3 Ocak 2008 Perşembe

Nü'yü bıçaklama, turisti elleme nevrotikliği


Abukluklar ve nevrotik çoğunluklar ülkesi oldu burası...

Taksim'in orta yerinde  "düşlerinde yaratıp içinde yaşattığı nü"yü turisti elleyerek tatmin etmeye çalışan bir zihniyet varken, Mersin'de de "dışardaki nü'yü içinde yaşattığı karanlık düşünceyle yok etmeye çalışan" bir zihniyet var.

İşte o karanlık zihniyet Mersin'de yeniden ortaya çıkmış...

Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü'nün "Yeni Yıl Karma Sergisi"nde bulunan 5 nü eser bıçakla saldırıya uğramış...

Bıçaklı saldırıya uğrayan bu nü tablolarından birinin yanına saldırıyı kınamak amacıyla bir tepki yazısı da eklenmiş ve tablo o yazıyla birlikte sergilenmeye başlanmış... (Haber)

Göğüs bölümünden göbek boşluğuna kadar kesilen çıplak kadın tablosunun yanına Üniversite yönetimi tarafından asılan tepki yazısı aslında çok düşündürücü...

S.Freud'dan alıntıyla yazılan yazıda; "Ortaçağda olsaydım, beni yakarlardı. Şimdi eserlerimi yakıyorlar" sözlerinin yanı sıra, "Bu tablo, sanata ve farklı düşüncelere katlanmayan karanlık zihniyetler tarafından parçalanmıştır" yazısı asılmış...

Ben bir psikiyatr değilim ama; Sigmund Freud'un "Kitle Psikolojisi" adlı kitabında okuduğum kadarıyla bu tür kişiler için psikonevrotik kişilikler tanımını koymakta...

Cinsel yönelimler, genel olarak kitlede eriyip giderken tek kişi için de bireysel etkinliği bir ölçüde kendisinde barındırır, aşırı güçlenmeleri durumunda ilgili yönelimlerin her türlü kitleyi dağıtıp parçaladığı ve etkilediği görülürmüş.

Psikonevrozlar konusunda sürdürülen psikanalitik araştırmalarda, bu hastalardaki belirtilerin bilinçdışına itilmelerine karşın etkinliğini yitirmemiş dolaysız cinsel yönelimlerden kaynaklandığı ortaya konulmaktaymış...

Nevrozun nevrozlu kişiyi asosyal (toplumdışı) bir konuma sokması, onu bildiğimiz kitlelerden çıkarıp alması da sözü edilen bu duruma uygun düşmekteymiş... Durum böyle olunca da bu nevrozun tıpkı tutkunluk gibi kitle üzerinde dağıtıp parçalayıcı bir etki yaptığı da söylenebilirmiş...

Bu tahlillerin ışığında Taksim'de yaşananlar bastırılamayan cinsel dürtülerin dışa vurumunu yansıtırken, Mersin'de yaşanan nü tabloların parçalanması olayını da cinsel içgüdülerden amacına varması engellenmiş içgüdülere geçişin doğru dürüst başarılamadığı durumdan kaynaklandığını varsallayabilir miyiz?

Bu varsallamayla da; kitlesel nevrotikleşme tedavi edilmediği sürece bilinçdışına itilen ve bilinçdışına itilmiş bütün içgüdüler gibi kendilerine dolaysız doyum sağlamayı amaçlayan kişiler arasındaki düşünsel çatışma da her zaman yaşanacaktır diyebilir miyiz?...

Ertan Yurderi 

1 yorum:

  1. Sonra da iç zaaflarımızı bizden iyi bilen bir ülke (Almanya, doğal olarak nüfusun çoğu Türk.) Ali bana yanaşma,taciz etme afişi görünce delleniyor. Türklerin sarışınlara zaafını bilmeyen var sanki. İstiyoruz ki herşeyi yapalım ama bize laf gelmesin. Herşeye rağmen hep kahramanlığımız, dürüstülüğümüz diğer iyi yönlerimiz göze görünsün. Oysa herşey bir aradadır. iyiyi de kötüyü de kabul edebilsek rahatlıkla. Neyse nerden geldim bu konuya. hoşçakalın, kolay gelsin efendim.

    hul(ya)bani

    YanıtlaSil

Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)