11 Haziran 2004 Cuma

"Klarnetin la minör sesi, acıtır yüreğimin içini..."



Bir klarnet taksimi ki sorma gitsin, Hicaz'dan takılıyor ince ince... Taksim'den Beyoğlu'na, Beyoğlu'ndan Kasımpaşa'ya, Dolapdere, Hacıhüsrev, Sulukule'ye kadar... Köçekçe'ye geçti fasıla bak, fasıla... Üfleyenin nefesine sağlık, darbukatör'ün de parmaklarına... İyi arkadaş da, n'oluyor benim yüreğime ya acıyor, acıtıyor beni bu müzik...

En cıstak cıstak cıstaklı fasıl eşliğinde Radyo Alaturka'da geziniyorum her türlü Türk musikisi eşliğinde iyi de, yüreğim niye acıyor?..

Hacıhüsrev'den Sulukule'ye göç etmiş ca'nım Kandıralı'nın esmer afrodit vücutlu bir gacısı, bir masa üstü gümüş tepsi içinde bel kıvırtırken mastikayla, mis gibi anason kokusuyla karışmış kavun kokusu da etrafa yayılmışken, duman altı olmuş bir odada bir çeri başı coştururken etrafını, benim gözyaşım niye dökülüyor, bir klarnetin la minör sesiyle...

Evet klarnet la minör'den takılıyor Hicaz'a, Hicaz'dan Rast'a... N'oluyor ya? Bana...Bendeniz'e..??

Müsebbibini buldum sonunda... Venüssssss....

Geçeceksen geç, çabuk geç ama... Hala geçmedi mi, geçti, geçiyor işte... Bak sivrisinek gibi... Saati geldi, tamam, geçti, o hele şükür, çok şükür...

Oh çok şükür gerçekten çok şükür Venüs geçti sonunda... 2012'ye kadar bir rahatsız (?) bir soluklandık gerçekten çok şükür...

Zaten burcum, burç değil mübarek, sanki duygusal bir sağnak yağmur... İkizler... Venüs'ün tam etkisinde...

O günlerden bugünlere geldim elim sürekli üzerimde Reiki yapmaktayım.. Hemi de günde beş kez namaz vakitleri gibi.... Tüm semboller çiçek açacak sanki üzerimde... Ata Demirer'in geçen haftalarda Avrupa Yakası'nda yaptığı rejim sonrasındaki ağlamaklı hali gibi ortalıklarda dolaşıyordum, dolaştım... Duruldum çok şükür şimdi... Habire kendime; yaşamıma acı veren diye başlayıp, klarnetin la minör sesine bile'yle biten afirrrmasyonlar bile yapıp durdum...

Gönderme yapacağım daha ne vardı, ne afirmasyon kaldı ki?... Louis Hay'in kitabının afirmasyonlarının en az 5 kat fazlasını yaptık bu süreç içinde tabii ki... Canımcım sen ne geçmek bilmez şeymişsin ya...

Venüs... Venüss... Venüsssssss...

Venüscüm, canımın içi... İyi ki geçtin cancağızım...

Bir klarnetin la minör sesinde olsan bile şu kocayüreciğimi acıttın ya, alacağın olsun e mi!.. 

Ertan Yurderi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)