23 Şubat 2007 Cuma

Yaşam Mücadelesi ...



Bir İstanbul öğleden sonrasında, güneşi de güzel görünce, evden dışarıya çıktım soluklanmaya… Geziniyorum sokak aralarında... Solukluyorum çocukluğumun, gençliğimin geçtiği yerlerini semtimin...

Yepyeni evler gibi yepyeni yüzler de eklendi semtin yaşamına... Her bir evin camları ve duvarları ardında farklı yaşam senaryolarını oynuyor insanlar, hayata umarsızca bakarak...





Ağır ağır yürürken bir arabanın üstünü kendine yuva edinmiş ana-kız kedileri görüyorum... Birbirlerine öyle sarmallaşmışlar ki, belli ki üşüyen minik bedenlerini böyle ısıtmaktalar... Onları kendi hallerine bırakıyorum, sessizce uzaklaşıyorum yanlarından...






Sonra semt manavının önünden geçerken, sebzelerin tazeliğine öyle dalıveriyorum ki, sanki hepsi bir ağızdan "Beni al, beni al, beni al" diye bağırmaktalar... Elimi şöyle bir uzatıversem, sanki hepsi kucağıma atlayacaklar…

Ana caddeye çıktım, yürüyorum nedensizce... Etrafımda yüzlerce insan, yüzlerce araba... İnsanların yüzleri neden hep asık? Neden hiçbirinin yüzü gülmüyor bilmiyorum... Gülmeyi de mi unuttuk mu acaba?
 



Emniyet Metro Durağı'na doğru merdivenlerden inerken onunla karşılaşıyorum... Adı Raşit... 6. sınıf öğrencisi... Her okul çıkışı öğleden sonrasında Emniyet Metro Durağı’nın merdivenlerini kendine işyeri edinmiş… Elindeki minik torba tezgâhını açarak, üzerine de 6 adet Çokoprens’ini koyarak okul harçlığını çıkartmak için çalışıyor…

Yanına yaklaşıyorum, konuşuyoruz… “Okuyacağım amca, okuyup, çalışıp aileme daha çok yardım edeceğim” diyor… Derslerini soruyorum “Hepsi pekiyi” diyor… Sabahçıymış… Okuldan öğleyin gelip, derslerini yaptıktan sonra, işe çıkıyormuş…

Gözlerindeki umudu görmemek imkansız… Üşüyen minik bedenini ısıtmak için, ellerini koltuklarının altına gizlemesi gözlerimden kaçmıyor… “Palton yok mu? Üşümüyor musun?” diyorum… Susuyor… Sadece gülümsüyor… Konuşmamıza devam ederken günde kazandığı 5-10 YTL ile hem ailesine yardım ettiğini, hem de okul harçlığını çıkarttığını öğreniyorum…

Ona okumasını, günün birinde de arzu ettiği mesleği yapmasını ve ailesine yardımcı olmasını öğütlüyorum… Kucaklaşıp ayrılıyorum yanından… Ben merdivenleri çıkarken yüzünden o insanı etkileyen tebessümünü hiç bırakmıyor…

Sevgili Raşit, bu satırlarımı yazdıktan sonra senin de okuyabilmeni ne çok isterdim… Senin gibi aynı kaderi paylaşan nice kardeşlerinin de… Ancak hepiniz şu an sokaklarda bir şekilde çalışarak, yaşam mücadelesi veriyorsunuz…

Hepinizin yaşam yolu engelsiz olsun… Gönülleriniz umutla dolsun…

Ertan Yurderi


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)