20 Mart 2007 Salı

Asayiş berkemal mi? İşte buna Güler'im ...



Sayın Muammer Güler'in TV'deki basın açıklamalarından sonra dudaklarımdaki gülümsemem, kahkahaya dönüşüverdi birden... Gülümsememin ve kahkahalarımın sebebi ise "İstanbul'un yüksek nüfusuna karşı suç oranlarının diğer şehirlerden daha düşük olduğu" açıklamasınaydı...

Bu haberin ajanslara düşüp de gazete editörlerinin önüne gelmesinden sonra, haber toplantılarına katılan gazetecilerin yüzlerindeki gülümsemenin nasıl kahkahaya dönüştüğünü de görür gibiyim... 

Gazete ortamlarında yaşayan insanlar gazetelerin iç sayfalarına düşen haberlerin nasıl oluşturulduğunu çok iyi bilirler... Ayrıca gazetelerin istihbarat servislerinde de gün be gün boyunca polis telsizleri hiç durmaz ve susmaz...

O polis telsizlerinden o kadar enteresan konuşmaları yakalarsınız ki... Her an her polis kanalında bir olaya şahit olursunuz...

Gazetelerin istihbarat servislerindeki telsizler, polislerin tüm konuşma frekanslarına ayarlıdır... Devamlı kanallar taranmaktadır... Artık öyle bir hal almıştır ki, nerdeyse her kanalı bir arkadaş dinlemek zorunda kalır... Kanallar çoktur yani... Asayiş Kanalı, Bölge Trafik Kanalı, vs.. vs.. kanalları...

Polis telsizi hiç susmaz, hiç durmaz... Sürekli anonslar peşpeşe ardı sıra gelir... Çünki burası Istanbul'dur... Her kanal bir bölgeye tahsis edilmiştir... Zaman zaman genel anonslar yapılır... Ya bir hırsızlık suçlusu kovalanmaktadır, ya da bir çalıntı araç anonsları peşi sıra gelmektedir...

Durum bir zamanlar öyle bir hal almıştı ki, bir bakıyordunuz, polisin anonsundan sonra, polisten önce oraya gazeteciler gitmiş, birbirlerine haber atlatmakta... Polis bu durumla başedemeyince 700'le başlayan kodlu haberleşmeye geçtiler...

700'lü kodlu haberleşmeyle duyuruyorlardı anonslarını birbirlerine... Eh bizim gazeteciler de bu kodu çok kısa sürede çözdüler elbet... 

Daha sonra da GSM'ler çıktı, mertlik işte o zaman bozuldu... Artık polis merkezleri, bir olayı duyurmak ve bilgi vermek için GSM'lerini kullanır oldular... Polisler telsizlerini gerekmedikçe kullanmaz oldular... Bu arada bizim gazeteciler de bunu da çözmenin yollarını buldular bulmasına da bu biraz zor oldu tabii ki...

Ancak öyle zamanlar oluyor ki, o telsizlerdeki anonsları hiç susmuyor... Gerek hafta içi gece geç saatlerde, gerekse de hafta sonları, hiç durmak bilmiyor...

Yine ayrıca önemli gün ve Istanbul'a ziyarete gelen misafirler zamanında da, telsizlerinde önemli görüşmeler oluyor...

Yani kısaca İstanbul'daki polis hiç uyumuyor. 24 saat görevinin başında... 24 saat konuşuyor, 24 saat haberleşiyor...

Asayiş berkemal olsaydı, kullandıkları telsizler suskun mu olurdu? Ortalıkta suç muç yokmuş gibi mi olurdu?... GSM'e terfi eden polisimiz de ortalık süt liman oldu diye, telefonda eşiyle dostuyla muhabbete dalar mıydı?...

Ama durum hiç de öyle sanıldığı gibi değil... Polis telsizleri günün 24 saati hiç susmuyor, sürekli asayiş haberleri veriyor... GSM'ler ise durmadan bu teşkilata çalışıyor...

Durum böyleyken Sayın Muammer Güler'in bu açıklamalarına sadece gülümseyebiliyorum...
İsterseniz Istanbul'un belli başlı semtlerini şöyle arada bir gezinin. Bazı semtlerinde gece saatlerinde sokağa çıkın bakalım... Neler yaşayacaksınız, başınıza neler gelecek çok merak ediyorum...

İyi ki polisimiz var, polislerimiz var ve asayiş bu sayede berkemal...
  
Güvenli bir şehirde mi yaşıyoruz... İşte anca buna gülerim...

Ertan Yurderi


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)