Her yıl Nisan ayının 22'sinde dünyanın en büyük çevre hareketlerinden biri olan "Dünya
Günü" - (Earth Day ya da "Mother
Earth Day") kutlanıyor... Ve her yıl bir tema
belirlenip, tüm
yıl boyunca o temayla ilgili eylemler yapılıyor...
Aklınızdan şöyle sorular geçtiğini ve söylendiğinizi duyar gibiyim... "Her Allah'ın günü bir gün kutluyoruz, iyi de güzel kardeşim, bu Dünya Günü de ne ola ki, anlat da bilelim?"
Kısaca "Dünya Günü"nün ne olduğunu anlatayım...
"Dünya Günü"nün dünyanın en büyük çevre hareketi olduğunu yukarıda yazmıştım. Bu anlamlı güne dünyada her sene 1 milyar kişi katılıyor. "22 Nisan'ı Dünya Günü yapan şey de ne?" diye soracak olursanız, işte bu tarihsel süreci şöyle anlatmam gerekiyor...
1969 yılında San Fransisco'da düzenlenen Ulusal UNESCO Dünya Konferansı'nda bulunan aktivist John McConnell'in dünyadaki çevresel tehditlere karşı farkındalık oluşturmak amacıyla ortaya attığı bir fikir ile bu süreç başlıyor. Bu fikrin arka planında kendisinin 1969 yılının son aylarında hazırladığı bir bildirge var... Bu bildirgeyi yazdıktan sonra yaşadığı yerin Belediye Başkanı'na sunuyor. (San Fransisco Belediye Başkanı Joseph L. Alioto). Tabii aradan birkaç ay geçiyor ve 1 Mart 1970 tarihinde bildirgenin San Fransisco'da yayınlanmasıyla şehrin dünyaca ünlü parkları "Golden Gate Park"a dünya bayrağı çekiliyor. Okullarda kutlamalar gerçekleşiyor. Böylece 22 Nisan, milyonlarca insanın katılımıyla bir kutlamaya dönüşüyor... Derler ki bu eyleme 20 milyon Amerikalı katılmış, çevre ile ilgili eylemler yapmış...
Daha sonra bu bildirge özel bir sunumla UNESCO Dünya Konferansı'na aktarılıyor ve Birleşmiş Milletler'ce de kabul görüyor... 1970 senesinde bu ilk eylemler, beraberinde "Temiz Su Kanunu", "Temiz Hava Kanunu", "Tehlikede Olan Türler Kanunu" gibi kanunları da beraberinde getiriyor.
22 Nisan tarihinin belirlenme hikâyesi de var. İlk önceleri gece ve gündüzün eşitlendiği 21 Mart (ekinoks) günü öneriliyor. Fakat Gaylord Nelson (Wisconsin Senatörü) desteği ve Denis Hayes'in organizatörlüğünde bu tarih 22 Nisan 1970 olarak belirleniyor.
Neyse efendim o günlerden bugüne kadar gelen kutlamalar ilk günlerdeki sinerjisini kaybetmiş olsa da, biz Didimli çevreciler (DİÇEP) olarak bu “Dünya Günü”nü unutmayıp hatırlayanlar olarak anlatmaya ve anmaya devam ediyoruz...
4 sene önceki etkinlik temamız "Dünya için Ağaçlar"dı... 2016'dan bu yana her dakika dünyada küresel anlamda 48 futbol sahası kadar orman kaybettik, hâlâ kaybetmeye de devam ediyoruz... Gerek dünyada, gerekse Türkiye'de yapılan çevre katliamlarını duymayan yok gibi... Hatta şu an Çernobil bölgesinde yanan ormanlar Nükleer Santral'e kadar ulaştı... Resmen çıkan dumanlar Avrupa'nın ve Türkiye'nin belli bölgelerinde yağan yağmurlarla birlikte hem toprağa, hem suya, hem de havaya karıştı karışacak... Covid-19 yetmezmiş gibi bir de bu felaketle uğraşmak zorunda kalacağız ileride...
