Siz farkediyormusunuz bilmiyorum da, son zamanlarda ülkemizde siyasi alanda yaşananlar, bizi doğru düşünce kalıplarından uzaklaştırıp, bambaşka düşünce kalıpları içine sokuyor...
Toplum olarak sürekli gergin, mutsuz, huzursuz ve öfkeli olup çıktık... Hiçbir şeye tahammül gösteremeyen bireyler haline geldik... Artık hiç kimse ne birbiriyle empati kuruyor, ne de birbirlerine sempati ile bakıyor...
Ayrışma ve ayrıştırılma, ötekileştirilme, "siz"den "biz"den oluşturulması var...
Sürekli düşünce kalıplarımızla oynanmasına, değiştirilmesi için çaba sarfedilmesine anlam veremez hale geldik... Doğru düşünce kalıplarından uzaklaşıp, yerine bambaşka şeyler koyduğumuzda da ne akıl sağlığımız yerinde kalabiliyor, ne de bedensel sağlığımız...
İşte bu yüzden uzun zamandır sahip olduğum bir başucu kitabından bahsetmek istiyordum size.
Bugüneymiş kısmet...Bu kitapta "Tüm Hastalıkların Zihinsel Nedenleri" ile birlikte hem iyileşmemizi sağlayacak hem de olumlu düşünce modellerini nasıl yaşama geçirebileceğimizin yolları anlatılıyor.
Her şeyin düşüncede başlayıp ve bittiğini, bizi sağlıksızlığa götüren sebeplerin başında doğru düşünmemenin yattığına işaret ediyor bu kitap... Ve doğru düşünce kalıplarının yaratılmasına da yardımcı oluyor...
Yazımın bundan sonrasını başucu kitabımdan yaptığım alıntılarla birleştireceğim...
Okuyun karar verin... Çünkü olumlu veya olumsuz tüm düşünceler sizin...
Hepimiz güzel, olumlu deneyimler üreten birçok düşünce kalıbına sahibiz ve bunlardan da hoşnutuzdur. Ancak bizi ilgilendiren, rahatsız edici, tatsız, ödüllendirmeyen deneyimler üreten negatif düşünce kalıplarımız da vardır.
Şayet farkındaysak, hayatımızdaki düşünce kalıplarından doğan rahatsızlığımızı kusursuz bir sağlığa da dönüştürmek isteriz, bu konuda da mücadele veririz.
Evet işte bu anda, gücümüz şimdi ve burada, kendi zihnimizde yatmaktadır...
Ne kadar zamandır negatif düşünce kalıplarına ya da bir hastalığa, berbat bir ilişkiye veya para sıkıntısına sahip olduğumuz ya da ne kadar zamandır kendimizden nefret ettiğimiz hiç önemli değildir, bu durumu hemen bugün değiştirmeye başlayabiliriz.
Taşıdığımız düşünceler ve tekrar tekrar kullandığımız sözcükler şimdiye kadarki hayatımızı ve deneyimlerimizi yarattılar kuşkusuz.
Bugün, bu anda düşünmeyi ve söylemeyi seçtiğimiz şey yarınımızı, gelecek haftamızı, gelecek ayımızı ve gelecek yılımızı yaratacaktır.
Gücümüz daima yaşanan AN'dadır, şimdi ve buradadır.
Değişiklikleri yapmaya başladığımız yer burasıdır.
Ne kadar özgürleştirici bir düşünce! Eski saçmalıkları, önemsiz şeyleri bırakmaya, terk etmeye başlayabiliriz. Şimdi, bu anda. Küçücük bir başlangıç bile bir fark yaratacaktır.
Küçücük bir bebekken saf neşe ve sevgiydiniz. Ne kadar önemli olduğunuzu biliyor, kendinizi evrenin merkezi gibi hissediyordunuz. Arzu ettiğiniz şeyi isteyecek ve tüm duygularınızı açıkça ifade edecek kadar yürekliydiniz. Kendinizi tamamen severdiniz, dışkınız da dahil olmak üzere bedeninizin her parçasını severdiniz. Kusursuz olduğunuzu bilirdiniz. Ve varlığınızın gerçeği de budur. Geriye kalan her şey sonradan öğrenilmiş saçmalıklardır ve yeniden unutulabilirler.
"Ben böyleyim işte" ya da "Bu iş böyledir" gibi sözleri ne denli sık kullanmışızdır. Gerçekte bu sözlerle, "Bizim için doğru olanın bu olduğuna inandığımızı" söylemekteyizdir. İnandığımız şey, çoğunlukla, sadece bir başkasının fikridir; biz bu fikri kabullenip kendi inanç sistemimize katmışızdır. Bu fikir, inandığımız diğer şeylere uymaktadır.
Eğer çocukken bize dünyanın tehlikeli bir yer olduğu öğretilmişse, o zaman işittiğimiz ve bu inanca uyan her şeyi doğru olarak kabul ederiz. "Yabancılara güvenme", "Geceleri dışarı çıkma", "İnsanlar seni kandırırlar" vb.
Öte yandan, eğer bize hayatımızın ilk yıllarında dünyanın güvenli ve keyifli bir yer olduğu öğretilmişse, o zaman çok farklı şeylere inanırız: "Sevgi her yerdedir", "İnsanlar benim dostlarımdır", "Para bana kolayca akar" vb. Hayat deneyimleri inançlarımızı ayna gibi yansıtırlar.
İnançlarımızı nadiren sorgularız. Örneğin, ben kendime şu soruları sorabilirdim: "Neden öğrenmenin zor olduğuna inanıyorum? Bu gerçekten doğru mu? Bu inanç benim için şimdi de geçerli mi? Bu inanç nereden kaynaklanıyor? İlkokul öğretmenim geçmişte bana sürekli böyle söyleyip durduğu için mi buna hala inanıyorum? Bu inancı terk edersem benim için daha mı iyi olur?"
Şimdi bir an için durup kafanızdan geçen düşünceyi yakalayın. Şu anda ne düşünüyorsunuz?
Eğer düşünceler hayatınızı ve deneyimlerinizi biçimlendiriyorlarsa, şu anda zihninizden geçen düşüncenin gerçekleşmesini ister miydiniz?
Eğer bu bir endişe ya da öfke, kırgınlık veya intikam düşüncesiyse, bu düşüncenin size nasıl geri döneceğini sanıyorsunuz?
Mutlu ve huzur dolu bir hayat istiyorsak, o zaman neşeli, keyifli şeyler düşünmeliyiz. Zihinsel ya da sözlü olarak yaydığımız her şey, aynı biçimde bize geri dönecektir.
Kendinizi konuşurken dinleyin. Eğer bir şeyi üç kez söylediğinizi duyarsanız, o şeyi bir yere yazın. Bu sizin için bir düşünce kalıbı, bir düşünme modeli haline gelmiş demektir. Bir haftanın sonunda listenizi gözden geçirin, sözlerinizin deneyimlerinize ne kadar uyduğunu göreceksiniz.
Kısaca; başkalarının sizin düşünce kalıplarınızı değiştirip, kendi düşünce kalıplarını oturtmasına izin vermeyin... Sözlerinizi ve düşüncelerinizi kendiniz değiştirmeye başlayın ve hayatınızın nasıl değiştiğini izleyin. Hayatınızı en iyi şekilde yönetmenin yolu, sözcükler ve düşüncelerle ilgili seçiminizi kontrol etmenizden geçiyor, bunu hiç unutmayın...
Başucu kitabı: "Tüm Hastalıkların Zihinsel Nedenleri" - Louise L. Hay - Akaşa Yayınları
Ertan Yurderi