9 Mart 2007 Cuma
Takiyye-(yi)-Rütük Yasası
Dün akşamki nevaleyi umumiyeyi biraz fazla kaçırmışım... TV karşısında öyle uzunca otururken, elimdeki TV kumandasıyla kablolu TV'de turlarken, kanalların birinde uyuya kalmışım... Ne güzel olur ama böyle keyif yaparken uyuya kalmak değil mi?..
Yarı açık, yarı kapalı gözlerim uykuya meylerken, World Fashion TV'de Paris Bahar Moda Haftası'nı seyrediyordum... Sonra astrale geçmiş, hayal alemine dalmışım... Tam rüyamda o Fashion TV hurileriyle halvet edip cilveleşirken, efendim karasakallı ecinliler gelip o müthiş rüyamın içine etmesinler mi...
Oturttular beni bir koltuğa ve kendi fetvaları altına aldıkları TV'leri teker teker izlettirmeye başladılar. Bu arada da zaman zaman telkinlerde bulunup, elime bir de kağıt kalem verdiler. Hadi bakalım yaz yasamızı dediler...
Efkar-ı Umumiye'ye arz edeceksin bunları, etmezsen öyle bir çarparız ki, bir de yer çarpar dediler. Oturup ben de yazdım n'yapayım...
* Her gün mesaiye boy abdesti alınmış şekilde, temiz çorap, beyaz gömlek ve ütülü pantolon giyilip gelinecek... Sabah mesaiye başlamadan önce 2 rekat eda edilecek, sonra terlikler giyilip mesaiye başlanacak... Öğle, ikindi vakitleri takunya giymek ve ibrik taşımak serbesttir...
* TV'ler açılmadan önce içimizdeki şeytanı kontrol altına almak üzere, 3 kulluvallahu bir elham okunacak. TV'ler büyük bir huşu içinde seyre dalınacak...
* Dini konuların haricindeki konularla ilgilenen sabah kadın programları izlenecek. Mini etek giyerek program sunan hatunlar beberuhi bir vaziyette izlenerek bu kanallar hakkında yayını durdurma kararları çıkartılacak...
* Bilimsellik, akılcılık ve toplumsal duyarlılık sınırı aşılmış programlar kesinlikle yayından kaldırılacaktır. Bunların yerine bol bol hurafecilik konuları işlenecek...
* Haber ve yorumlarda kullanılan terminoloji özenle takip edilecek... Haber değeri tartışmalı ve nadiren görülen bir olay toplumun genel davranışlarına uyarlı ve tüm inananları üzecek veya rencide edecek şekilde verilmezse bu tür yayınlara ceza kesilecek...
* Yayıncılar günde en az 5 vakit dini içerikli programlar yayınlamadığı takdirde uyarılacak.
* Toplumun genel yapısı, örgüsü, anlayış ve kabullerine uygun ve toplum beklentileriyle paralel dini haber, yorum ve programları iki gün üstüste gerektiği ölçüde vermeyenlere 1 gün kapama cezası verilecek...
* Dini konular, sansasyonel bir biçimde ele alınmamalı, bilgisiz ve duygusal insanların kışkırtılmamasına özen gösterilmelidir. Bu ilkeye uymayanlara 10 gün kapatma cezası verilebilir.
* Gerçek hayatta var olan ve yayın yoluyla evlerimize kadar girerek birey ve toplum sağlığımızı olumsuz etkileyen aşırı şiddet içeren söz ve görüntüler, intiharlar, ölüm ve öldürme aksiyonları izleyicilerde büyük üzüntüler doğuracak şekilde verilecek, bu tür olayları vermeyen TV'lere cezai uygulama getirilecek...
* Duygusal anlamda çöküntüye neden olan, geçmişte yaşanan irticai terör olaylarının yeni yaşanıyor gibi sık tekrarlar ile verilmesi insanlarda korkuya yol açtığı için bu tür haberler yayınlayan TV'lere 1 ay kapatma cezası verilecek...
* Gerçek anlamda aydınlanma ihtiyacı içerisinde olan halkın kafasının karıştırılması için program hazırlamayan, buna ekranlarında yer vermeyen yöneticiler hakkında tazminat davaları açılacak.
* Kaynağı ve amacı ne olursa olsun, gerçeklerden uzak, amaçsız, dayanaksız ve "hurafe" niteliğindeki olgulara yer vermeyen TV'ler süresiz kapatılacak...
* İnfial yaratacak ölçüde (türbelerde kesik baş, kesik kol gibi), özellikle çocukların etkileneceği sansasyonel haber programlarına yer vermeyen TV'lerin Haber Müdürleri'ne ihtar verilecek...
Derken, hani bilirsiniz arada sırada size de olmuştur belki... Uykuya yatıverdiğim koltuktan doğrulmak istiyorum, kalkmak istiyorum lakin bir türlü kalkamıyorum... Rüyamdaki karasakallı dede, "Şayet bunları yazmazsan cennete gidemezsin bre yezid, bre kafir" derken, birden bire uykumdan uyandım...
Gördüğüm rüya mıydı, yoksa gerçek hayattamıydım o an için farkına varamadığımdan, TV kumandasının tuşlarına acele ile basmaya devam ettim... Oh çok şükür, bu dünyadaydım ve karşıma National Geographic çıktı, orada da "timsahların gözyaşları"nı gösteriyorlardı... Gerçek dünyada olduğum için, bu timsahın gözyaşlarına, gözyaşlarımı iliştiriverdim...
Tüm gördüklerim ve yazdıklarımın hepsi hayal ürünüydü... Zaten bunları yazan da ben değildim, bir yazdıran vardı... Peki kimdi bunları kafama fısıldayan? Yoksa o kara sakallı, kara cüppeli dedeler miydi?
Yok yok, buna sebep olanı buldum...
Bir daha akşam yemeğinde ıspanaklı börek üzerine, kurufasulyeli pilavı yemeyeceğim...
Ertan Yurderi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)