Dünya ile birlikte eyleme geçtiğimiz 2016'daki hedefimiz, 2020 yılına geldiğimizde gezegenin nüfusunun erişeceği 7.8 milyar insan için birer ağaç dikmiş olmaktı... Ama heyhat!.. Geçtiğimiz sene, gerek Avrupa'da, gerek Amerika kıtasında ve gerekse de Avustralya'da milyonlarca ağaç yandı, canlı türlerinin çoğu yanarak kül oldu...
Gerek Türkiye bazında, gerek Aydın ili ve gerekse de Didim bazında insanlar tarafından oluşturulan çevresel katliamlardan bahsetmek dahi istemiyorum, duymayan, bilmeyen kalmadı çünki...
Neyse 22 Nisan "Dünya Günü"nü anlatmaya geriye dönelim isterseniz... 2017’nin teması “Çevre ve İklim Okuryazarlığı” idi. 2018’in teması “Plastik Kirliliğe Son Ver” ve son olarak 2019'un teması da “Türleri Korumak” ile ilgiliydi... Bu son senelerdeki konularda neler yapıldı, neler edildi, neler kabul edildi, her şey gizli bir muamma... Ne siz sorun, ne de ben anlatayım...
2020 senesinin eylem teması ise "iklim değişikliği"ydi... Bu iklim değişikliği eylem teması, insanlığın geleceği ve dünyamızı yaşanabilir kılan yaşam destek sistemleri için en büyük zorluğu temsil ediyordu. Ancak bu eylem temasıyla ilgili bir şeyler yapacağımız sırada covid-19’a esir olmuş şekilde evlere kapanıp, kaldık.
Koronavirüs bizi mesafemizi korumaya zorlasa da, sesimizi düşük tutmaya zorlayamayacaktır. Ayrı ayrı yerlerde olabiliriz, ancak dijital medyanın gücü sayesinde, her zamankinden daha fazla birbirimize bağlıyız. Dünya dijitalleşirken, hedefimiz aynı kalıyor: Dünyada bir fark yaratmak için, en anlamlı eylemleri yapmak üzere seferberlik başlatmak.
Aklınızdan şöyle sorular geçtiğini ve söylendiğinizi duyar gibiyim... "Her Allah'ın günü bir gün kutluyoruz, iyi de güzel kardeşim, bu Dünya Günü de ne ola ki, anlat da bilelim?"
Kısaca "Dünya Günü"nün ne olduğunu anlatayım...
"Dünya Günü"nün dünyanın en büyük çevre hareketi olduğunu yukarıda yazmıştım. Bu anlamlı güne dünyada her sene 1 milyar kişi katılıyor. "22 Nisan'ı Dünya Günü yapan şey de ne?" diye soracak olursanız, işte bu tarihsel süreci şöyle anlatmam gerekiyor...
1969 yılında San Fransisco'da düzenlenen Ulusal UNESCO Dünya Konferansı'nda bulunan aktivist John McConnell'in dünyadaki çevresel tehditlere karşı farkındalık oluşturmak amacıyla ortaya attığı bir fikir ile bu süreç başlıyor. Bu fikrin arka planında kendisinin 1969 yılının son aylarında hazırladığı bir bildirge var... Bu bildirgeyi yazdıktan sonra yaşadığı yerin Belediye Başkanı'na sunuyor. (San Fransisco Belediye Başkanı Joseph L. Alioto). Tabii aradan birkaç ay geçiyor ve 1 Mart 1970 tarihinde bildirgenin San Fransisco'da yayınlanmasıyla şehrin dünyaca ünlü parkları "Golden Gate Park"a dünya bayrağı çekiliyor. Okullarda kutlamalar gerçekleşiyor. Böylece 22 Nisan, milyonlarca insanın katılımıyla bir kutlamaya dönüşüyor... Derler ki bu eyleme 20 milyon Amerikalı katılmış, çevre ile ilgili eylemler yapmış...
