10 Mart 2010 Çarşamba

"Aç gözlü(mü) olduk?" ...



"Ucuz etin yahnisi bol olurmuş.." diye bir atasözümüz vardır ...

"Ucuz malın alıcısı da çok olurmuş!"..

Her açılan yeni süper marketlerde izdiham görüntüleri elbette bir görgüsüzlüğün görüntüsü. Bir açgözlülüğün görüntüsü...

Geçenlerde yine yeni bir mağaza açıldı... TV'ler uzun uzadıya bu açılışı verdi... İzdihamı gösterdi...
Biraz ucuza alacağım diye o izdihama, o ezilmeye ve o eziyete değer mi?


Oysa ki, hemen hemen her şehirde büyük elektronik mağazalar var ve burada da uygun fiyatlarla da olmasa bu tür cihazlar satılıyor... Vatandaş her zaman MARKA'ya para ödediğinin farkında bile değil...

Örneğin markalı bir bilgisayara yüzlerce dolar para ödenirken, kendi topladığınız "No Name" bir bilgisayara yarısı kadar para bile ödemiyorsunuz...

Elektronik eşyaların ilk elini bulup alışverişini oradan yaparsanız, kârdasınız...

İstanbul'da yaşayanlar için söylüyorum... Öyle çok uzaklara gidip bu tür eşyaları ucuz almak için çaba sarfetmeye gerek yok...

İstanbul'un belli başlı semtlerinde, tıpkı bu mağazadaki gibi bu ürünleri uygun fiyatlara bulabilmeniz mümkün...

Bu semtler, Mecidiyeköy, Kadıköy, Karaköy, Sirkeci ve Eminönü'nün arka tarafları yani Tahtakale...
Mecidiyeköy ve Kadıköy piyasasından uygun fiyata toplama bilgisayarlar ve ekipmanlarını satın alabilirsiniz...

Karaköy'den uydu ve elektronik parçaları, Sirkeci ve Eminönü (Tahtakale)'nden de yurt dışından ithal edilmiş ilk elden uygun beyaz eşya veya herhangi bir elektronik eşyaya sahip olabilirsiniz...

Sirkeci'de Doğubank İşhanı'nı ve çevre hanları bilmeyen yoktur sanırım... Oralara gidilip o hanların bütün katlarını gezerseniz, kendinize uygun fiyatla eşya alabilirsiniz...

Hele ki yolunuz Tahtakale Santrali'nin arka sokaklarına düşmesin... Orada ayakçılar (hanutçular) vardır, yolda sizi karşılarlar... Eskiden tezgahlarda alenen satılan mallar, şimdi polisin ani baskılarından sonra ayakçılığa dönüştürmüşlerdir işlerini... Usulca yanınıza yaklaşırlar ve "Abi ne lazım", "abi şu var, abi bu var" diye sizin oraya hangi amaçla geldiğinizi sorgularlar...

Yok yoktur oralarda da... Hem de toptan fiyatına perakende... Hem de toptan fiyatına kredi kartlı taksitle veya peşinle...

Eskiden Topkapı'da Füze Çarşısı'nın arka taraflarında "Bit Pazarı" denilen yer vardı, şimdi oradan kadırılıp Sefaköy'ün arka taraflarına gitti bu spot piyasa...

Orada da bu plazma TV'leri tıpkı o mağazadan alınan spot fiyatlarla hatta daha ucuza bulabilmeniz mümkün... Böyle izdiham yaşamadan hem de...

Bu ucuzculuk işi şimdi öyle ayağa düştü ki... Hemen hemen her semtte bu tür spotçu'lar çoğaldı... Buralardan her tür elektronik eşyayı kesenize göre uygun fiyatla alabilirsiniz...

Ha bu arada ne oluyor? Büyük markaların satıcılarıyla spotçular karşı karşıya geliyorlar... Bir dükkan aynı malı yüksek fiyattan satarken, iki-üç dükkan aşağıdaki spotçu da aynı malı düşük fiyattan veriyor... Sizin ise aklınız karışıyor?


Diyeceğim şu ki; Yeni bir market ucuz fiyatla satış yapacağını duyurmasın... Geceden kuyruklar oluşuyor, sabah kapılar açılıyor, açılır açılmaz raflar yağmalanıyor, millet birbirini eziyor, biber gazları yiyorlar, bu sıkıntıyı çekmeye değer mi?

Bu görüntüler gerçekten ülkemize hiç yakışmıyor...

Bence bu görüntüler, açgözlülüğün, vurdumduymazlığın, aymazlığın ve cahilliğin görüntüsü... Ve geri kalmışlığın görüntüsü...

Tıpkı geçmiş zamanlarda hatırladığımız gibi milletteki gösteriş merakı, yabancı mallara olan düşkünlük vs. gibi..

Bir zamanlar bu millet yurt dışından elektrikli süpürge ve çamaşır makineleri bile getirtmişti gemilerle, TIR'larla...

Şimdi yüksek teknoloji kullanan fabrikalarımız var. Dünya teknoloji devi markalaşmış ürünlerimiz varken, bizim milletimizin gözü yine Uzakdoğu ve yabancı mallarında...

Yazık ediyoruz bunca yurt dışına akan paraya...

Çocukluk zamanımızda bizlere öğretilen ve okullarda Aralık ayı geldiğinde kutladığımız "Yerli Mallar Haftası" olarak da anılan "Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası" diye bir haftamız vardı...

Bize bu haftada, tutumluluğun ve yatırımın önemliliğini ve sonra da yerli malları neden kullanmamız gerektiğini öğütlerlerdi öğretmenlerimiz...

Bugün bunların artık hiç birisinin aklımızda kalmadığına eminim...

Zaten okul çocuklarına artık bunlar öğretilmiyor ki...

Neyse bu konu uzar da uzar, en iyisi daha fazla can sıkmadan ben uzayayım buralardan...

Ertan Yurderi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)