21 Mart 2010 Pazar

Yandaş sinema, yandaş film ve yandaş seyirci ...





Yandaş kelime anlamı olarak birinden ya da bir şeyden yana olan, bir düşünceye, bir isteğe, bir oya katılan, onu destekleyen kimseye verilen sıfat veya addır... Yandaşlık da yandaş olma durumudur...

Son 8 yılda maalesef "yandaş" ve "yandaşlık" kavramı aldı başını gidiyor... Her şeye farklı iki yönden bakar olduk ne yazık ki...

Yandaşlık toplumun her alanına girdi... Yandaş bakkal, yandaş manav, yandaş kasap, yandaş market, yandaş avukat, yandaş savcı, yandaş hâkim, yandaş gazeteci, yandaş oyuncu, yandaş yazar, yandaş TV, yandaş radyo, yandaş sanatçı, vs.. vs.. vs..

Toplum; yandaş olan ve olmayan olarak tanımlanır oldu her alanda...

Kültür ve sanatta yandaşlık olur mu diyeceksiniz... Oluyor ne yazık ki...

Yandaş tiyatro eserleri, yandaş tiyatrolar ve yandaş tiyatro oyuncularının yanına şimdi de yandaş sinemalar, yandaş filmciler ve yandaş seyirciler de eklendi...

Hemen yandaş sinema, film ve yandaş seyirci olayını açalım...


Can Dündar'ın senaryosunu yazdığı ve yönettiği "Mustafa" adlı film 29 Ekim 2009'da vizyona girmeden önce tüm yandaş TV kanallarında, internet sitelerinde "çocuklara Atatürk'ü sevdirtecek film 'Mustafa' vizyona giriyor, herkes çocuğunu alıp bu filmi gitsin" derken basına tanıtım bültenlerinde ise şunlar söyleniyordu:

.... "Ölümünün 70. yıl dönümünde Atatürk’ün Türkiye’ye, dünyaya ve yeni yetişen nesle tam anlatılamadığı, yapılan belgesellerin Türkiye ölçeğiyle sınırlı ve belli bir dönemle kısıtlı kaldığı" ....

.... "Atatürk’ün daha önce görülmeyen fotoğraflarına, hatıralarını yazdığı not defterlerine, yakınlarına yolladığı çok özel mektuplarına, günlüğüne, el yazmalarına ulaşıldığı" ....

.... "Geniş ve deneyimli bir kadronun Atatürk’e dair yazılan kitapları, yerli yabancı basını, diplomatik yazışmaları tarayarak objektif, sıcak bir hayat hikayesi anlatmaya çalıştığı" ....

.... " Atatürk’ten kalan eşyaların, anıların, çalıştığı karargahların, yaşadığı evlerin, geride bıraktığı belgelerin, sevdiği müziklerin, söylediği sözlerin titizlikle derlendiği" ....

Ve film vizyona girdikten sonra... O kadar çok tarihi hatalar yapıldığı, Atatürk'ü o kadar kötü tanıtan bir film olduğu ortaya çıktı ki... O yandaş TV'lerin ve internet sitelerinin Atatürk'ü bu kadar kötü gösteren "Mustafa" filmine neden bu kadar destek vermiş olduğunu ve AKP'li ve Fetocu güruh tarafından neden bu kadar beğeni topladığını, bir kez daha anlamış olduk...

Şimdi gelelim bugüne...

 

Bugünlerde senaryosunu, müziğini ve yönetmenliğini Zülfü Livaneli'nin yaptığı "Veda" filmi ve Turgut Özakman'ın yazdığı, Hamdi Alkan'ın yönettiği "Dersimiz Atatürk" filmi vizyonda...

"Veda" ve "Dersimiz Atatürk" filmi, "Mustafa" filminden tamamen farklı elbette...

"Mustafa" adlı film çeşitli saçmalıklarla ve uydurma hikayeler ile doluyken, filmde ATATÜRK’e utanmadan ve yüzsüzce “ Yemek yemeyi seven , hep sarhoş gezen, sarhoş olunca ağlayan, kadın düşkünü… …” iftiraları atılırken...

