18 Mart 2010 Perşembe

Türksat3A uydumuzdaki yeni rezillikler ...



Yaklaşık bundan 3 sene önce bloğumda "Çanaklandık yozlaştık(mı?)" başlıklı bir yazı yazmıştım... ( Bknz )

Yazımda Türksat uydusu üzerinden hiçbir anlamı olmayan, sadece "laf olsun, torba olsun" anlamında yayın yapan TV kanallarının varlığından söz etmiştim...

Bu tür TV kanallarında "çöpçatanlıktan tutun, tıpkı diğer yabancı uydular üzerinde yayın yapan cinsel sohbet hatları gibi yarı çıplak hatunları konuşturarak yayın yapıyorlar, bu tür kanalların müdavimlerinin cinsel isteklerini kabartıp soyuyorlar ... " diye de yazmıştım...

Ve şu soruları sormuştum: "Bu tür kanalların sahipleri kimlerdir?" "Bu tür kanalları Türksat'a kim almıştır?" "RTÜK bunları denetlemiyor mu?"

Elbette bu 3 sene içinde Türksat uydusu epey bir yol katetti... Türksat 1C'den başlayarak Türksat 3A uydumuza geçti kanallar... Uydu kanallarımız çoğaldıkça, yozlaşma da buna paralel gidiyor...

Şimdilerde benzer türde yeni kanallar var Türksat3A uydusu üzerinde... Ve o kanallarda yine bahsettiğim şekilde denetimsiz şekilde yayın yapılıyor... Türksat bu tür kanalları bile bile neden yayına alıyor, birilerinin ceplerindeki parayı neden başka bir yere aktarılmasına aracı oluyor bir türlü anlayabilmiş değilim...

Çöpçatan sitelerinin ve cinsel içerikli kanallara son zamanlarda insanların dini duygularını sömüren kanalların da varlığı eklenince, bir curcunadır gidiyor Türksat3A'da... Tıpkı 3 sene önce olduğu gibi; Şu şu numarayı ara, cebine şu sure gelsin, şu şu numarayı ara duaların kabul olsun... Vs.. Vs.. Vs...

Neyse benim şimdi anlatacağım konu dini yayın yapan kanallarla ilgili değil... Onlar zaten milletin dini duygularını sömürmeye devam edip tıpkı Denizfeneri gibi milletin paralarını ütmeye devam ediyorlar...

Benim asıl anlatacağım çöpçatanlık ya da cinsel içerikli yayın yapan kanallarda yaşanan rezilliklerle ilgili...

Geçen akşam Flash TV kanalında Yalçın Çakır'ın sunduğu "Yüzleşme" adlı programda yaşanan bir olay; Türksat üzerinde bahsettiğim tarzda yayın yapan televizyon kanallarındaki rezaleti ortaya çıkarması açısından önemli...

Ben de 3 sene önce yazdığım yazımdaki gibi yine haklı çıktım...

Programa telefonla bağlanan genç kadın, Türksat uydusunda yayın yapan bazı kanalların açıkça lezbiyen ilişkiyi teşvik ettiğini itiraf etti.

Her şey "Yüzleşme" programına katılıp genç adamın kaybolan Emine adlı eşini aradığını anlatması ile başladı.

Çaresiz adam önce eşinin kaybolduğunu ve onu bulamadığını anlattı.

Daha sonra ekranda kayıp kadının resmi yayınlanınca telefonla yayına bağlanan evli bir kadın, Emine adlı kayıp kadını tanıdığını ve onunla görüştüğünü anlattı.


 
 
Ekranda resmi görülen bayanı uyduda yayın yapan bir kanaldan görüp onunla arkadaşlık yapmaya başladığını itiraf etti.

Emine adlı kadının TV’de alt yazıyla arkadaş aradığını, gözlerini çok beğendiği için Emine’yi telefonla arayarak arkadaş olduğunu söyledi.

Emine’nin hatta kendisine bir resmini yolladığını anlatan izleyici, sunucu Yalçın Çakır’ı fena halde çılgına çevirdi.

Bu tür ilişkilerin son derece normal olduğunu, Aşk TV, Max TV gibi kanallarda bayanların cep telefon numaralarını vererek "bayan arkadaş" aradığını belirtti.

Hatta telefona bağlanan kadın konuşmasının sonuna doğru, bu tür yayınlarda konuştukları kadınlarla yüzyüze buluşup görüştüğünü de anlattı...

Yalçın Çakır bunun üzerine "Kadınlar artık 'paralı veya altın günleri'ni bırakmışlar, böyle absürd kanallardan arkadaş bulup 'uydu günleri' yapmaya başlamışlar" diye söylenip durdu...

İşte Flash TV'deki o görüntüler...


Önceki yazımda da belirttiğim gibi benim teknolojik gelişmeye hiçbir sözüm ve itirazım yok...
Teknolojiyi ben de kullanıyorum... Her türlü haberleşme aracını elimden geldiğince takip ediyor ve maddi imkanlarım elverdiğince de almaya ve kullanmaya çalışıyorum...

Herkes, özgürce, dilediği uyduyu ve o uydular üzerinden dilediği kanalı da seyredebilir, bu o kişinin en doğal hakkıdır ve sadece o kişiyi bağlar, buna da hiçbir sözüm yok...

Ben Türksat3A uydumuzdaki kalitesiz programlara, konuşma bilmeyen sunuculara, dilde yozlaşma yaratanlara, etnik kökenleri tetikleyicilere, din istismarcılarına ve milletin cebine el atmış bulunan cinsel içerikli kanallara takılmış durumdayım...

Bu tür yayınlar her an evimizin içinde beyaz camlarımızın ardından her an beyin yıkamaktadırlar...

Kısacası; Bir başıboşluk almış başını gidiyor Türksat uydumuzda... Hiçbir denetim olmadığı için müziğimiz müziklikten çıkmış, kültürümüz de kültürlükten...

Kanalların çoğunda avaz avaz avazlanan adı sanı hiç duyulmamış sanatçıların hangi tür müzik söylediğini çözmek mümkün değil...

Dini kanallara bakacak olursanız kendinizi ya bir Arap ülkesinde, ya da çok fakir bir Afrika Müslüman ülkesindeki gibi hissediyorsunuz anlamsız Arapça ve Osmanlıca konuşmalarıyla...

"Açılım, maçılım, saçılım" derken öyle bir "açıldık ve saçıldık" öyle bir "yozlaştık" ki, bir ülkeyi içerden çökertmenin, yıkmanın diğer bir yolu da kültürel yozlaştırma olduğunu unutup gittik...

Sabahı şerifler hepimize hayr ola...
Bu saatten sonra hiçbirimizi toplamak, toparlamak mümkün değil...
Hepimize geçmiş ola...
Hadi ben kaçtım şimdilik eyvallah...

Ertan Yurderi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)