7 Mayıs 2020 Perşembe

Kontrol(süz) sosyal hayat, oh ne rahat(mı ?!)..

Günümüzde 100 veya 200 yılda bir insanoğlu'nun başına gelebilecek salgın ile mücadele ederken, kimi kişiler bunun farkında olarak kurallara uyup yaşamlarını sürdürürken, kimileri de "bize bir şey olmaz" modunda gayri nizami ortalıklarda dolaşıp, "Amannn, herkesler ortalıkta dolaşırken ben niye evde oturacakmışım? Sıkıldım evde oturmaktan.  Boşversene sen bu işleri. Ölürsek ölürüz hep birlikte ne güzel" deyip sorumsuzluklarını ortaya koyuyorlar...

Oysaki daha koronavirüs pandemi süreci tam anlamıyla geçmedi... Günde nerdeyse 60 kişiye yakın hasta, bu hastalık yüzünden ölüyorsa, bu süreç geçti, bitti denilemez...

T
ürkiye'de ilk hasta 17 Mart 2020 günü yaşamını yitirirken, dünyanın çeşitli yerlerinde ölümler alıp başını gitmişti... Hemen ülkece önlemler almaya başlamıştık... Nerdeyse 50 günlük süreç içinde alınmadık önlem kalmadı denebilir... Unutmayın bu önlemler ilk hastanın ölümünden sonra alındı... Sonra ardı ardına ölüm sayıları çoğaldı... Ölüm sayısı çoğaldıkça önlemlerin şekli şemali değişerek,  genişletildikçe genişletildi...

Şimdi "Kontroll
ü sosyal hayat"tan bahsediliyor... Yani alınan önlemlerin azbuçuk gevşetilmesinden bahsediliyor...

Bizim millet gevşemeye ve rehavete
çok meraklı bir millettir... Önce biraz sıkarsın, normale dönüşü hemen gevşemeyle, rehavetle karşılık bulur... Hatta ve hatta o "sıktığın, sıkıştırdığın" dönemde bile onu delmeye de çok meraklıdır... Sen ne dersen de, ne cezalar getirirsen getir, illa ki onu delecek bir delik, bir yarık bulur kendine...

Yetkililerin dediği şu: "2-3 ay önceki yaşantımıza dönmemiz mümkün değil. Mevsimsel bir grip virüsüne dönüşen, insanlar arasında dolaşan bu virüse alışmak zorundayız. Virüs bitmeyecek, toplumda dolaşmaya devam edecek."

Yani belli bir y
üzdeye ulaşana, bedenler alışana dek, bu illet aramızda dolaşıp bizleri hasta edip yatağa düşürecek, belki de çoğumuzu öldürecek... Çünkü DAHA BİR ÇARESİ BU-LU-NA-MA-DI bu illetin...

Milletimizde ş
öyle bir yanlış algı da var... Salgının ‘doğal olarak’ tırmandığı, sonra aşağıya indiği ve bunun kendiliğinden olduğunu sanıyor bu millet... Oysaki bu durum kendiliğinden oluşan bir şey değil, alınan tedbirler sayesinde olduğu muhakkak... “Sen tedbiri elden bırakırsan, gelip hiç ummadığın anda seni bulabilir bu meret” demek oluyor meali...

6 Mayıs 2020 verilerine g
öre Türkiye'de daha toplam 1 milyon 235 bin kişiye test yapılabilmiş... Bu testlerden çıkarılan vaka sayısı 131 bin civarında... Bunun 78 bin kişisi iyileşmiş. 3 bin 500 küsur kişisi ölmüş. Şu anda hastalıkla mücadele eden yoğun bakım ve entübe sayısının toplamı ise 2 bin civarında... Yani 2 bin kişi iyileşmeyi bekliyor, iyileşemeyip ölecek hasta sayısı da bilinmiyor, o sayı ise bir muamma...

Şimdi soruyorum size... 85 milyonluk koca bir
ülkede bu kadar az test yapılmışken, bu kadar az vaka sayısı tespit edilmişken, nedendir bu gevşeme? Nedendir bu rehavet? Nedendir bu kontrol(süz) sosyal hayat aceleciliği?..

Esas Kontrol(s
üz) sosyal hayat aceleciliği bizleri öldürebilir... Çünki şöyle kafamı uzatıp sokaklara baktığımda hiç de kontrollü bir sosyal hayat olduğunu gözlemlemiyorum artık...

65 yaş
üstü kişiler sokakta, 20 yaş altındaki çoluk-çocuk sokaklarda, hatta minik bebeleriyle millet sokaklarda. Sosyal mesafe hakgetire... Önlemler yokmuş, kalkmış gibi hareket edilmekte... Sanki yaşam 3-4 ay önceki normallikte yaşanıyormuş görüntüsü veriliyor her yerde...

TV'lerin haber programlarında r
öportaj yapan muhabir millete soru soruyor: "Neden sokağa önlem almadan çıktınız? Neden sosyal mesafeyi korumuyorsunuz? Neden maskenizi kullanmıyorsunuz? Bu yaptıklarınız normal mi?" diye... Cebine sakladığı maskeyi çıkarıp, muhabirin yüzüne bön bön bakıp duruyorlar, söyleyecek bir sözleri bile olmuyor ne yazık ki kem küm etmekten başka...

Farkındalık denilen şeyin bittiği an işte o an... Farkettirdiğin halde, o yine bildiğini yapmaktan
çekinmiyor...

Eh ne diyelim artık... Bu b
öyle devam ettiği sürece, bence 2'nci dalga, 3'üncü dalga, hatta 10'uncu dalga bile gelebilir... "Ne ekersen, onu biçersin" diye bir atasözü vardır ya, atalarımız onu boşuna söylememişlerdir hani. Yaşayarak deneyimliyoruz bu atasözünü...

Hadi bakalım insanoğlu, hepinize sağlıklı "Kontrol(s
üz)lü Sosyal Hayat"lar... Sonumuz hak getire, sonumuzu da Hakk getire!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)