"Veda" filminde ise Salih Bozok’un anlatımıyla, Atatürk’ün hayatının dönüm noktalarının, vatanı kurtarmak için ölüme meydan okuyan bir kuşağın komutanının hikayesi, hiçbir abartıya kaçmadan yalın ve net bir şekilde aktarılmış...

 

"Dersimiz Atatürk" filminde ise yazar Turgut Özakman herkese şöyle sesleniyor: "Bu film sizlere Atatürk’ü doğru olarak yansıtmak için yapıldı. Bu filme ailecek gelin. Filmi gururla, zevkle, yararlanarak izleyeceğinizden eminim... Mustafa Kemal konusunda doğru, yalın bir film yapmak için hepimiz çok özen gösterdik..."

Kısaca, "Veda" ve "Dersimiz Atatürk" filmde bizlere gösterilen Atatürk ile Can Dündar'ın "Mustafa"sında gösterilen Atatürk arasında dağlar kadar fark olduğunu izlerken anlıyorsunuz...

Can Dündar'ın "Mustafa"sı vizyona girdiğinde yandaş medyada neden bu kadar sansasyon yaratıldığını bir kez daha anlamış olduk... "Mustafa" filminde Atatürk karalanacak, hafızalarımızdaki "Atatürk" imajı silinip yerine bambaşka bir "Atatürk" imajı empoze edilecekti...

Peki bunu başarabildiler mi? Elbette ki hayır... Başaramadılar...
Can Dündar da umarım rezil olmuş, utanmış ve biraz olsun sıkılmıştır...

Ancak bugünlerde tuhaf şeyler de oluyor sinemalarda...

Turgut Özakman'ın filmi "Dersimiz Atatürk" yeni çıktı ama onu bilemiyorum ama (yakında bu filmle de ilgili engellemeleri duyarız basından), "Veda" filmi çeşitli engellemelerle karşılaşıyormuş... Geçen haftalarda CNNTürk'te "Saba Tümer"in programına çıkan Zülfü Livaneli'de benzer şeyler söylemişti...

Engellemelere örnek vermek gerekirse;

"Veda" filmini oynatan bir sinemaya gidiyorsunuz ve herhangi bir matine için bilet almak istiyorsunuz... Ancak bilet yok... Sanıyorsunuz ki, filme çok rağbet var... Yer bulunamıyor... Ancak gerçek hiç de öyle değil... Sinema kaç kişilik ise o kadar bilet ayrılmış... Ancak film saati geldiğinde ne gelen var, ne de giden... Film başlarken tesadüf bilet bulup içeriye girenler ise sadece 3-5 kişinin varlığından söz ediyorlar...

Peki bu biletleri ayırtanlar kimlerdir? Neden gelip almazlar? Neden filmi izlemeye gelenlere bilet yok denir? Bunu anlayan varsa beri gelsin...

Bir örnek de İzmir'den...

Geçenlerde İzmir'de Palmiye AVM'deki sinema salonlarında filmin afişleri ve seans saatleri yazılı olduğu halde gişede filmin gösterimde olmadığı yanıtını almış sinemaseverler...

Nedeni ise İzmir Yüksek İslam Ens. ve İzmir İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin sinemanın tüm gösterimleri için bilet talep ettikleri ve ama "Veda " yerine "Eşrefpaşalılar" filmini izlemek istediklerini beyan edip sinemayı günlük kapatmışlar.

Geçen gün Vatan gazetesinin internet sitesinde "Veda'da şok iddia" başlıklı bir haber okudum... (Bknz: http://haber.gazetevatan.com/VEDAda_sok_iddia/294662/1/Gundem )

