15 Haziran 2020 Pazartesi

SU’suz yaz olmasın, Didim turizmsiz kalmasın!..

“Didim'in suyu bir gün bittiğinde!..” diye başlık atmıştım yazıma. Yazımın sonuna geldiğimde bambaşka bir konu karşıladı beni. Bu yüzden böyle bir başlıktan vazgeçip, yukarıdaki başlığı attım yazıma...

Ge
çenlerde oturduğum evin hidroforu arızalandı. Neyse hemen tamirci çağrıldı ve kısa sürede tamir edildi ve yaklaşık 2 bin küsur lira para ödendi...

Peki Didim'de iki -
üç katlı evlerin üst katlarına su çıksın diye hidrofor gerekli midir? Suyunu zengin kaynaklardan sağlayan başka bir yerleşim yerinde olsa gelen su basınçlı geleceği için hiç gereği yok bence... Ancak burası su fakiri Didim…

Didim'de su, 32 adet kuyudan
çıkarılıp ilçeye dağıtıldığı için bazı yerlerde hidrofor gerekiyor(muş)!.. Bunu diyen ben değilim, Didim'deki hidrofor ve güneş enerjisi kurulumu yapan esnafların çoğu aynı fikirdeler...

Edindiğim bilgiye g
öre Didim'deki ASKİ'ye ait kuyuların tamamı Mavişehir bölgesinin arka taraflarına denk geliyormuş... Oralardan su yaklaşık 60 ile 120 metreden çıkarılıp, Didim'in içine getiriliyormuş...

Ayrıca Didim i
çinde bazı özel sitelerin ve evlerin kendi su kuyuları varmış, onlar da yeraltı suyunu hidroforlarla çekip, hane halkına dağıtıyorlarmış...

Aydın ASKİ'nin ge
çenlerde müjdeli bir haberi daha vardı yerel gazetelerin çoğunda... Didim'e 5 adet yeni su kuyusu açılacağı ile ilgiliydi bu haber...

Bu elbette sevindirici bir gelişme.
Çünki günden güne büyüyen Didim'e ne 32 kuyudan su yeter, ne de 37 kuyudan su yeter... Zaman içinde bir çok kuyu daha açılır bu gidişle...

Sosyal medyadan bir arkadaşımız kendi sayfasından ş
öyle bir soru sormuş... "İstanbul’da suyun metre küpü 4.84 tl iken, Didim'de aynı miktar suyun 8.76 tl olmasının mantıklı bir nedeni var mıdır?" diye.

Arkadaşımızın bu sorusunun yanıtı
çok basit...

İstanbul'daki su kaynakları barajlar, g
öletler, göller, ırmaklar vs.. vs..

Hatta bu kadar da su yetmiyor koca Megakent’e, taaa Sakarya'dan bile İstanbul'a borularla su getiriyorlar... Hatta bir ara t
üm çevrecileri ayağa kaldıran projesi vardı İSKİ'nin, o projeyle Bulgaristan sınırındaki Rezve Deresi’nden İstanbul’a su getireceklerdi. Kırklareli İğneada Longoz Ormanları’nı tahrip edeceği gerekçesiyle tepki alan projeyi Karamandere’de bir baraj projesine çevirdiler. Bu projeyle 118 milyon m3/yıl kapasiteli Karamandere Barajı’nın da DSİ tarafından planlama çalışmaları günümüzde devam ediyor. Bu planlama ve proje çalışması sonucu Rezve Deresi’nden de yıllık 235 milyon m3 su almayı planlıyormuş İSKİ… Tabii ki su kaynakları böyle bollaşınca İstanbul’daki suyun metreküp fiyatı elbette suyunu kuyudan çıkaran yerlere göre (Didim’e göre) daha ucuz oluyor...

Yukarıdaki satırlarda Didim'de
32 kuyudan su çıkarılıyor demiştik. Şu anda mevcut kuyulara 5 yeni kuyu daha ekleniyor da demiştik... Bu rakamlar resmi ASKİ bilgisiydi...

Didim'deki (i
çilemeyen) suyun metreküp fiyatının pahalı olmasının başlıca sebebi 60 metreden veya 120 metre derinlikten büyük maliyetlerle çıkarılması. Bu maliyetlerin en başında o kadar derinlikten çekilen su için harcanan elektrik parası... Diğer tüm giderler gibi, onun parası da Didim halkından tahsil ediliyor büyük ihtimalle... 

Yaz aylarında su harcamalarımız bir kat daha arttığı i
çin verilen para da ceplerimizi yakıyor her ay...

Ancak benim endişelerim bambaşka bir şey i
çin...

Gerek Didim i
çinde, gerekse de çevresinde kaya ve kayaç araziden çıkarılan su yüzünden dipsuları ne yazık ki günden güne azalıyor ve nerdeyse bitmek üzere...

Çünki kış aylarında yeterince yağış da almıyor Didim... Yakın gelecekte artan nüfus yüzünden 120 metreden değil de belki 250 metreden su çıkarılmaya başlanacak...

Ve bir gün yeraltı suları tamamen çekilip bittiğinde Didim ne yapacak? Derinlerden su çıkarıldıkça maliyetler arttığı için suyun fiyatı da artacak haliyle...

Bununla da bitmiyor endişelerim...

Suyu
boşalan kaya ve kayaçların altı boşalacağı için OBRUK'lar açılma ihtimali var. Tıpkı Konya Ovası'nda açılan OBRUKLAR gibi...

Haberlerden hatırlayın… Konya Ovası'nda aşırı sulama nedeniyle yeraltı suları
çekildiği için olur olmaz yerlerde büyük obruklar açılıyor... Ya yarın öbür gün aynı şey Didim'de de olursa ne olacak? Bunu yetkililer düşünüyorlar mı acaba?

Umarım Didim'e yakın
çevrelerden su takviyesi olur bir gün... Ve Didim susuz KIŞ'lar ve YAZ'lar geçirmez gelecekte... Turizm kenti olmak için çabalayan Didim'in yetkilileri bunu da düşünüyorlardır umarım...

Şu tekerleme gibi cümleyi hiç akıldan çıkarmamak gerekiyor: “SU'suz yaz olmasın, Didim turizmsiz kalmasın!..”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)