25 Ekim 2011 Salı
Ne kadar çadır talebi bekliyordunuz ki Sayın Bakan? Sadece 100-200 tane mi?
Başbakan Yardımcısı Sayın Beşir Atalay, depremin ardından Van'da çadır konusunda bu kadar yüksek bir talep beklemediklerini belirterek, “Evi yıkılan ve çadır ihtiyacı olan vatandaşımızın ihtiyacı karşılanmıştır. Ekstra çadır isteyenler için çalışmalar sürüyor” demiş...
İyi demiş... Fakat şu anda Van, Erciş ve köylere 15 bin civarında çadır ulaştırılmış. Bir sonraki güne kadar da ulaştırılan çadır sayısı 25 bine ulaşacakmış...
Ancak o bölgedeki çoğu vatandaşlarımız, evleri sağlam bile olsa evlerine girmekten çekindiklerinden dolayı daha fazla çadır talebinde bulunuyorlarmış... "100 bin hane çadır talebinde bulunulduğunda onu nasıl karşılayacağız?" diye TBMM'deki kürsüden soruyor Sayın Atalay...
Bunu kime soruyor? Bunu bize yani halka mı soruyor, yoksa milletvekillerine mi?
Farz edelim ki, (Allah göstermesin!!!) yarın İstanbul'da bu şiddette bir deprem oldu... Onbinlerce ev değil, yüzbinlerce ev yıkıldı... Peki yıkılan bu evlerdeki hane sahipleri çadır yok diye bu kış kıyamette ortada mı kalacak?..
O zaman da aynı şeyi mi söyleyecekti veya soracaktı Sayın Bakan?
Bu ülkenin elinde 100 bin çadırı mı yok allasen?
Halktan bağış ve yardımlarla toplanan paralar hangi hizmetlere harcanıyor ki böylesi bir afet sonucu millete verilecek çadır bulunamıyor?
Bunu sorgulamak hepimizin hakkı elbet...
Tüm komşu ülkelere yine kendimizi güldürdük... Japonya misali, tek başımıza bir afete dahi sahip çıkamadık... 3 gündür efelendik, yardım almamak için kıvrandık durduk... "Biz hallederiz" dedik... "Biz bize yeteriz" dedik... Ama olmadı işte... Sonuçta hükümet, 30'dan fazla ülkeden çadır ve prefabrik konut talebinde bulundu. Söz konusu ülkeler arasında efelendiğimiz İsrail bile var.
Demek ki neymiş efendim... Ülkesinin dört bir yanı fay hattında bulunan bir ülkeye 100 bin değil, belki 500 bin, belki 1 milyon, belki onlarca milyon çadır gerekliymiş...
Hükümet yetkililerine ve cumhurun başına trilyonlarca lira harcanarak araç, uçak ve jammer alınacağına böylesi bir afete hazırlıklı olmak gerekliymiş...
Tanrı gerçekten bu ülkeyi koruyor galiba ... Aynı anda birkaç bölgede deprem ve depreme bağlı doğal afetler de yaşansa idi, halimiz haraptı demek... Ülkemizin elinde 100 bine yakın çadır yokmuş çünki...
- Huuu, komşu, komşu...
- Kızılay size geldi mi?
- Geldi.
- Ne getirdi?
- Çadır ve yemek getirdi.
- Kime kime?
- Sadece sana, bana...
- Başka kime?
- Başka kimseye yok?
- Diğer çadırlar nerede peki?
- Suya düştü.
- Su nerede?
- İnek içti.
- İnek nerede?..
Ahh, arada bul o ineği!.. Bulabilirseniz tabii ki!..
Ertan Yurderi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)