Eğitim-İş Samsun Şube Başkanı İsmail Tutoğlu, Atatürk’ü konu alan 'Veda' filmine öğrencilerini götürmek isteyen öğretmen ve idarecilere örtülü ve sözlü bir şekilde, milli eğitim müdürlüklerince, bürokratik zorluk çıkarıldığını ileri sürülüyor dedikten sonra yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bu tür baskıların ancak darbe dönemlerinde yaşandığını demokratik ülkelerde böyle bir uygulamanın olmaması gerektiğini belirtmek istiyoruz. Eğitim-İş olarak bu konu ile ilgili oluşabilecek sorunlarda tüm çalışanlara hukuksal yardımda bulunmayı taahhüt ediyoruz. Böyle bir olay antidemokratiktir... Eğitim İş olarak buradan çağrıda bulunuyoruz. Tüm Atatürkçü, aydın, demokrat, çağdaş, Cumhuriyet öğretmenlerini ve velilerimizi; öğrencilerine Atatürk’ü konu alan 'Veda' ve 'Dersimiz Atatürk' filmlerini izletmeye bu anti demokratik tavra karşı demokratik tavır göstermeye davet ediyoruz"

İşte kısaca durum bu... "Mustafa" filmine otobüs otobüs götürülüp Atatürk'le uzaktan yakından ilgisi ve alakası olmayan filmi izlettirilen öğrenciler, "Veda" filminden ise adeta kaçırılıyormuş...

Asıl merak ettiğim şey ise Turgut Özakman'ın "Dersimiz Atatürk" filmiyle ilgili... Bakalım "Veda"nın başına gelen engellemeler bu filmin de başına gelecek mi?..

Yazımın başlığına "Yandaş sinema, yandaş film ve yandaş seyirci ..." diye boşuna başlık atmadım...

Bu ülkede artık her alana "yandaşlık" kavramının yerleştiği kesin... Herkes bir şekilde birbirini kollar oldu bu yüzden...

Peki bu kavramı kim çıkardı? Bu milletin aklına "yandaşlık" fikrini kimler yerleştirdi? Bunun gelecekte getirisi ve götürüsü ne olacak?

Meydanlarda, "Yaradılanı severim Yaradan'dan ötürü" nutukları atanlar ve bu nutuklara ağlayanlar bu millete ne yaptıklarının farkında değiller mi?

Yazık, çok yazık... Gerçekten bu millet bunların hiçbirisini haketmiyor...

Ertan Yurderi

5 yorum:

  1. Ekonomik kriz içinde iyice zorlaşan iş hayatından dolayı, eskisi gibi gündemi yakından izlemeye pek fırsat bulamıyorum. Geçen Cumartesi akşamüzeri, uzun süredir bir sinemaya bile gidemediğimi, çocukları da götüremediğimi düşünüp, çocukları da alarak bir sinemaya gidelim dedim. Saat 20:50 civarı Ataşehir’deki sinemaya gittik. Vizyondaki filmlere baktık, 21:00’de Veda filmi vardı, hiç beklemeden gireceğimiz için Veda filmine gidelim dedik, bilet de vardı, hemen bilet aldık.

    Filmin oynayacağı 6 numaralı salona doğru ilerlerken, müthiş bir izdihamla karşılaştık. Merdivenlerde ve bekleme salonunda o sinemada bugüne kadar hiç görmediğimiz bir kalabalık vardı. Kalabalıktaki kadınların tamamına yakını türbanlı kadınlardı. Bu kadar türbanlı kadın olan bir kalabalığın Veda filmine gitmek üzere izdiham yaratmış olmasına biraz şaşırdım. Ama, sonra aklıma Mustafa filmi geldi. Geçen yıl benim pek beğenmediğim Mustafa filmi, AKP’li veya Fetullah Gülen tarikatı mensubu arkadaşlar tarafından oldukça büyük bir beğeni toplamıştı. El birliği ile Zaman Gazetesi’ni tiraj lideri yapan bu topluluğun, bir kültürel dayanışma içerisinde, Veda filminde de kendilerine uygun birtakım fırsatlar bulmuş olabileceklerini ve o nedenle bizim gibi sıradan “TARİKAT FREE” insanların anlayamayacağı derin mevzular olduğunu düşündüm bir an. Türbanlı kalabalığı yara yara salona ilerledik. Ancak, bizim 6 nolu salonun önünde hiç bekleyen yoktu. Salona girdik, normal bir kalabalık vardı, birkaç dakika sonra da film başladı.

