18 Kasım 2009 Çarşamba

“Salvia Divinorum” içmiş gibiyiz hepimiz…



Şimdi bu da nerden çıktı, Salvia Divinorum da ne diyeceksiniz… Hemen anlatayım…

Efendim Salvia Divinorum bitkisi 'Nane' cinsi bir bitki. Doğal olarak sadece Meksika'da Mazatek yerli bölgesinde yetişiyormuş.

Sierra Mazateca dağlarında salvia'ya 'maria pastora' yani 'çoban maria' deniyormuş. 'Kutsal' ve 'çok güçlü' olan bu bitki, zaman zaman korkutucu zihinsel değişmelere neden oluyormuş. Halisünasyonlar, 'beden dışı' deneyimler gibi. Geçici hafıza kaybına yol açabiliyormuş. Kullanıcılar arasında Tanrı ile konuştuğunu söyleyenler varmış. Şamanlar bitkiyi yanıkların ve yaraların tedavisinde kullanıyormuş.

Bu bitkinin 15 mg'ı ciğerlere çekildiğinde adamı boyuttan boyuta geçirip, halusinasyon manyağı yaptığını söylüyor tıp uzmanları…

Kullanılan miktara göre Salvia deneyimi, hafifleme durumundan tam bir dış dünya deneyimine dönüşebilirmiş. Yüksek dozlar kullanan kullanıcılar tarafından ciddi zaman-algı kaybı, parlak görüntüler, bilinmeyen varlıklarla karşılaşma, başka zaman ya da yerlere seyahat etme, duvardaki boya gibi yılları yaşamak ya da başka bir canlının tüm hayatını yaşamak olarak belirtiliyormuş…

Bu deneyimler kesinlikle çok kuvvetli olmakla birlikte yanınızda size göz kulak olacak biri olması tavsiye ediliyormuş… Birçok insan etkisi altındayken hareketsiz dururken, bazıları bu yarı uyanık halleriyle kalkıp yürümeye çalışabiliyormuş… Başlangıç etkileri cesaretlendirici ve bir anlamda zararsız da olsa, tam etki sağlandığında birçok insan S. Divinorum’u eğlenceli olmaktan çok korkutucu buluyorlarmış.

Neyse yukarıda açıkladığım bunca etkilerinden sonra neden hepimiz içmiş gibiyiz dedim… Ona geleyim…

Türkiye’de her an gündem değiştiği için ve toplum üzerinde sürekli baskılanma yaratıldığı için

* kontrol edilemeyen histerik kahkahalar atıyoruz bizler de; sürekli birileri ve birilerinin yandaşları tarafından uydurulan uydurmasyon haberler için.

* objelere dönüşme hissi (mum, sandalye, sebze, herşey..) Kendimizi “hıyar” gibi hissediyor, GDO manyağı oluyor, hatta domuz gribi ve aşısı yüzünden kendini “domuz” hissedenlerimiz bile var…

* üst üste gelen gerçeklikler. Aynı anda birden fazla mekanda bulunma hissi. Bir anda kendimizi Silivri’deki davada buluyoruz, bir AN’da “SON DAKİKA” haberlerle Ankara’da Meclis'te… USA ile Türkiye arasında hayali köprüler kurarken, yalelli Arap’ın kucağında soluklandırıp duruyoruz kendimizi…

* vücut ya da kimlik kayboluşu hissi… Alt kimlik, üst kimlik, etnik kimlik, ulusal kimlik, kimlik, kimlik, kimlikçi geldiiiii hanıımmmmm…

* 2 boyutlu dünyaya giriş. Bu dünyada mıyız, öbür dünyada mı? Kimileri Cennet’i pazarlıyor dünyada, kimileri ise dünyanın bilmem neresindeki hiç sönmek bilmeyen denizfeneri’nde saftirikleri söğüşlüyor… Haa bu arada Ay’da arsa pazarlayanları da unutmayalım…

* geçmişteki mekanları ve ölmüşleri ziyaret etmek. Bilumum cümle fakir-fukara halk, türbe, kabir vs. yerlerdeki yatan zat-ı muhteremlerden biat, hayr, iş, şifa, ÖSYM'yi ve SBS'yi kazanmak gibi vs.. vs.. şeyler umut etmek için sabahın en er saatlerinden akşamın en zifiri karanlıklarına kadar el açıp duruyorlar...

* garip fiziksel hisler. İnsanın kendisini çekiliyor, ya da çevirilip bükülüyor gibi hissetmesi… Emeklinin, işçinin ve memurun anası ağlıyor sürekli… Her birine yapılan üç kuruşluk, beş paralık zamdan sonra vatandaşın kendisini böyle hissetmesi normal değil mi?

*
bilinmeyen varlıklarla karşılaşma. Varlıklar ise çeşit çeşit… Halktan uzak ve halkın sorunlarının ne olduğundan bi haber zengin varlıklar, el-ense-koca g.tlü-göbekli varlıklarla bilumum 7 yıldızlı otel lobilerinde, son model özel arabaların, uçakların ve TV’lerin magazin programlarının her birinde karşılaşılabilinir…

Neyse, yukarıdaki bu listeyi uzattıkça uzatabilirsiniz…

Bence fazla söze gerek yok, Youtube’e girip “Salvia Divinorum” yazın ve ne kadar haklı olduğumu izleyip görün… Canım ülkemin insanlarındaki siyasetin ve siyasetçilerin yan etkilerini düşününce, bitkinin yan etkisine pek fazla şaşırmayacaksınız sizler de...

Ertan Yurderi (kocayurek), 18.11.2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)