16 Mart 2007 Cuma

Sülüklerin efendisi...



İnsanoğlu bu... Her şeyin efendisi olmak ister... Yüzyıllar boyu da her şeyi egemenliği altına alarak "efendi" olmayı şiar edinmişlerdir kendilerine... Ben genelden bahsetmeyeceğim ancak "Sülüklerin Efendisi" olmayı yeğleyen bir uyanık doktorumuzdan bahsedeceğim...

Efendim, Latince’de “Sülükle Tedavi” anlamına gelen Hirudoterapi, MÖ 15. yüzyılda Babil yazılı kayıtlarına kadar uzanan kadim bir tedavi yöntemiymiş...

Yani antik dönem Mısır ve Hint tıbbı kayıtlarında da bu tedavi uygulanmaktaymış... O zamanların ünlü hekimlerden Nikandros, Galen, Pliniy ve İbn-i Sina da sülüğü bir tedavi aracı olarak kullanmışlar ve öğrencilerine bu konuda eğitim vermişler...

Zamanla Avrupa’da da yaygınlaşmış olan Hirudoterapi, bir dönem kilisenin “kan aldırmayı günah saymasıyla” yasaklanmış ancak Rönesans’la birlikte tekrar yükselişe geçmiştir. Şu anda başta Almanya, Fransa, İngiltere olmak üzere tüm Avrupa’da, Amerika ve Rusya’da hekimler tarafından kullanılan bir yöntem olarak kullanılan Hirudoterapi, Amerika Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), 2004 yılında sülüğün bilimsel bir tedavi yöntemi olduğunu onaylamış ve diğer ülkelerde olduğu gibi eczanelerde satılmasına izin vermiştir.

Eee durum böyle olunca bizim "Sülüklerin Efendisi" olma yolunda çalışmalarına başlayan Manisa Doğal Hayat Polikliniği'nin çocuk doktoru Suat Arusan da, bu yöntem ile görme bozukluklarını tedavi ettiğini ileri sürerek ortaya çıkmış, böylece de, sağlık alanında ve kamuoyunda büyük bir tartışma yaratmış... 

Daha sonra da, gazeteler ve televizyonlarda sülükle tedaviyle ilgili haberlerin yer alması üzerine harekete geçen Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 27 Şubat 2007 tarihinde aldığı kararla, "Hirudoterapi"nin (sülük tedavisi) hangi hastalıklarda uygulanabileceğinin, tedavisinin modern, alternatif, tamamlayıcı tıp kategorilerinden hangisine girdiğinin değerlendirmesi yapılıncaya kadar men edilmesini kararlaştırmış...

Kararda ayrıca, sülük tedavisinin halk sağlığını tehdit eden olası boyutları konusunda Danıştay’ın bir işlem yapabilmesi için "açıkça izin verilmiş olması şartı aranacağı" da belirtilerek, gerekli mevzuat oluşturuluncaya kadar, bu tedaviyi uygulayan merkezdeki tüm materyallerin ve odaların mühürlenmesi de istenmiş...

Sağlık Bakanlığı’nın kararı üzerine harekete geçen Manisa İl Sağlık Müdürlüğü de, kentteki Özel Doğal Hayat Polikliniği’nin sülük tedavisi yapılan iki odasını ve kullanılan araç gereçleri önceki hafta mühürlemiş...

Buraya kadar her şey normal görünüyor. Çünki kanuni bir süreç başlamış... Olayı Sağlık Bakanlığı yetkilileri araştıracak, inceleyecek ve sonuçta bir karar verecekler...

Bu arada da Doğal Hayat Özel Sağlık Hizmetleri Merkezi sahibi Suat Arusan, "Objektif" programında kendisine "Şarlatanlık yapmayın. İnsanların duygularıyla oynamayın. Gözümün sülükle açılabileceğini bilsem, dünyanın öbür ucundan milyonlarca sülük getirtirdim" diyen Metin Şentürk aleyhine 500 bin YTL’lik tazminat davası açmış... Ayrıca yine programda tartıştığı Türkiye Körler Federasyonu Başkanı Hasan Tatar’a da tazminat davası açmış... Bunun miktarı konusunda bilgimiz yok.