Daha sonra bu bildirge özel bir sunumla UNESCO Dünya Konferansı'na aktarılıyor ve Birleşmiş Milletler'ce de kabul görüyor... 1970 senesinde bu ilk eylemler, beraberinde "Temiz Su Kanunu", "Temiz Hava Kanunu", "Tehlikede Olan Türler Kanunu" gibi kanunları da beraberinde getiriyor.
22 Nisan tarihinin belirlenme hikâyesi de var. İlk önceleri gece ve gündüzün eşitlendiği 21 Mart (ekinoks) günü öneriliyor. Fakat Gaylord Nelson (Wisconsin Senatörü) desteği ve Denis Hayes'in organizatörlüğünde bu tarih 22 Nisan 1970 olarak belirleniyor.
Neyse efendim o günlerden bugüne kadar gelen kutlamalar ilk günlerdeki sinerjisini kaybetmiş olsa da, biz Didimli çevreciler (DİÇEP) olarak bu “Dünya Günü”nü unutmayıp hatırlayanlar olarak anlatmaya ve anmaya devam ediyoruz...
4 sene önceki etkinlik temamız "Dünya için Ağaçlar"dı... 2016'dan bu yana her dakika dünyada küresel anlamda 48 futbol sahası kadar orman kaybettik, hâlâ kaybetmeye de devam ediyoruz... Gerek dünyada, gerekse Türkiye'de yapılan çevre katliamlarını duymayan yok gibi... Hatta şu an Çernobil bölgesinde yanan ormanlar Nükleer Santral'e kadar ulaştı... Resmen çıkan dumanlar Avrupa'nın ve Türkiye'nin belli bölgelerinde yağan yağmurlarla birlikte hem toprağa, hem suya, hem de havaya karıştı karışacak... Covid-19 yetmezmiş gibi bir de bu felaketle uğraşmak zorunda kalacağız ileride...
Dünya ile birlikte eyleme geçtiğimiz 2016'daki hedefimiz, 2020 yılına geldiğimizde gezegenin nüfusunun erişeceği 7.8 milyar insan için birer ağaç dikmiş olmaktı... Ama heyhat!.. Geçtiğimiz sene, gerek Avrupa'da, gerek Amerika kıtasında ve gerekse de Avustralya'da milyonlarca ağaç yandı, canlı türlerinin çoğu yanarak kül oldu...
Gerek Türkiye bazında, gerek Aydın ili ve gerekse de Didim bazında insanlar tarafından oluşturulan çevresel katliamlardan bahsetmek dahi istemiyorum, duymayan, bilmeyen kalmadı çünki...
Neyse 22 Nisan "Dünya Günü"nü anlatmaya geriye dönelim isterseniz... 2017’nin teması “Çevre ve İklim Okuryazarlığı” idi. 2018’in teması “Plastik Kirliliğe Son Ver” ve son olarak 2019'un teması da “Türleri Korumak” ile ilgiliydi... Bu son senelerdeki konularda neler yapıldı, neler edildi, neler kabul edildi, her şey gizli bir muamma... Ne siz sorun, ne de ben anlatayım...
2020 senesinin eylem teması ise "iklim değişikliği"ydi... Bu iklim değişikliği eylem teması, insanlığın geleceği ve dünyamızı yaşanabilir kılan yaşam destek sistemleri için en büyük zorluğu temsil ediyordu. Ancak bu eylem temasıyla ilgili bir şeyler yapacağımız sırada covid-19’a esir olmuş şekilde evlere kapanıp, kaldık.
