27 Ocak 2010 Çarşamba

"Palavra, Palavra, Palavra..."



Şöyle bir geriye dönüp hatırlayın isterseniz...
Ne olmuştu 8 Mart 2008'de...
Balık hafızalarımızı şöyle bir yoklayalım isterseniz...

7 Mart 2008 akşamı uykuya yatmış, 8 Mart sabahı uykumuzdan kalkmıştık.
Bir bakmıştık ki milletçe: “2000 dolar daha zenginleşmişiz...” güya...

Tüm iktidar yandaşı basın ve TV'ler avaz avaz avazlanıyorlardı...
"- Vallahi, bugün cebinize 2000 dolar daha para girdi... İnanmazsanız cebinize gidin bir bakın"...

O günün sabahı, TV başından hanıma seslenmiştim...

"- Getir hanım şu pantolonumu, cebimize 2000 dolar daha girmiş, şunları bir görüp, sayayım"...

Hanım, pantolonumu getirirken yüzündeki gülümseme kahkahaya dönüşmüş;
"- Hadi iyiyiz, iyiyiz beyyy!.. Artık harca harca bitiremeyiz bu parayı" demişti garibim...


Pantolonumun önce sağ, sonra sol cebine elimi atmıştım...
Ama nafile!.. Cebime giren-çıkan tek kuruş bile olmamıştı...

Üstelik sağ tarafındaki cebim de delikti...

Sanırım bir yandan cebimize para koyarlarken bir yandan da delik olan cebimizden paralarımızı götürmüştü bazı aymazlar...

Nasıl götürmesinler ki...
Hesap basit ve ortada...

O günkü maaşım 600 (TL emekli maaş) x 12 (ay) = 7.200 (TL) / 1.25 (Bir dolar fiyatı) = 7.175 USD (Yıllık kazanç)...'dı...

“Açlık ve yoksulluk sınırı”nda bizleri yaşatıp, bizlere düşen yıllık miktarın 10.000 dolar olduğuyla övünüyorlardı o gün bazı aymaz utanmazlar!..

Bugüne de bakacak olursak değişen hiçbir şey yok... Aynı... Üstelik, daha da fakirleştik...

Bugünkü emekli maaşıma verilen 30 lira zamla (güya 60 TL alacaktık) oldu 750 TL...

Hadi gelin yeni bir hesap yapalım...

750 x 12 = 9.000 / 1.49 = 6.040 USD olmuş yıllık kazancım...

İşte hesap ortada... Hani 10.000 dolar giriyordu cebimize...
Büyük bir yalan, büyük bir palavra...

Milletin elinde hesap makineside mi yok... (Eskiden KDV almak için hesap falan yapılıyordu, o zaman bu millet hesap makinesi kullanmayı öğrenmişti...)
Emeklinin ayda aldığı para belli. Doların fiyatı belli...
Çarp, böl, sonucuna bak...
Ama yok... TV'lerde hâlâ milletin gözünün içine baka baka emeklinin eline yıllık 10.000 dolar geçtiğini söylüyor hükümet yetkilileri...
İnsanda biraz "utanma" olur be...

Kamu-Sen'in Aralık 2009 ayı için tek kişinin yoksulluk sınırını 1.445 TL 91 kuruş, 4 kişilik ailenin asgari geçim sınırını ise 2 bin 891 TL 52 kuruş olarak hesaplanmış... Ailenin aylık gıda harcamasının ise 649 TL 38 kuruş olduğu kaydedilen araştırmada, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerindeki konut giderleri bir memurun Aralık ayı maaşının yüzde 35,79'una denk gelmiş...

Bana inanmayanlar gidip şu siteye bir bakabilirler... Yalan söyleyecek halleri yok ya Kamu-Sen'in...
http://www.ortadogugazetesi.net/haber.php?id=14961&haber=yoksulluk-siniri-bin-445-tl 

Bu duruma göre bizler, yani biz emekliler, yoksulluk sınırının kat be kat altında olanlardanız...
O da elimizde kalırsa... Çünkü daha maaş aldığımız gün hepsi uçup gitmekte elimizden...
Harca harca bitiremezsin verdikleri maaşı hesapta...
İşte bu yüzden "külliyen yalan" birilerinin söyledikleri...


Ajda'nın bir zamanlar İtalyalı şarkıcı Mina'nın "Parole, Parole" şarkısından aparıp Türkçe'ye aranje ettiği şarkı kulağımda yankılanıyor...

Ne diyordu Süper Star Ajda, emek sarf etmeden apardığı şarkısında: "Palavra, palavra, palavra..."


Gerçekten de bugünkü iktidarın her söylediği: "Palavra, palavra, palavra"...

Hanıma seslendim yine...
"- Dik hanım şu yırtık olan sağ cebimizi..."

Baktım hanımeline iğne, iplik almış yanıma geldi...
Bana dik dik diklenip:
"- Bugün hiç dikesim yok.. Bugün tüm işler sana ait..."

Eh emir büyük yerden, ne yapalım, uyacağız mecburen...


Bir elimde iğne, bir elimde iplik... İpliği iğnenin deliğine geçirmek için çaba sarf ederken, kendi kendime de söyleniyorum... Söylenmemi de sloganlaştırıyorum içimde...

"Cep delik, cepken delik... Dik Ertan dik..."
"Bir elimde iğne, bir elimde iplik... Dik Ertan dik..."
"Dick Ertan dick... Birilerinin ağzını dick..."
"Sen dick'mezsen: The Goverment fuck you every day..."

Ertan Yurderi


4 yorum:

  1. Çok güzel yazmışsınız tebrik ederim.Doğru söylüyorsunuz bizi yönetenler hep kandırdılar bizi.Ama merak ettiğim bir konu bu insanlar hala gidip aynı adamlara yada benzer adamlara nasıl oy veriyorlar.Ayrıca yazınızı resim ve videoyla desteklemişsiniz.Çok beğendim.Teşekkürler...

    YanıtlaSil
  2. Memur emeklisinin alım gücü iyice düştü.Aslında kendi de itiraf ediyor Memur emeklisini nasıl ayırt ettiğini.Bağkur maasşını 7 yılda yüzde 70, SSK'lıya yüzde 50, Emekli Samdığında ise yüzde 15 artış yaptım diyor.Fark ortada..Memur kıskançlığını temsil ediyor. Zaten memur emekli aylıklarında da uçurum farkı var. 1. dereceden emekliler aynı maaşı almıyor,kuruma göre değişiyor.Adaletin bu mu dünya? Saygılar..

    YanıtlaSil
  3. Sayın Turbest,

    "Adaletin bu mu dünya demekte çok haklısınız. Hem de çok..." Değerli yorumunuz için teşekkürler...

    Sevgi ve saygılar...

    kocayurek...

    Not: Sayın Adsız kardeşim, size de yorumunuz için teşekkürler... kocayurek...

    YanıtlaSil
  4. Hesaplama olayına bayıldım!! Bravo.

    YanıtlaSil

Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)