23 Nisan 2020 Perşembe

Korona Günlerinde Evde Kalamayanlar (5)


Covid-19 pandemik salgını günlerinde bilgisine başvurduğumuz Didim’in genç psikologu Basri Göç, evlerinde kalan ya da evde kalamayıp çalışmak zorunda kalan kişilerin psikolojik durumları için etkili olabilecek yöntemler konusunda bilgi ve öneriler verdi…


“ … Corona virüsü tüm dünya da olduğu gibi ülkemizde de hızla yayılmaya başladı. Virüsün etkileri göz önüne alındığında, bu etkilerin korkuların da artmasına neden olduğunu net bir şekilde belirtebiliriz.
Bu virüsün beklenmedik ve yaşamı tehdit eder yapısı, korku ve kaygı uyandırıcı olmakla birlikte, bireylerin yaşamsal faaliyetlerini değiştirerek rutinlerinin dışına çıkmasına da neden oluyor.
İnsanlar kendi rutinin dışına çıktıklarında, kaygı duygusu artış göstermektedir.Çünkü rutin demek, güven demektir.
Özellikle sosyal medyada olan bilgi kirliliği, insanları aşırı şekilde kaygılandırıp endişe ve panik nöbetlerine neden olabiliyor. İnsanlar panik ve stres anlarında rahatlatıcı bilgiyi küçültürken, korkutucu bilgiyi abartabiliyor.
En hızlı yayılan virüsün panik olduğunu düşünürsek, yapılan korku salgını araştırmasının verilerinde, insanların yüzde 57’sinin gelecekle ilgili endişelerinin arttığını, yüzde 56’sının ise hastalığa yakalanma düşüncesinin virüsün yakalanma şansını arttırdığına inanmasını belirtmesini gözlemleyebiliyoruz.
Bu verilerle birlikte,  virüsün henüz tedavisinin olmadığını varsayarsak, ciddi birçok psikolojik hastalığın artış göstermesine tanık olmaktayız.
Belirsizlik ve güven ortamının tehdidi bireylerde, stres, anksiyete, panik atak, obsesif kompülsif bozukluk, uykusuzluk gibi sorunların oluşmasına veya artmasına neden olabilir.
Özellikle bu süreçte, karamsar düşüncelerin depresif düşünceleri arttırdığını söylebiliriz…” diyen Psikolog Göç sözlerine şöyle devam etti…
GÜVENİLİR KAYNAK DIŞI VERİLER, KORKU VE PANİĞİN ARTMASINA NEDEN OLUR
“ .. Birçok tedavi gören danışan da, onları kötü hissettiren kaygılarının çoğaldığını ve umutsuzluk düşüncesiyle daha fazla karamsarlığa kapıldığını gözlemliyoruz.
Kendilerini sağlıklı olarak düşünen birçok insanın da bu süreçte içine kapandığını ve belirsizlik nedeniyle endişenin artış göstermesiyle, depresif belirtiler taşıdığını saptayabiliyoruz.
Beklenmedik bu durum karşısında neler yapılabileceğini detaylı bir şekilde belirlemeliyiz.
Her tedbir, dozunda güzeldir. Bilgi kirliliği bu süreçte en uzak durmamız gereken önlemlerin başında gelmektedir.
Güvenilir haber kaynaklarının dışındaki veriler, korku ve paniğin artmasına neden olacaktır…”
SOSYAL MESAFE ÖNEMLİ
“ .. Ellerinizi düzenli bir şekilde yıkayıp, güvenilir sağlık birimlerinin önerilerini uygulayıp sosyal mesafeye önem vermeniz kendiniz ve çevreniz için yeterli bir güvenlik önlemidir.
Geçerliliği ispatlanmamış önlemleri kendiniz ve çevreniz üzerinde uygulamaya çalışmak, kaygı ve stresin artmasına neden olacaktır…”
BU KRİZİ NASIL FIRSATA ÇEVİREBİLİRİZ?
“ .. Corona virüsü öncesinde birçok insan, gerek günlük yaşamında, gerek klinik kayıtlarda yaşamın özellikle ekonomik yönden zor ve dayatmacı etkisinden kaynaklı, kendine ve ailesine vakit ayıramamasından bahseder durumdaydı.
