9 Temmuz 2008 Çarşamba

Ekonomik kriz kapıda mı?


Uzun zamandır düşündüğüm bir şey var... Hani şu beklenen bir türlü gelmek bilmeyen büyük ekonomik kriz nerede, nerede kaldı diye?..

Gerçi düşünmeme pek gerek yok, şöyle evden kafamı dışarıya uzattığımda çevremde gördüklerim ekonomik krizin hangi boyutlarda olduğunu bana anlatmaya yetiyor da artıyor bile...

Ama yine de parasal anlamda büyük kayıplar beklendiğini düşünüyorum...

Bir çok yerde aynı şekilde benim gibi düşünenler de varmış meğersem...

Elbette ben ekonomi uzmanı değilim... TV ve gazetelerden uzman olanların düşüncelerini okuduğumda ya da izlediğimde bunun ne zaman olacağı konusunda bir fikir sahibi oluyorum...

Bu arada net ortamında bilgi paylaşımı ise süper...

Kişileri uyandırma, farkındalık yaratma çabaları ve çalışmaları var kuşkusuz... Gerek internet siteleri vasıtasıyla gerek bloglar vasıtasıyla ve gerekse de elektronik posta yolu ile gönderilen iletilerden bir çok konuda bilgi sahibi oluveriyorsunuz...

Tabii bunların doğru olup olmadığını ancak yaşayarak öğrenebiliyoruz...

Yine böyle bir ileti aldım ve düşüncelerimi bu konuda biraz daha netleşti... Sizinle de paylaşmak istedim acaba bu yazılanlar doğru mu? Sizler ne düşünüyorsunuz bu konuda acaba?

Hani bilirsiniz, hazine düzenli olarak tahvil, bono, ihale vb. araçlarla piyasadan para çeker ve borçlanır ya.

Bu borçlanmalarda geri ödemeyi de düzenli olarak aylık 5 Milyar YTL ile 9 Milyar YTL arasında yapar ya.

Yani her ay 5 ile 9 Milyar YTL arası geri ödeme yapar ya.

Şimdi Temmuz ve Ağustos ayı gelip çattı...

2-3 yıldır yapılan bu borçlanmalarda Temmuz ve Ağustos 2008'e öyle bir yük oluşturuldu ki. Cumhuriyet tarihinde görülmemiş büyüklükte.

Hazine'nin borç ödemelerinin 43 Milyar YTL'si Temmuz 2008 ve Ağustos 2008'de yapılacağını duymuştuk...

Yani 5 ile 9 Milyar YTL'yi öderken güçlük çeken, hatta ödeyemeyen, tekrar borçlanan hazine, 2008'in Temmuz ve Ağustos'unda 43 Milyar YTL'yi nasıl ödeyebilecek acaba?...

Bu rakam (43 Milyar YTL) yaklaşık 6 aylık ödemeye denk geliyor. Hazine bu parayı bulabilmek için yine borç alma yoluna gidecek ve eminim ki bulamayacak.

Nereden bulsun ki piyasada zaten para yok.

Para bulamayınca ne olacak elbette ekonomik kriz.

YTL olarak para kimde diye düşünecek olursak, 2001 krizinden beri bizlere 1.70'lerden $ satan yabancı fonlarda. Bu krizin tarihini sanki önceden hazırlamışlar gibi...

Hem de bilinçli bir şekilde hazırladılar.

Öyle bir tarihe denk getirdiler ki, sorumlusu AKP olmasın falan istediler.

Yani Temmuz, Ağustos 2008'de kim ne yaparsa yapsın kriz kaçınılmazdı.

En önemlisi; Bu krizin sorumlusu kim olacak biliyor musunuz?

AKP'nin kapatılmasını isteyen Yargıtay Başsavcısı...

Belki de (kapatılırsa) Cumhuriyetin Anayasa Mahkemesi ve AKP'ye hayır diyen yurtsever muhalefet.

Kapatma davası, tesadüf bu ya Temmuz, Ağustos aylarında görülecek. Belki de kapatma kararı çıkacak.

Diyecekler ki, AKP'ye açılan dava siyasi belirsizlik yarattı, piyasa tedirgin oldu, krizin nedeni budur.

Diyecekler ki, AKP'ye açılan dava nedeniyle siz esnaflar, siz çiftçiler, siz memurlar, siz işçiler battınız.

Diyecekler ki, AKP'ye açılan dava nedeniyle sizler borçlarınızı ödeyemediniz, işleriniz durdu, 10 yıllardır çalıştırdığınız işyerleri kapanmak zorunda kaldı.

Halbuki öyle değil. Her şey ne kadar güzel olursa olsun, 43 Milyar YTL gibi ödeyemeyeceğiniz bir borcu 2 aya özellikle toplarsanız kriz gelir.

Temmuz, Ağustos 2008'i hazırlayan AKP'dir.

Kapanma davasını da özellikle hızlandırmak isteyen AKP'dir.

Neden başbakan çırpınıp duruyor bir an önce bitsin şu dava diye.

Çünkü dava olmasa kriz kendi kafalarında patlayacak. Bu durumda sorumlunun AKP olduğunu dağdaki koyun bile anlayacak.

Türkiye; Ağustos, Eylül, Ekim…. aylarında ekonomik kriz çıkaran Cumhuriyet Başsavcısını, krizi büyüten Anayasa Mahkemesini ve AKP'nin kapatılmasını destekleyen muhalif yurtsever kişi ve kuruluşları çok konuşacağa benziyor...

Umarım AKP destekçileri de bunun farkına varır...

Bu arada en fazla etkilenecek olan yine küçük işletme sahibi esnaf, çiftçi, işçi, memur ve emekli dostlarımız olacak... Onların hallerini ise düşünmek istemiyorum...

Aklıma hepimize sabır dilemekten başka bir şey gelmiyor ne yazık ki...

Bu konuda sizlerin de düşüncelerini öğrenmek istiyorum elbet... Şayet bu yazıyı uzatırsanız ya da bu yazılanları yorumlarsanız mutlu olacağım kuşkusuz...

Mutlu, huzurlu ve ekonomik krizsiz günler ve yarınlar hepimize...

Ertan Yurderi

1 yorum:

  1. Bir tarafta hala krizin "teğet" geçtiğini iddia eden, sefaleti yöneten, her şeyi bir yana bırakıp yaptığı otoyolları anlatan bir hükümet,

    diğer taraftan iktidara gelebilmek için "kriz derinleşse", "tekel işçileri haklarını alamasa", "kürt sorunu çözülemese" diyen bir muhalefet.

    Türkiye'de siyaset halkın ortalama hayat anlayışını yansıtıyor; sorumluluktan uzak ve başkalarına bağlı bir başarı.

    "Ne yapabilirim" yerine "ne olabilirim" diyen bu kafalardır asıl iktidar . Ve malesef her yerdeler...

    Baki selamlar.

    YanıtlaSil

Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)