28 Nisan 2020 Salı

“Gevşeme dedim, gevşeme Didim!..”


23-26 Nisan zorunlu  [ve biraz da sorunlu (!..)] sokağa çıkma yasağı döneminde "evinde otur, sağlıklı kal"ı bambaşka bir algıyla algılayan birçok vatandaşımız, 26 Nisan'ı 27 Nisan'a bağlayan geceyarısı saatler 00.00'ı göstermeden kendilerini büyük bir rehavetle "hurrraaaa" diye sokağa atıverdiler...

Zaten bu 4 g
ünlük sokağa çıkmama olayını bir türlü anlayabilmiş değilim... Didim'in en işlek caddesinde oturmam sebebiyle, günlük normal trafikten biraz daha az trafikle tüm gün "sokağa çıkma yasağı”nın nasıl delindiğine bizzat şahit oldum balkonumda kahvemi yudumlarken...

Sokağa
çıkması gerekli (!!) araçların yanında, hiç çıkmaması gereken araçların (!!!) da ara sokak ve caddelerde gezindiğine şahit oldum... Plakasız motorsikletlerin üzerinde maskesiz, kasksız gençlerin motorlarının egsozlarını bağırta bağırta son sürat hava attıklarını gördüm... Sokak aralarında top oynayan yaşları 10'u geçmeyen çocuklar gördüm... 65 yaşından büyük insanların elleri arkalarına kavuşturmuş vaziyette salına salına ilk iki gün marketlere, son iki gün de fırınlara giderek yasakları deldiklerini gördüm...

Kısaca; "Oturdum, izledim, sinirlendim...", "Amici, diem perdidi" (G
ünümü böyle harcadım dostlar. Bu da Latincesi!.. Bu tür insanlar dil öğretiyor insana, Latince hem de...)

D
ün (27 Nisan) bir Bilim Kurulu üyesi olan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, 26 Nisan'da açıklanan Koronavirüs verilerinin ardından dedi ki; " .. Mor salkımlar açtı. Yaza Kovid-19'suz girme umudumuz artıyor. Günlük vaka sayılarımız, test pozitiflik oranlarımız azalıyor. İyileşen hasta sayılarımız artıyor. Havuz boşalıyor. Sakın gevşemeyelim. Ne yaparak başarılı olduysak, aynen devam."

Hah!.. Şu satırları MAJİSKÜL olarak yazıyorum ki iyi bilinsin; İNSANLARIMIZIN BU REHAVETİ VE GEVŞEMESİ SEBEBİYLE  "YAZ" AYINA BİRAZ ZOR GİRERİZ inanın...

Bu nasıl bir rehavettir, bu nasıl bir GEVŞEME'dir, akıl alır gibi değil... D
ün, Didim'deki bankaların ve Didim'in PTT'sinin önünü bir görseydiniz şaşardınız... 4 günlük sokağa çıkma yasağı yüzünden maaşlarını bankalarından almayan / alamayanlarla ayrıca devletin 1000 TL'lik yardımı için PTT önünde bekleşenlerin hali gerçekten yürek acısıydı... Çoğunun yüzünde maskesi yoktu, çoğunda ise sosyal mesafe kavramı yoktu... Bu YOK'ları sıraladıkça insanın sıralayası geliyor peşisıra…

Bir de o uyduruk maske takanlara “tirt” oluyor insan... Zaten vatandaşa bedava verilen maske uyduruk ya da onların  bir şekilde edindiği maske uyduruk, bir de ağzını kapatıp, burunlarını havu
ç gibi dışarıda bırakmıyorlar mı? İnsanın çıldırası geliyor; bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu diyerek...

İtalya’nın önde gelen sağlık yetkili
leri, maske takmanın corona virüsüne karşı insanları gereksiz bir cesarete yönlendirmemesi gerektiği uyarısında bulunuyorlar sürekli... "Maskeler insanlara yanlış bir güven hissi veriyor" diyorlar... "Esas önemli olan kişisel hijyen ve sosyal mesafe" diyorlar... Ama bu öğütleri anlayıp da uygulayan kim? Hem İtalya’da, hem dünyada hem de Türkiye’de?

Bankadan parasını alıp
çıkan yaşı epey geçkin bir amcamız dün parasını sayarken, elini ağzına götürdü, parmağını yaladı, parasını öyle saydı yahu!.. Sen bu adama nasıl öğreteceksin HİJYENİ, nasıl öğreteceksin CORONA'yı, COVİD-19'u... Adamın umrunda mı dünya, umrunda mı hastalık? Onun tüm derdi, eline maaşı tam mı verilmiş, eksik mi verilmiş... Onun sağlamasını yapıyor kendince... Sanki efsunlu mübarek!..

D
ün (27 Nisan) akşam saatlerine doğru Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus bir açıklama yaparak "Salgın bitme noktasından çok uzak" diyerek "Uyarılarımızı dinleyen ülkeler şu anda daha iyi durumda" dedi... DSÖ; "Latin Amerika, Doğu Avrupa, Afrika ve bazı Asya ülkelerinde" artan corona virüsü vaka sayıları nedeni ile endişe duyuyorlarmış...

DS
Ö'nün endişe duyması çok normal. Çünki bu ülkelerdeki corona virüsü vaka ve ölüm sayılarının düşük olmasının tek sebebi, o  ülkelerdeki test kapasitelerinin düşük olması, vaka ve ölüm sayılarının açıklananın çok üzerinde olması... Sputnik News'te hastalık sebebiyle ölmüş, sokaklara terk edilmiş görüntüler izleyince bugüne kadar seyrettiğim dizi ve filmler gözümün önüne geldi... Tıpkı o dizilerdeki olaylar birebir yaşanıyor sanki...

D
ün akşam, 27 Nisan verilerini açıklayan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da; "Bir gün içinde iyileşen en yüksek hasta sayısına ulaştık. Temaslı sayısı ve temas ortamı azaldığı için, ihtiyaç duyulan test sayısında azalma bugün de devam etti. Yoğun bakım ve entübe hasta sayısında düşüş sürüyor. Bu başarıyı riske atmayalım" dedi...

İyi de siz ne s
öylerseniz söyleyin... Bu millet günler ilerleyip, mevsim ilkbaharı yaza doğru kovalarken GEVŞİYOR, GEVŞİYOR... Yukarıda örneklerini verdiğimiz insanlara bu virüs mürüs vız gelip, tırıs gidiyor... Sizlerin sözünü canla başla dinleyip uygulayan bir güruhun yanında, vurdumduymaz, laf dinlemez, başkalarını önemsemez insanlar yüzünden bu hastalık her zaman RİSK'e de girer, başka şeye de...
Neyse yazımı sona bağlayalım isterseniz... Yazımın başlığında da dediğim gibi dün sürekli zorunlu alışveriş için gezindiğim yerlerde söylenip durdum kendi kendime:  "Gevşeme dedim, gevşeme Didim!.." diyerek... 

"Ben gevşersem, sen gevşersen, o gevşerse, nasıl normale d
önecek ki bu yaşam yarınlara?"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)