Didim'in "ahvâl-i umumiye"si yani genel hali,
durumu nasıl diye soracak olursanız, "orta yoldan hallice" diye yanıt
verebilirim... Yani ne çok kötü, ne de çok iyi... İdare eder vaziyette görünüyor şimdilik!!!
Şu anda Didim'de yazlık sezona hazırlık, vargücüyle devam ediyor... Gürültü yasağı gelmeden inşaatlara hız verilmiş vaziyette, hummalı çalışmalar sürüyor... Ortalıkta gezinen moloz taşıyan inşaat kamyonlarını, beton kamyonlarını, kaya kıran kepçe sesini, motorlu testere ve keser sesini duymanız mümkün... Covid-19 salgını sanki bu inşaatlara ve inşaat işçilerine uğramayacak şekilde çalışıyorlar. İnşaat işçileri var gücüyle çalışırken, müteahhitler de yaz sezonu buralara gelecek olan yeni müşteriler için gün sayıyorlar...
Hayatını rutine bağlayanlar da var, hayatı seven ve korunan insanlar da... Artık açık pazarlarda belediyemiz aldığı önlemlerle daha güvenli alışveriş yapabilmenin olanaklarını sunmaya çalışıyor... Pazarda satış yapan pazarcılar maske kullanırken, pazara gelen insanların maske bulamadıkları için pazar alışverişini nasıl yapacakları ise muammalığını sürdürüyor...
Su sayacı ve elektrik sayacı okumak için dolaşan çalışanların maske taktıklarını göremedim... Zaten bundan sonra gelip sayaç okuma yaparlar mı işte orası da bir muamma...
Ve bu arada halka ilaç hizmeti veren eczanelerde Sağlık Bakanlığı ve Eczacı Odaları bir düzenleme yapmadığını gözlemlemekteyim... Gerçi eczacılar kendi önlemlerini kendilerini almışlar, halka kendilerini koruyarak hizmet vermeye çalışıyorlar. Ama onlar da en az doktorlar kadar risk grubunda olanlar...
Bu arada aklıma Didim Marina geldi birden... Oradaki Yat Limanı'nda çalışan işçiler ne yapıyorlar? Nasıl kendilerini koruyorlar? Yatlarıyla denizden gelenler 14 günlük karantina kurallarına uyuyorlar mı? Bu yolla gelenlerin ilçe içinde dolaşmalarına ve ihtiyaçlarını karşılamalarına izin veriliyor mu bunları ise hiç bilmiyorum...
Bu arada açık denizlere çıkıp beslenmemiz için balık tutan balıkçılar ne yapıyorlar? Onların işi gerçekten zor bu dönemde... Ufak bir balıkçı motorunun içinde içiçe yaşayıp, tuttukları balıkları halkla paylaşanlar, kendilerini koruma önlemleri alıyorlar mı?
Bu seçenekleri çoğaltabiliriz... Kargo şirketleri, mobilyacılar, bankalar, şehir içinde toplum ulaşım hizmeti veren minibüslerde sosyal mesafe nasıl sağlanıyor ve bunlar denetleniyor mu? Hep bunlar us'umda delice sorular oluşturuyor...
Geçenlerde evde tüpümüz bitti... İsim vermeyeyim, Didim'de en iyi hizmeti veren tüpçü esnafından tüp istedim... Eve tüp değiştirmeye gelen tüpçümüzün ellerinde ne eldiven vardı, ne de ağzında maske... Biz kendimizi uzak tutmaya çalıştık, sosyal mesafemizi koruduk... Elimin ucunda tuttuğum parayı eline sıkıştırıverdim, para üstünü bile almadım, bırakıverdim... Zaten o da hiç umursamadan ve sesini sedasını çıkarmadan çekip gitti...
Didim'deki emniyet güçlerinin araç uygulamalarındaki durumunu bilmiyorum ama TV'lerden seyrettiğim kadarıyla İl'den İl'e geçişlerde genç polis kardeşlerimizin eline bir ateşölçer aleti vermişler, onlar da gelenin, geçenin alnına yakın mesafeden dayıyor değdiriyor gibi araç içindeki kişilerin ateşlerini ölçüyorlar...
Aslında böyle uygulamadaki temel esas değdirmeden ölçmek... Bu aletlerin çoğu yurtdışı menşeli, orada nasıl kalibre olmuş bunlar. Doğru ölçüyor mu? Bu aletlerdeki enerji yeterli mi? Ya yanlış ölçüyorsa?