    Arada eşim ve çocuklar mısır ve su almak üzere dışarı çıktılar. Merak ettikleri için izdihamın nedenini sormuşlar. Görevlilerden aldıkları yanıt şu: “Başbakan Sn. Recep Tayyip Erdoğan, çok beğendiği Mustafa filminden sonra, Veda Filmi’nin daha iyi gişe yapmasını istememiş. Veda Filmi’nin Mustafa Filmi’nde daha iyi gişe yapma “riski” (!) ne karşı da, Veda ile aynı günlerde, aynı salonlarda oynayan Eşref Paşalılar filminin, mutlaka Veda Filmi’nden daha iyi gişe yapmasını, hatta bariz bir şekilde, birkaç misli ile Veda’ya fark atması için gereğinin yapılmasını rica etmiş. Bunun üzerine, AKP’nin tüm İl, İlçe Başkanlıkları, Kadın ve Gençlik Kolları gibi tüm teşkilatları ile birlikte Fetullah Gülen tarikatı, üyelerine çağrı yapıp, tüm üyelerin Eşref Paşalılar filmine en az 1 defa gitmelerini ve etraflarında ulaşabildikleri, nazları geçen tüm konu-komşu, dost ve akrabanın da Eşref Paşalılar filmine mutlaka en az 1 defa götürülmesini ya da gitmeleri için rica edilmesini duyurmuşlar. “Veda’ya karşı Eşref Paşalılar” sloganı ile AKP ve Gülen teşkilatı tarafından ortaklaşa yürütülen bu kampanya programı çerçevesinde, filme her gün gelen fanatikler varmış. İzdiham sebebi ile, tüm matinelerde ve suarede, aralara çocuklar için sandalyeler konuyormuş. Sinema salonu kuruldu kurulalı böyle bir iş yapmamış.”

    Filmin arasında türbanlı izdihamın sebebini öğrenip, AKP’nin ve Gülen tarikatının, bu tür ince hesapları nasıl da hızlı bir koordinasyon ve organizasyon ile yürüttüğünü, örgütsel dinamizm ve dayanışmadaki hızları ile, Ergenekoncuların nasıl da yaya bıraktıklarını vs düşünüp, gıpta ve takdir etme duyguları ile filmin 2. Yarısını da izleyip, eve döndük.

    YanıtlaSil
  2. Bu akşam, TV zaplarken, AKP ve Gülen propogandası yapan bir kanalda tesadüfen “Mustafa filmi gibi çok doğru kurgulanmış bir filmden sonra, Veda’da ne kadar çok hatalar olduğu, bu günlerde bir film izlenecekse, Eşref Paşalılar filminin e güzel film olduğu vs vs bir muhabbet vardı. O zaman, sinema görevlisinin söyledikleri aklıma gelip, TV’de verilmeye çalışılan mesaj ile de örtüşünce, Eşref Paşalılar filmini acayip merak edip, hemen bilgisayarımı açtım ve Google’a “Eşref Paşalılar Filmi” yazıp, tıkladım. Aman Allahım; meğer Mustafa – Veda – Eşref Paşalılar filmleri arasında nasıl da bir ince kavga varmış da bizim haberimiz yokmuş ! Yuh dedim, biz ayakta uyuyoruz, AKP ve Gülen her zaman olduğu gibi günde 24 değil, 48 saat çalışıyor.

    Veda filminin, Mustafa filmi gişesinin altında kalması, olur da Mustafa’yı geçerse de, tedbir olarak Eşref Paşalılar Filmi’nin Veda’yı mutlaka geçmesi gerektiği hırsının nedenlerini ararken, aşağıdaki bilgilere erişip, konuyu biraz daha anlamış oldum:

    Eşrefpaşa, kulak kesmekle meşhur olan kabadayılarıyla tanınan bir İzmir semtidir. Günün birinde Eşrefpaşa'ya bir hoca atanır. Hoca, Eşrefpaşa kabadayılarının hidayetine vesile olur. Fethullah Gülen'in de bir zamanlar vaizlik yaptığı İzmir'de geçen film, kabadayılıktan şakirtliğe geçiş sürecini "Kulak kesiyorlardı/Kulak kesildiler" sloganı ile anlatıyor. Filme çok büyük ilgi gösteren Fetullah Hoca cemaati, filmin üç milyon seyirciye ulaşması için kampanya başlattı. Dava şuuruyla alınan biletler işe yaradı. İlk hafta biletleri şimdiden tükenmiş durumda. Filmin başrol oyuncusu Sinan Albayrak, iyi bir oyuncu... Sinan, Yeni Şafak yazarı Hakan Albayrak'ın kardeşi. Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın sinemaya olan ilgisi, muhafazakâr kesimin sinema alanında varlık göstermesini istemesi ile, Dumanlı'nın da bu filme ciddi bir katkısı olduğu düşünülüyor.

