4 Mayıs 2010 Salı

Hamsi, tatlı, miting, aganigi..


Mitingimiz bitmişti nasılsa. Bugün de, yüzbinlerin ve kendi mutluluk sarhoşluğumun bedenime kattığı güç ile çarşı-pazar bir dolaşayım dedim...

Evden çıkıp yolda yürümeye başladım... Etraf kalabalık. Millet de ses seda yok. Herkes koşuşturmaca içinde. Bankalar kalabalık. Haftabaşı olması sebebiyle herkes birkaç gündür aksattığı işleri halletmek telaşında...


 

Ağır ağır etrafa bakınarak yürüyorum... Yol beni Samatya'ya doğru getiriverdi... "İkinci Bahar" dizisinin çekildiği mekanın başındaki merdivenlerden aşağıya doğru inip Samatya Balık Pazarı'nda soluklandırdım kendimi...



Bizim Hamsi Bey, epey bir gözde yapmış kendini görmeyeli... Daha birkaç hafta öncesine kadar 3 TL'ye satılan Karadeniz hamsisi, şimdi 6 TL'ye satılmakta... Canım istavritin kilosu 4 TL'ye satılırken şimdi 8 YTL olmuş... Balıkçı avaz avaz bağırıyor "Balığa gel vatandaş. Miting bitti, balık fiyatı indi"...
Balıkçı esnafa yanaşıp soruyorum...

"- Yahu mitingle ne alakası var fiyatların"...

"- Ağabeyciğim, cuma-cumartesi balık fiyatları iki katıydı, bugün fiyatları indirdik... Cuma sis var diye balığa çıkılmadı, Cumartesi günü de miting var diye hiç kimse balığa çıkmadı... Fiyatlar bizde günlük ağabeyciğim. Dün balığa çıkanlar bu yeni ürünü getirdiler, fiyatlar bugün düştü. Yarın daha da düşer.."

"- Hımmmm" dedim kendi kendime, "- Miting ve sis balık fiyatlarını artırmış"...

Neyse baktım fiyatlar el yakıyor. Zaten Çupra'nın, Mezgit'in, Somon'un yanına uğrayamıyoruz, sadece tezgahta seyrediyoruz, baksana hepsine, nasıl da ölü ölü gözlerle bize oradan "nanik" yapıyorlar...


 

Ben de en iyisi mi, şurdan yarım ekmek arası  1.5 TL'lik Norveç balığı attırayım ızgaraya, nefsimizi köreltelim buraya kadar gelmişken diyerek ızgara-tava satan dükkanın önündeki sandalyeye yerleştiriverdim, mabadımı...

Benim gibi düşünen birçok kişi de aynı yöntemi izleyerek yarım ekmek balıkla veya midye tava ile nefsini köreltiyordu... Balık ekmeğimi yiyene kadar, balıkçı tezgahına ne uğrayan vardı, ne fiyat soran, ne de alan...

Neyse balık ekmek beni iyice susatmıştı. Bol bol su içtim ancak yine de balık üstü ağzımı tatlandıracak bir şeyler istiyordu canım... Az öteden gelirken gözüme takılan şu meşhur kerhane tatlısı satan yer kafama takıldı... Yeniden geriye döndüm ve tatlıların enfesliğinde iki tane tatlıyı ardı ardına götürüverdim mideme...



Nasıl da severim bu tatlıyı oysa, askerde en çok bu tatlı satılırdı... Bu tatlıyı ne zaman görsem, aklıma hep 1980 senesindeki askerliğim gelir... Ankara Etimesgut'taki Tank Birliği'ndeki günlerim... Acemiliğim ve usta birliğim ... Askeri Mahkeme'deki tutanak katipliğim hep aklıma gelir... 1980 darbesi... Darbe günü 3-5 nöbetim ve o müthiş tank seslerinin sabahın o sessizliğini bozup, Ankara'ya doğru yol alışı gelir... Ardından elimde silahım yerine daktilo makinam ile birlikte Ankara Yenimahalle'deki bir karakolda yüzlerce, binlerce kişinin ifadesini aldığım günler aklıma gelir... Tam bunları düşünürken, bugünkü huzurum aklıma geldi birden... Nerden nereye gelmişti ülkem, ben bir tatlı yerken...

Neyse hamsiyi ve darbe günlerini anımsadığım tatlıyı geride bırakıp, yoluma devam ettim... Etrafta insanlar koşuşturmaca içinde... Ben ise yediğim balığı ve tatlıyı sindirmekle meşgulüm...
O da ne bir seyyar aganigici yolun üzerinde, bağırıyor: "Koş vatandaş koş. 1 TL'ye aganigi. Tabii ki yersen..."

 

Neyse satıcının yanına doğru yanaşıveriyorum, sattığı ürünü fotoğraflamak için...

"- Amca, al iyi gelir, sen de mutlu kalırsın, yenge de... Tabii yersen..."

Etrafı kalabalık, yaşlısı genci güya bu ucuz aganigiye geliyor... 50 gramı 1 TL. Kilosu eder 20 YTL... İçimden koca bir "Çüşşş" geçiriyorum... Neyse imrendim, "Ver şurdan bir paket" diyorum... Ve yiye yiye yoluma devam ediyorum...

 

Yoluma "Tek yön" levhası çıkıyor... "Tek Yol"  buymuş gibi... Ben "Tek yön"ün de, "Tek Yol"un da ne olduğunun oysa çok iyi bilincindeyim...

Benim tek yolum; "evim evim güzel evim ve kedim"in yolu...


Bugün de birkaç saat içinde hem karnım doydu, hem de gözüm doydu... Hem hamsiyi, hem tatlıyı, hem mitingi, hem darbeyi hem de aganigiyi midemde ve düşüncelerimde bir şekilde deneyimledim...

Gerisi ise Allahkerim...

Ertan Yurderi

1 yorum:

  1. Ölümü görünce, bugünlerdeki hastalığa razı oluyoruz bizi yönetenler sayesinde...Tatlı yerken anımsadığınız darbe günlükleri değil ama darbe sorgulamaları, ifadeleri bağlamında "ölüm ve hastalık" benzetmem... Siz en iyisi bir de sarıkanatla, bira deneyin... Hem keseyi yormaz, hem de mideyi... Afiyet olsun can kardeşime...
    Selma Erdal; Bursa

    YanıtlaSil

Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)