Bu arada da sanatçı Metin Şentürk de doktordan aşağı kalır mı, kalmaz elbette... O da;

"Tamam, ben 500 bin YTL vereyim ama gözlerim açılmazsa 1 milyon YTL’sini ve sahibi olduğu sağlık merkezini alır, onu da sülüklerle arkadaş yaparım, benden söylemesi. O olsa olsa sülüklerin efendisi olur, kimin gözünü açacak kardeşim. Göz sinirleri kurumuş hastaları sülükle tedavi edebilir mi, onu söylesin önce. Bunun tehlikeli sonuçları olur. Yüzlerce insanı boşu boşuna hayale kaptırırsınız. Bir hekimin daha dikkatli konuşması lazım. Bana dava açmış. O zaman benim gözlerimi açacak kardeşim. Açmazsa ben ona 1 milyon YTL’lik dava açıyorum. Hodri meydan, kimsenin kimseyi kandırmaya hakkı yok. Bu, insanların duygularıyla oynamaktır, umutlarıyla oynamaktır. Bu tür şeylerin sonuç vermeyeceğini biliyoruz. Bu bir çeşit üfürükçülüktür. İnsanları kandırmaya kimsenin hakkı yok. Bu adam insanlara daha fazla zarar verip onların umutlarıyla oynamaya devam ederse, hukuki anlamda harekete geçeceğim..." demiş..

Tamam onlar böyle kavga ededursunlar, benim aklım o minik yaratıklarda şimdi... O minik yaratıklar Türkiye'nin medarı iftiharları haline geldiler bir anda... Ancak tüm bu dava ve tazminat beklentisi içinde olan insanların beklentileri devam ederken, onlar açlık çekecekler... Çünki malum o sülükler insanın kanını emerek yaşamlarını sürdürüyorlar...

Tıp alemi bunlarla mücadele ededursun, peki ya devleti yiyip bitiren, "Sülüklerin Efendisi" olma yolunda servetlerine servet katan o sülükleri ne yapacağız? Halk bunlardan nasıl kurtulacak? Bunu da bir bilene sormak lazım... O "bir bileni" de nereden bulacağız orası da muamma... Elbet yarın öbür gün birisi çıkar da bize bunu anlatır nasılsa...

Ertan Yurderi

2 yorum:

  1. Yazılarınızı beğenerek okuyorum. Bu yazınızla ilgili şahit olduğum bişeyi paylaşmak istedim. Bundan birkaç yıl önce Aydın da bir halı dükkanı için web sayfası hazırlarken, dükkan sahibinin Manisa'ya göz için tedaviye gideceğini söylemesi üzerine, "neden İzmir değil, o kadar hastahane var, üniversite var" dedim ve göz kenarlarına sülük tutturduğunu söyledi ve bu sayede gözlük numarasının 2-3 derece düştüğünü söyledi. O zamana kadar sülük tedavisi ile ilgili şeyler duymuş ve görmüştüm ama göz için olması ilginç gelmişti. Şimdi bu yazıyı okuyunca, bu olay aklıma geldi. Aydın a gittiğimde o dükkan sahibiyle tekrar konuşacağım, bakalım devam etmiş mi o tedavi dediği şeye ???

    Rahim AYDIN

    YanıtlaSil
  2. Selamlar Sayın Aydın,

    Ben de meraklandım şimdi gerçekten... Şayet bir şeyler öğrenirseniz ve paylaşırsanız gerçekten sevineceğim...

    Her şey gönlünüzce olsun, sevgiler ve selamlar...

    Ertan Yurderi

    YanıtlaSil

Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)