    Cahilliğimi mazur görün, belki sizler biliyordunuz ama ben halen Fetullah Gülen tarikatının bu inanılmaz hırsı karşısında hissetmekte olduğum şaşkınlığı sizlerle paylaşma ihtiyacı duydum. Ergenekon dahil, memlekette olduğu iddia edilen ne kadar örgüt varsa, ben iddia ediyorum ki, hiç birisi bu denli hırslı ve azimli bir dava şuuru ile hareket edememektedirler. Fetullah Gülen tarikatının, bizim gibi cahil ve sıradan insanların anlayamadığı kısa, orta ve uzun vadeli amaçları he ne ise, bu hırs ve azimle, istediklerini elde etmeye çok yakındırlar.

    Fetullahçı arkadaşlara hep sordum, yine de soruyorum: Sizi bu kadar hırslı ve azimli yapan bizim anlayamadığımız ve mutlaka ÇOK ULVİ olduğun tahmin ettiğimiz esas amacınız her ne ise, bize de anlatın. Ne yapacaksak, hep birlikte yapalım. Siz bu kadar yükün altına girmeyin, biz de yardım edelim, kenardan aval aval bakmayalım. Sizin gibi olamamak bizim suçumuz değil ki, lütfen aşağıdakileri okuyun ve sizin ulvi davanızı bir türlü neden anlayamadığımızı, sizi anlayabilecek beyin hücrelerimizin, yıllarca nasıl yıkanmış, zırvalar ile doldurulmuş olduğunu bilip, bizim gibi zavallılara hiç değilse biraz olsun acıyın. Biz istemez miydik ki sizin gibi ulvi davalarımız olsun, dayanışalım, birlikte iş yapalım, para kazanalım, karımıza ipek türban alalım, kendimize Ramsey’den takım elibise ve yakasız gömlek alalım. Biz de isterdik ama, kaderin cilvesi işte…

    Haşim ACAR

    YanıtlaSil
  3. BU KONUYU STAR TV DE RUHAT MENGİ NİN PROGRAMINDA ZÜLFÜ LİVANELİ DE TEYİT ETTİ BU VE BENZERİ BİR SÜRÜ SABOTAJLA İNSANLARIN BU FİLMİ GÖRMESİ ENGELLENİYOR.KESİN OLARAK HAFIZALARIMIZDA ATATÜRK FİKRİNİN DAHİ KALMAMASI İÇİN ÇABA GÖSTERİYORLAR.FİLM TÜM ELEŞTİRİLERE RAĞMEN GÖRÜLMESİ GEREKEN BİR FİLM BEN GİTTİM VE ÇOK BEĞENDİM.

    E.SÜREN

    YanıtlaSil
  4. Sevgili KOCAYÜREK,
    Hem "Veda" hemde "Dersimiz Atatürk" filimlerini izledim. Veda'da, Kurtuluş savaşı ve Atatürk devrimleri az işlendiği için eksik buldum. "Dersimiz Atatürk" filminde ise elleri öpülesi Turgut Özakman, herşeyi yerli yerine oturtmuş, usta sanatçılar Çetin Tekindor'un sunumu, Halit Ergenç'in oyunu harikaydı.
    Duygularımı belirttiğim yazıyı da sana gönderdim. Sevgilerimle
    Gündüz AKGÜL

    YanıtlaSil
  5. Emekli Cumhuriyet Savcısı Sayın Gündüz Akgül'ün "Dersimiz Atatürk" yazısını;

    http://www.derki.com/forum/viewtopic.php?f=4&t=963&p=1222#p1222 linkinden okuyabilirsiniz...

    Ertan Yurderi

    YanıtlaSil

Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)