Biraz önce haberlerde de seyrettim, adam arabasında yolculuk ediyor, arabanın içinde 3 kişi var... Polis arabanın içine kadar kolunu soktu, hatta kolu şöforün yanındakine uzanırken, şöforün ağız mesafesine dek kolunu yaklaştırdı... Bu uygulama tam tersine virüsün hızla yayılmasına yol açmaz mı? Polis kardeşimizin kendisi neden sosyal mesafeyi koruma gereğini duymadı? Kendinden o kadar emin mi? Ya o da bir taşıyıcıysa... Ya da arabalardan birinden virüs kaparsa onu bu hastalıktan kim koruyacak?
Açık pazarlara ve süper marketlere giderken maske takılmalı demiştik... Maske bulamıyorsak kendi üretiminiz maskeler yıkanabilir özellikte olması nedeniyle daha kullanışlı ve ekonomik olabilir... Ellerimize taktığımız eldivenleri çok dikkatli kullanmalıyız. Paraya dokunduğunuz eldivenleri hemen atmamız gerekli. Eğer mümkünse, pazara ve markete 2 kişi birlikte gitmeli ve 1 kişi sadece para alıp vermeli. Diğeri de ürünleri almalı. Para cüzdanda değil, ayrı naylon ya da bir başka torbada saklanmalı... Şayet kredi kartı kullanacaksak, onu eve döndüğümüzde mutlaka sabunlu nemli bir bezle temizleyip hemen kurutmalı.
Bu arada Didim'de covid-19 hastalığının dışında bir hastalığınız olursa, ne yapacağınızı da bilmek zorundasınız... Bu konuda halkın bir bilgisi yok, hastaneye ya da aile hekimine gidip gitmeme konusunda herkes endişe içinde...
Örneğin bu süreçte (Allah korusun hepimizi de) bir kaza geçirdiniz ya da bir kalp krizi atlattınız, nereye götürecekler sizi? Hastanelerde covid-19 pozitif hastalarla beraber mi tedavi edileceksiniz? Ya da örneğin ayağınızı ya da bir yerinizi incittiniz, hastaneye gidip pozitif hastalık taşıyanlarla beraber mi sıra bekleyeceksiniz?
Yazıma başlarken de dediğim gibi Didim'in "ahvâl-i umumiye"si yani genel hali, durumu nasıl diye soracak olursanız, orta yoldan hallice ... Kafalarımızda onlarca soruyla başbaşayız vesselam...
Hepinize mutlu, huzurlu ve sağlıklı yaşamlar...
Şu anda Didim'de yazlık sezona hazırlık, vargücüyle devam ediyor... Gürültü yasağı gelmeden inşaatlara hız verilmiş vaziyette, hummalı çalışmalar sürüyor... Ortalıkta gezinen moloz taşıyan inşaat kamyonlarını, beton kamyonlarını, kaya kıran kepçe sesini, motorlu testere ve keser sesini duymanız mümkün... Covid-19 salgını sanki bu inşaatlara ve inşaat işçilerine uğramayacak şekilde çalışıyorlar. İnşaat işçileri var gücüyle çalışırken, müteahhitler de yaz sezonu buralara gelecek olan yeni müşteriler için gün sayıyorlar...
Hayatını rutine bağlayanlar da var, hayatı seven ve korunan insanlar da... Artık açık pazarlarda belediyemiz aldığı önlemlerle daha güvenli alışveriş yapabilmenin olanaklarını sunmaya çalışıyor... Pazarda satış yapan pazarcılar maske kullanırken, pazara gelen insanların maske bulamadıkları için pazar alışverişini nasıl yapacakları ise muammalığını sürdürüyor...
Su sayacı ve elektrik sayacı okumak için dolaşan çalışanların maske taktıklarını göremedim... Zaten bundan sonra gelip sayaç okuma yaparlar mı işte orası da bir muamma...
Ve bu arada halka ilaç hizmeti veren eczanelerde Sağlık Bakanlığı ve Eczacı Odaları bir düzenleme yapmadığını gözlemlemekteyim... Gerçi eczacılar kendi önlemlerini kendilerini almışlar, halka kendilerini koruyarak hizmet vermeye çalışıyorlar. Ama onlar da en az doktorlar kadar risk grubunda olanlar...
Bu arada aklıma Didim Marina geldi birden... Oradaki Yat Limanı'nda çalışan işçiler ne yapıyorlar? Nasıl kendilerini koruyorlar? Yatlarıyla denizden gelenler 14 günlük karantina kurallarına uyuyorlar mı? Bu yolla gelenlerin ilçe içinde dolaşmalarına ve ihtiyaçlarını karşılamalarına izin veriliyor mu bunları ise hiç bilmiyorum...