Koronavirüs bizi mesafemizi korumaya zorlasa da, sesimizi düşük tutmaya zorlayamayacaktır. Ayrı ayrı yerlerde olabiliriz, ancak dijital medyanın gücü sayesinde, her zamankinden daha fazla birbirimize bağlıyız. Dünya dijitalleşirken, hedefimiz aynı kalıyor: Dünyada bir fark yaratmak için, en anlamlı eylemleri yapmak üzere seferberlik başlatmak.
Nerede olursak
olalım, toplu
olarak ya da birey olarak bir fark yaratabiliriz. Kesinlikle hiçbirimiz yalnız
değiliz, BİR'likte, Dünya'yı kurtarabiliriz.
Doğayı mahvettiğimiz için karşımıza çıkan bu Corona virüsü, bundan sonra olacakların da habercisi. İnsanlar evlerine kapandılar ama ekonomik faaliyet adı altında doğaya saldıranlar Türkiye'de olduğu gibi, dünyanın hemen her yerinde saldırılarına devam ediyorlar.
Bizler de, Didim’de, evlerimizdeki musluklardan içilemez suların aktığı küçük dünyalarımızda, Dünya Günü’nü karşımızdaki virüsle nasıl mücadele edebileceğimizi düşünerek geçiriyoruz. Belki de düşünmemiz gereken, denizlerimize balık çiftlikleriyle verilecek zararın sonucundan nasıl etkilenebileceğimizdir. Kim bilir? Bugünden gelecek için bir şeyleri kestirebilmek mümkün mü?
Bu tür kampanyalar ve temalar vasıtasıyla artık çevre sorunlarının eskiye oranla çok daha fazla insan tarafından bilinir hale geldiği zamanlar içindeyiz... Ama ya sonuç?
Çevresel sorunların geldiği aşamaya baktığımızda bunların çözümüyle ilgili temenniden öteye geçebilmek için tabandan tavana örgütlenen mücadelelerle her yeni doğan gün ile birlikte mücadeleyi azimle ve hırsla sürdürmemiz gerek. Yeter ki mücadeleye dayanabilecek sağlıklı yaşamlarımız olsun ve BİR'lik içinde hepimizin ortak evi gezegenimiz için bir iyilik yapmak niyetinde olalım…
Bu vesile ile 22 Nisan "Dünya Günü"nüzü kutluyorum... Hepimize kutlu olsun...
Doğayı mahvettiğimiz için karşımıza çıkan bu Corona virüsü, bundan sonra olacakların da habercisi. İnsanlar evlerine kapandılar ama ekonomik faaliyet adı altında doğaya saldıranlar Türkiye'de olduğu gibi, dünyanın hemen her yerinde saldırılarına devam ediyorlar.
Bizler de, Didim’de, evlerimizdeki musluklardan içilemez suların aktığı küçük dünyalarımızda, Dünya Günü’nü karşımızdaki virüsle nasıl mücadele edebileceğimizi düşünerek geçiriyoruz. Belki de düşünmemiz gereken, denizlerimize balık çiftlikleriyle verilecek zararın sonucundan nasıl etkilenebileceğimizdir. Kim bilir? Bugünden gelecek için bir şeyleri kestirebilmek mümkün mü?
Bu tür kampanyalar ve temalar vasıtasıyla artık çevre sorunlarının eskiye oranla çok daha fazla insan tarafından bilinir hale geldiği zamanlar içindeyiz... Ama ya sonuç?
Çevresel sorunların geldiği aşamaya baktığımızda bunların çözümüyle ilgili temenniden öteye geçebilmek için tabandan tavana örgütlenen mücadelelerle her yeni doğan gün ile birlikte mücadeleyi azimle ve hırsla sürdürmemiz gerek. Yeter ki mücadeleye dayanabilecek sağlıklı yaşamlarımız olsun ve BİR'lik içinde hepimizin ortak evi gezegenimiz için bir iyilik yapmak niyetinde olalım…
Bu vesile ile 22 Nisan "Dünya Günü"nüzü kutluyorum... Hepimize kutlu olsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)