Ekmeğini emeğiyle kazanan binlerce İnşaat işçisinin sorunlarını Metin Usta dile getirdi.
Korona günlerinde “Ev’de Kal’amayanlar” dizimizin dördüncüsünde kendisine sorular yönelttiğimiz inşaat ustası Metin Yılmaz, evde kalamamasının nedenlerini bize aktarırken, hem işine devam etti, hem de sorularımızı içtenlikle yanıtladı…
” .. Üç çocukla birlikte günlük yaşantımızı bulduğumuz günü birlik işlerle sürdürürken , dünya ile birlikte başımıza gelen bu felaket sonrası bizlerin de durumu iyice kötüleşti…
Ben çalıştığım inşaatlarda her türlü işi yapabiliyorum. Çalıştığım yerlerde sigortam yok ama , ben sigortamı dışarıdan kendim ödemeye çalışıyorum…
Geçtiğimiz yıla kadar belediyemizden çeşitli sosyal yardımlar alıyordum. Bu yardım genellikle ayda bir gelen gıda paketiydi… Şimdi talep arttığı için olacak o yardım da gelmez oldu… Biz bu süreçte ailecek zor durumda kaldık…
Bu yıla kadar aslında ilkbahar aylarında ve bilhassa yaz sezonu öncesi Didim’de hareketlilik olurdu. Herkes yazlığına geriye döner, tamir ve tadilat işleri için usta aramaya başlardı. Bizler de bu günlerde tamirat ve boya işleriyle uğraşır, kıt kanaat da olsa geçimimizi böyle sağlardık…
Bugünlerde Didim’de böyle bir hareket maalesef yok… Yazlıkçılar il’den il’e seyahat engeline takıldılar ve yazlıklarına geriye dönemediler… Bizlerin beklediği o hareketlilik ne yazık ki daha başlamadı…
İşler nerdeyse yok denecek kadar az… Böyle bir durumda bir de ben evde kalırsam tamamen zor durumda kalırım. Evde üç çocukla aç oturmak zorunda kalırım…
Salgının ilk günlerinde korkudan ben de evde kalmayı denedim. Ancak üç gün dayanabildim… Çünkü üçüncü günden sonra eldekini ve avucumuzdakini de tükettik… Tüketince de yeniden bulduğum iş için sokağa çıkmak zorunda kalarak, işbaşı yapmak zorunda kaldım…
Şu anda bulabildiğim ufak tefek tadilat ve boya işleri yapıyorum.
Geçtiğimiz yıllarda işler daha büyük olduğu için 4-5 kişi birlikte çalışıyorduk. Şu an ancak iki kişi ile birlikte çalışabiliyorum…
Tamirat ve tadilat için girdiğimiz evlerdeki insanlarla sosyal mesafemizi korusak bile tedirginliğimiz hiç bitmiyor. Çünkü hem kendi sağlığımız hem de çalıştığımız yerdeki insanların sağlığını riske atmaktan korkuyoruz… Bizim kullanmamız gereken maskeye hâlâ ulaşamadım. Herkes gibi bizler de maske bulmakta zorluk çekiyoruz… Parasıyla almak isteseniz bile bizlere maske satan yok…
Bu arada hem Kaymakamlıktan hem de Belediyedenyardım talebinde bulundum… Şu güne kadar her iki yerden de ses çıkmadı, geriye dönen olmadı.
Çok şükür elimiz ayağımız tutuyor ve az da iş bulup çalışabiliyoruz. Benim durumumdan daha kötü durumda olan arkadaşlarımızın varlığını biliyorum. Onlar da evde kalamasalar bile, dışarıda iş bulamıyorlar…
Devletin yardımları nasıl dağıttığını bilmiyorum ama yardıma ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde yanımızda devletimizi ne yazık ki göremiyoruz…
‘Evde kalın, sağlıklı kalın’ demek kolay onlara göre. Ancak geçtiğimiz ay ödeyemediğim elektrik ve su faturalarının ikincisi de geldi. Ben çalışmazsam, bu faturaları günü geldiğinde nasıl ödeyeceğim? Ayrıca bırakın fatura ödemeyi, günlük mutfak masrafını çıkardığımız günü kârdan sayıyorum.
Önümüzde daha zor günlerin bizi beklediğini düşünmek dahi istemiyorum. Ancak ister istemez düşünüyorum. Bu da benim çalışma enerjimi düşürüyor… Kafam takılıyor…
Umarım bir an önce eski günlere döneriz… Her şey normale döner ve bizler de bir nebze olsa rahatlarız…”
Ustamız Metin Yılmaz’ı, elindeki malasıyla ve kan ter içinde kardığı harcıyla ve kafasındaki onlarca soruyla başbaşa bırakarak oradan ayrılırken, “Ev’de Kal’amayanlar”ın sesinin acilen duyulmasını ve yardımcı olunması için onların sesi olacağımıza Didim Gerçek Gazetesi olarak bir kez daha söz verdik…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)