Bu arada açık denizlere çıkıp beslenmemiz için balık tutan balıkçılar ne yapıyorlar? Onların işi gerçekten zor bu dönemde... Ufak bir balıkçı motorunun içinde içiçe yaşayıp, tuttukları balıkları halkla paylaşanlar, kendilerini koruma önlemleri alıyorlar mı?
Bu seçenekleri çoğaltabiliriz... Kargo şirketleri, mobilyacılar, bankalar, şehir içinde toplum ulaşım hizmeti veren minibüslerde sosyal mesafe nasıl sağlanıyor ve bunlar denetleniyor mu? Hep bunlar us'umda delice sorular oluşturuyor...
Geçenlerde evde tüpümüz bitti... İsim vermeyeyim, Didim'de en iyi hizmeti veren tüpçü esnafından tüp istedim... Eve tüp değiştirmeye gelen tüpçümüzün ellerinde ne eldiven vardı, ne de ağzında maske... Biz kendimizi uzak tutmaya çalıştık, sosyal mesafemizi koruduk... Elimin ucunda tuttuğum parayı eline sıkıştırıverdim, para üstünü bile almadım, bırakıverdim... Zaten o da hiç umursamadan ve sesini sedasını çıkarmadan çekip gitti...
Didim'deki emniyet güçlerinin araç uygulamalarındaki durumunu bilmiyorum ama TV'lerden seyrettiğim kadarıyla İl'den İl'e geçişlerde genç polis kardeşlerimizin eline bir ateşölçer aleti vermişler, onlar da gelenin, geçenin alnına yakın mesafeden dayıyor değdiriyor gibi araç içindeki kişilerin ateşlerini ölçüyorlar...
Aslında böyle uygulamadaki temel esas değdirmeden ölçmek... Bu aletlerin çoğu yurtdışı menşeli, orada nasıl kalibre olmuş bunlar. Doğru ölçüyor mu? Bu aletlerdeki enerji yeterli mi? Ya yanlış ölçüyorsa?
Biraz önce haberlerde de seyrettim, adam arabasında yolculuk ediyor, arabanın içinde 3 kişi var... Polis arabanın içine kadar kolunu soktu, hatta kolu şöforün yanındakine uzanırken, şöforün ağız mesafesine dek kolunu yaklaştırdı... Bu uygulama tam tersine virüsün hızla yayılmasına yol açmaz mı? Polis kardeşimizin kendisi neden sosyal mesafeyi koruma gereğini duymadı? Kendinden o kadar emin mi? Ya o da bir taşıyıcıysa... Ya da arabalardan birinden virüs kaparsa onu bu hastalıktan kim koruyacak?
Açık pazarlara ve süper marketlere giderken maske takılmalı demiştik... Maske bulamıyorsak kendi üretiminiz maskeler yıkanabilir özellikte olması nedeniyle daha kullanışlı ve ekonomik olabilir... Ellerimize taktığımız eldivenleri çok dikkatli kullanmalıyız. Paraya dokunduğunuz eldivenleri hemen atmamız gerekli. Eğer mümkünse, pazara ve markete 2 kişi birlikte gitmeli ve 1 kişi sadece para alıp vermeli. Diğeri de ürünleri almalı. Para cüzdanda değil, ayrı naylon ya da bir başka torbada saklanmalı... Şayet kredi kartı kullanacaksak, onu eve döndüğümüzde mutlaka sabunlu nemli bir bezle temizleyip hemen kurutmalı.
Bu arada Didim'de covid-19 hastalığının dışında bir hastalığınız olursa, ne yapacağınızı da bilmek zorundasınız... Bu konuda halkın bir bilgisi yok, hastaneye ya da aile hekimine gidip gitmeme konusunda herkes endişe içinde...
Örneğin bu süreçte (Allah korusun hepimizi de) bir kaza geçirdiniz ya da bir kalp krizi atlattınız, nereye götürecekler sizi? Hastanelerde covid-19 pozitif hastalarla beraber mi tedavi edileceksiniz? Ya da örneğin ayağınızı ya da bir yerinizi incittiniz, hastaneye gidip pozitif hastalık taşıyanlarla beraber mi sıra bekleyeceksiniz?
Yazıma başlarken de dediğim gibi Didim'in "ahvâl-i umumiye"si yani genel hali, durumu nasıl diye soracak olursanız, orta yoldan hallice ... Kafalarımızda onlarca soruyla başbaşayız vesselam...
Hepinize mutlu, huzurlu ve sağlıklı yaşamlar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)