinin tıktıklarıyla...

Her deneyim sonunda hissediliyor mu "Hiç"lik duygusu? Herkes gibi sen de hissediyor musun peki? Her deneyimden sonra hissedilmeyebilir de... Ancak insan ruhu ileri aşamalara geçtikten sonra hissetmeye başlar elbet. Yalnız "Boşluk"la "Hiç"liği karıştırmamak gerekiyor burada... Her deneyimden sonra bir boşluk oluyor bu muhakkak... Ama "Hiç"lik başka bir şey.. Yani.. Hiçligin varlığını duyumsayabilmek (idrak edebilmek yani) kişiyi O'na yaklaştırıyor. Çünkü aslında herşeyin bir oyun olduğunu gorebiliyorsun o zaman.

Normale göre biraz daha yukardan bakabilirsek buna, bundan sonra perdenin biraz daha aralanmasını beklemekten baska yapacak bir şey yok gibi... Bu dualitenin üstünde bir şey. Bir de "Hiç"lik aslında nötr bir durumu da ifade ediyor. Artı (+) ile Eksi'nin (-) dengelenmiş hali. Aynı zamanda da "Hiç"lik "Bütün"lük oluyor... O halde "Ruh'a ne iyi gelir"i hala sorgular buluyorsun kendini... Bir yanıt da bulamaz, bulacağın da yok... Çünki... "Herkes farklı deneyimlemekte yaşamını..."

Bu üçleme ile yanıtlıyor gönlüm yine kendini...

Madem herkes farklı deneyimlemekte yaşamını... Neden sorgularsın ruhsalını... Ruha ne iyi gelir'ini...

Tarih: Günlerden bir gün...
Saat: ZAMAN'ı AN olan...


Ertan Yurderi