24 Mart 2020 Salı

Bize hatırlattıkların için teşekkürler Coronavirüs!..

Dün sosyal medyada güzel bir video paylaşıldı… Ben de ilgiyle ve biraz da farkındalıkla izledim… Video coronavirüs’e  teşekkürle başlıyordu ve devamında bizlere unuttuğumuz bazı ŞEY’leri tek tek  hatırlatıyordu… İşte o videodaki SES’e kulak verelim:
“Teşekkürler Coronavirüs. Bizi silkelediğin için!.. Bize daha büyük bir şeye bağlı olduğumuzu gösterdiğin ve düşündürdüğün için!..
Teşekkürler, bize bollukla, sağlıkla, özgürce ve lüks içinde yaşadığımız hayata minnettar olmayı öğrettiğin için… Bütün bunların bize bahşedilmiş olduğunu anlamamızı sağladığın için!..
Teşekkürler, bizi durduğun için!.. En basit şeyler için bile zamanımızın olmadığı, yoğun iş temposunun içinde nasıl kaybolup gittiğimizi bize gösterdiğin için!.. Çok önemli olduğunu düşündüğümüz bütün basit sorunları bir kenara atmayı öğrettiğin için!.. Neyin gerçekten önemli olduğunu gösterdiğin için!..
Teşekkürler sana!.. Bütün transferleri, yolculukları durdurdun!.. Gezegen bize yalvarmaya başlamıştı bütün bu kirlilikler için. Çok çok çok uzun zamandan beri biz onu dinlememiştik!..
Teşekkürler bütün korkular için!.. Stres yıllardır global bir hastalıktı ama çoğumuz onunla yüzleşmek istememiştik. İşte şimdi onunla yüzleşiyoruz. Üstelik onu nasıl sevgiyle kucaklayacağımızı ve stresli insanlara nasıl destek vereceğimizi öğreniyoruz…
Teşekkürler, hayatlarımızı yeniden gözden geçirmeyi öğrettiğin için!..
Teşekkürler sana ki; birbirimize bağlı olmanın neyi ifade ettiğini en sonunda anlıyoruz!..
Aramızdaki bu büyük birleşme için teşekkürler sana!..
Biz dünyanın değişmesi gerektiğini biliyorduk!.. Her şeyi sarsarak bize yardım ettiğin, bir dünya kurma şansını verdiğin için teşekkürler sana!..
“Bu virüs bizim bir parçamız … ” Bizim aramızda. Bizim içimizde. O bizi birbirimize bağladı; ya fiziksel olarak ya da enerjisel olarak!..
Şükranlık duymak hem immün sistemi destekler, hem de ŞEY’leri bir çok açıdan görmemizi sağlar. Hangi açıyı seçeceğimiz bize bağlı, ama en güzeli bunların tümünden haberdar olmak…
Ve artık;
Minnettar ol!..
Ama uyanık kal!..
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!..
Dünya şu an değişiyor!..”

Bu videonun sonundaki verilen internet adresine gittim. İstanbul’da bir farkındalık atölyesi… Ve güzel bir sloganları var… Diyorlar ki; “Önce kendini sevmelisin, kendini çok seversen işte o zaman SEVGİ senden her yere akmaya başlar…”
Gerçekten de öyle… “SEVGİ”ye ilk önce kendinden başlayacaksın. Narsistlik olarak anlaşılmasın bu. Kendine, bedenine saygı duyacaksın. Onu koruyup kollayacaksın… Ona SEVGİ’ye davranacaksın ki bu SEVGİ senden her yere dağılacak… Benim de yılladır hem yazılarıma hem de ağzıma pelesenk edindiğim güzel sözler silsilesi var… Onu da sizlerle paylaşayım…
“SEVGİ’yle bakmasın bilen gerçek ibadeti bulandır. Çünkü o, her baktığı yerde yalnız O’nu (Yaratıcı’yı) görür…”
Zaten insanın her baktığı yerde gördükleri O’nun eseri değil midir? O’nun eserlerine SEVGİ’ye bakan, O’na SEVGİ’sini , takdirini, övgüsünü sunmuş olmaz mı?
Ama heyhat, ülkemizde şu anda yaşananlara bakın!.. Yaşlılara karşı yürütülen saygısızlığı görüyor musunuz? Biz ne zaman bu hale geldik? Biz nasıl saygıyı ve SEVGİ’yi yitirdik birbirimize arşı, anlayamıyorum…
Daha uzak değil, 6 gün önce 18 Mart Dünya Yaşlılar Günü’nde yaşlı insanlara saygısızlıklar başlamıştı…Bunu sosyal medyada görünce çok kızmış, sosyal medya hesabımda bunu dostlarımla paylaşmış; “İleride bir gün yaşlanacaklarını hiç düşünmeyen genç nesil, sosyal medyada yaşlıları ağır hakaretlerle eleştirmeye başladı” diye duyurmuştum… Daha o günlerde “65 yaş grubu”nun sokağa çıkma yasağı ilan edilmemişti bile…Bugün geldiğimiz durum ortada…
Az önce TV haber kanallarında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bu konuda bir açıklaması oldu… “65 yaş ve üstü risk grubunda olan büyüklerimiz evde kalarak sadece Koronavirüs’ten değil, elinde telefonla dolaşıp onları kaydeden etkileşim hastalarından da korunacaklardır” demiş, ama bu tür paylaşımlar için alınacak önlemler için bir şey dememiş…
Dünyanın çeşitli yerlerinden gelen haberlere baktığımızda artık minik bebeler bile risk grubunda. İran’da 14 Mart’ta 3 yaşında bir lösemi hastası çocukla bugün 6 yaş grubundan bir çocuğun vefat haberini alınca, bu virüsün, genç-yaşlı dinlemediğini öğrenmiş bulunuyoruz…
Umarım insanlar yaşadıkları bu süreçte kendilerini farkındalığa çabuk ulaştırır, daha sağlıklı ve huzurlu bir toplumu yeniden hep birlikte oluştururuz… Yoksa öğrenemediğimiz tüm dersler, bize yaşamımızda daha fazla sınav açacak…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)