Her şeyin bir ilki vardır muhakkak... Bu yazım da benim spor ve futbol konusundaki ilk yazım...
İlk kez bu yazıyla ben de "Milli" oluyorum anlayacağınız...
Bugüne kadar hiç spor yazısı yazmamıştım günlüğüme...
Bugüneymiş kısmet!..
Dün gece gerçekten çok müthiş ve zevkli bir maç izledim...
Müthiş heyecanlandım!..
Son dakikalarda ise kalbim duracak sandım!..
O ne büyük coşkuydu öyle...
Hırvatlardan o lanet olası golü yediğimizde maçın bitmesine az zaman kalmıştı. Tüm ümitlerim suya düşmüşken, o müthiş gol geldi Semih'ten...
TV karşısında avaz avaza öyle bir bağırmışım ki "Golllllllllllllll" diye...
Benimle birlikte maçı seyreden kuyruklu oğlum Şanslı oturduğu sandalyeden havaya öyle bir sıçrayıp kaçtı ki, evin içinde hâlâ onu bulamıyoruz...
Ortalık sakinleştiğinde bir yerden çıkacak muhakkak...
Hanım da ön taraftaki TV'de başka bir şey izliyordu sanırım, o da "N'oluyor bey?" diye koşa koşa geldi içeriye...
Çünki kadıncağız bugüne kadar hiç benim böyle bir maç izleyişime şahit olmamıştı... Şaşırdı zavallım!..
Kızım ise aynı şekilde benimle birlikte avazlandı...
Bağırmaktan şu an ikimizin de sesi kısılmış vaziyetteyiz...
Kısaca dün geceyi, o müthiş karşılaşmayı unutabilmem mümkün değil...
Hele penaltı atışlarındaki ailecek ettiğimiz dualar yerini bulunca sevincimiz ikiye katlandı...
Çok şükür ki bu maçı kazanıp yarı finale geçtik!..
Ardından mahalledeki bazı evlerden ardı ardına silah sesleri geldi...
Bazıları tek tek, bazıları da otomatiğe bağlamış gibi saydırıyorlardı havaya...
Bu sırada balkonlardan ve pencerelerden mümkün olduğunca uzak durmaya çalıştık...
Apartmanın en üst katında oturduğum için Fatih semtinin her yerini görüyordum...
Semtin her bir yerinden havai fişek atıyorlardı... Gökyüzünün görüntüsü ise müthişti...
Caddeye yakın oturduğum için caddeden kornalarını çalarak geçen arabaların gürültüsü ise gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam etti...
İşte benim dün geceye dair hissettiklerim bunlardı!..
Yukarıda da yazdım ya, bu benim ilk spor yazımdı!..
Belki futbol konusunda daha fazla bilgiye ve görüşe sahip olsam daha farklı şeyler de yazabilirdim...
Oysa bugüne kadar çalıştığım gazetelerde o kadar çok ünlü spor adamının yazılarını yazmıştım ki... Onlardan feyz de kapabilirdim... Ancak ne yazık ki... Onlar kadar ne bilgim var, ne de kabiliyetim var...
Neyse yine de bir futbol karşılaşması sonrası hissettiklerimi yazmak da güzeldi...
Hem kendim için bir ilki gerçekleştirdiğim için mutluyum... Hem de Türkiye'nin yarı finale çıkmasına çok seviniyorum...
Şimdiden Çarşamba gecesini sabırsızlıkla bekleyeceğim...
İnşallah o maçı da kazanır, finalde oynama şansını ülke olarak bir kez daha yakalarız...
Böyle sevinmeye ne kadar çok ihtiyacımız varmış meğersem...
Uzun zamandır bu kadar mutlu olmamıştım!..
Teşekkürler Milli Takım, teşekkürler Fatih Terim ve teşekkürler güzel ülkemin yalnız ve güzel insanları...
Ve Yaşasın Kırmızılı-Beyazlı bayrağım ve o bayrağımın dalga dalga dalgalandığı yalnız ve güzel Türkiye'm!..
Hadi hep birlikte söyleyelim şarkımızı...
Havasına suyuna taşına toprağına
Bin can feda bir tek dostuma
Her köşesi cennetim ezilir yanar içim
Bir başkadır benim memleketim
Lay Lay...
Anadolum bir yanda yiğit yaşar koynunda
Aşıklar destan yazar dağlarda
Kuzusuna kurduna Yunus'una Emrah'a
Bütün alem kurban benim yurduma
Lay Lay...
Mecnun'a Leyla'sına erişilmez sırrına
Sen dost ararsan koş Mevlana'ya
Yeniden doğdum dersin derya olur gidersin
Bir başkadır benim memleketim
Lay Lay...
Gözü pek yanık bağrı türkü söyler çobanı
Zengin fakir hepsi de sevdalı
Ben gönlümü eylerim gerisi Allah kerim
Bir başkadır benim memleketim
Ertan Yurderi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)