Çocuklarıyla vakit geçiremeyen ebeveynler, birlikte yeterince iletişim kuramayan çiftler, hayatın etkin rutininde oldukça yalnızlaşmış bir noktadaydı…
Krizlerin bize verdiği olumsuz etkiler kadar, fırsata çevirebilecek bir imkân olarak da görmeliyiz.
Sosyal dayanışmanın ve birlikteliğin önemini gördüğümüz günlerde aile ilişkilerini tekrar gözden geçirmek ve kaybettiğimiz zamanları geri kazanmak için bir fırsat yakalamış durumdayız.
Birçok danışanımın evde ilk kez ailesiyle bu kadar vakit geçirebildiğini ifade ettiği bir dönemden geçiyoruz.
Bu süreçte sosyal mesafe kuralı olsa da kaynaşmamız için en etkili yöntem olan sözcükleri kullanmalıyız.
İlişkilerin zedelendiği birçok aile için sözsel ve beraber vakit geçirebilinecek ortam imkânı şu an mevcut.
Corona öncesi dertlerimizin oluşturduğu bütün ile bugün arasında ki farklılık, hiç yok olmayacakmış gibi harcanan zamanımız.
Her şeyden önce sevgiye ve bağlılığa ihtiyacımız olduğunu bugün daha iyi bir şekilde gözlemliyoruz. Özellikle bu süreçte, kendi yaşamınız da eksiklik olarak görebileceğiniz birçok şeyi tamamlama zamanı…”
UYKU DÜZENİNE DİKKAT!..
“ .. Erken kalkmanın ve uyku düzenini sağlamanın bu dönemde çok daha fazla artısı var. Düzensiz uyku depresyonu tetikleyeceği gibi, umutsuzluğu ve boş vermişliği arttıracaktır.
Zaman olmadığı için okunamadığı iddia edilen kitaplar rafta sizleri bekliyor.
Zaman olmadığı için ilgilenilmediği söylenen çocukların sizlere şu an çok daha fazla ihtiyacı var…”
DAYANIŞMAYI VE SEVGİYİ ÖN PLANA ÇIKARTMAK ÖNEMLİ
“ .. Yine zaman olmadığı için konuşulmayan birçok sorun, dayanışmaya en ihtiyaç olduğumuz dönemde çözülmek için sizlerin gayretini beklemekte.
Sosyal mesafe ve endişe nedeniyle gidemediğiniz yaşlılarla sürekli iletişim halinde olmak, bizlere ve onlara iyi gelebilecek en iyi terapi yöntemi. Kendinizi ve çevrenizi sağlıklı bir noktaya taşımak için gayret göstermelisiniz.
Ev içine sıkışmış zaman, ekonomik problemler, gelecek sıkıntısı, virüs tehdidi, bunların hepsi sevgiden ve var olan yakınlarımızdan daha büyük değil.
Paylaşılan ve birlikte göğüslenen her sorun, bu bağlılık ve bilinç karşısında zayıf kalacaktır.
Bu süreçte, kişilerin normal süreçte giden psikolojik bir problemi varsa ya da son zamanlarda maruz kaldıkları durum aşırı derecede kaygılanmalarına yol açıyorsa uzmanlara başvurup gerekli destekleri alması gereklidir.
Unutmamalı ki, bizlerin bize, yakınlarımızın daha fazla bize, en ihtiyaç hissettiği dönemin içinden geçmekteyiz…”
deyip sözlerini sonlandırdı genç psikolog kardeşimiz Basri Göç
Biz de Didim Gerçek Gazetesi ve Didimliler olarak kendisine verdiği bu değerli bilgi ve öneriler için teşekkür ediyor, ayrıca geçtiğimiz yıl başlayıp bu yıl da Didim’deki tüm okullarda devamedegelen Didim Kaymakamlığı, Didim İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü ve Didim Kent Konseyi arasında düzenlenen protokolle okullarda uygulanan “Kucaklaşma Zamanı” projesine verdiği değerli katkılarıyla, Ege Kent Konseyleri Birliği’nden tarafından verilen  “Proje Ödülü” ve  Türkiye’de ilk kez 9 Eylül Üniversitesi’nde tez ve araştırma projesi olarak geliştirilecek olan projesi için kendisini kutluyor, bundan sonraki çalışmalarında da başarılar diliyoruz…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)