Güzel bir soru sorarak yazıya başladık? Didim’de kendisinin kaç "G"li olduğunu kaç kişi biliyor? Bilenler sussun, bilmeyenler bu yazıyı okusun o zaman...
Ha bu arada yazı uzun olacak... Ancak yazımın sonunda Didim'de 5G teknolojisine geçişle
ilgili bilgiler vereceğim... Bu konuda bildiklerimi
aktarıp, endişelerimi dile getireceğim...
1980 yılından bu yana yaklaşık 40 yıldır hepimiz çeşitli "G"lerde gezindik... Gezindik de, bu "G"lerin ne olduğunu bilebildik mi? Biz istedikçe, talep ettikçe teknoloji gelişti, geliştikçe kullandık, "G"leri 40 yıl içinde tam 4 kez tükettik, şu anda 4.5'lu yılları tüketiyoruz, ancak bize yetmiyor, daha fazlasını istiyoruz, daha süratlisini istiyoruz, daha fazla telefonlarımızda ŞEY'ler yapmak istiyoruz... O zaman hemen söyleyeyim, 5G teknolojisinin ülkemize gelmesine çok az bir zaman kaldı, eli kulağında, yatırımlar devam ediyor...
1980 yılından bu yana yaklaşık 40 yıldır hepimiz çeşitli "G"lerde gezindik... Gezindik de, bu "G"lerin ne olduğunu bilebildik mi? Biz istedikçe, talep ettikçe teknoloji gelişti, geliştikçe kullandık, "G"leri 40 yıl içinde tam 4 kez tükettik, şu anda 4.5'lu yılları tüketiyoruz, ancak bize yetmiyor, daha fazlasını istiyoruz, daha süratlisini istiyoruz, daha fazla telefonlarımızda ŞEY'ler yapmak istiyoruz... O zaman hemen söyleyeyim, 5G teknolojisinin ülkemize gelmesine çok az bir zaman kaldı, eli kulağında, yatırımlar devam ediyor...
Ancak 5G
sürecine
geçiş, dünyada olduğu gibi bizde de sıkıntılı
olacak... Sebebi ise çalışacağı
frekans ve insan üzerinde
oluşabilecek etkileri... Hatta 5G
sistemi kullanan dünyanın
bazı yerleşim yerlerinde insanlarda görülen tuhaf rahatsızlıklar kullanıldıkça ortaya çıkıyor...
1998 yılında daha “2G” sistemli GSM kullanılırken Hürriyet Gazetesi yazarı Yalçın Bayer "Yeter! Söz Milletin!" adlı köşesinde benimle bir röportaj yapmış, "GSM telefonlarının insanlığa maliyeti" başlıklı bir yazıyı kaleme almıştı... ( https://www.hurriyet.com.tr/yeter-soz-milletin-39031912 )
O röportajda ben; "900-1900 Mhz arasında çalışan bu sistemlerin (2G) çıkarmış olduğu elektromanyetik dalgalar ve radyasyon günümüz insanını etkilemektedir. Konuşulan frekansın özelliğinden dolayı bu frekansta yayın yapan GSM'ler insanlar için hayati tehlike oluşturmaktadır. Çünkü vücutla her an temasta olan cep telefonları bulundukları yerde -kemerlerine takılı olanlar dahil- bir elektromanyetik akım ve radyasyon üretmekte ve o bölgedeki hücreleri yoğun ışın bombardımanına tutmaktadır. Konuşma anında ise beyindeki sinir hücrelerini etkilemekte ve beyinde tümörler oluşturmaktadır. GSM'lerin aynı mikrodalga fırınlar gibi çalıştığını, bulunduğu yerdeki tüm elektronik cihazları da etkilediğini" söylemiştim...
Bu yazının üzerinden tam 22 yıl geçti... Teknoloji ilerledikçe ilerledi... Hadi şimdi bu ilerlemenin nasıl olduğunu fazla teknik bilgilere girmeden yazalım... Geçirdiği aşamaları hep birlikte okuyup, öğrenelim...
1998 yılında daha “2G” sistemli GSM kullanılırken Hürriyet Gazetesi yazarı Yalçın Bayer "Yeter! Söz Milletin!" adlı köşesinde benimle bir röportaj yapmış, "GSM telefonlarının insanlığa maliyeti" başlıklı bir yazıyı kaleme almıştı... ( https://www.hurriyet.com.tr/yeter-soz-milletin-39031912 )
O röportajda ben; "900-1900 Mhz arasında çalışan bu sistemlerin (2G) çıkarmış olduğu elektromanyetik dalgalar ve radyasyon günümüz insanını etkilemektedir. Konuşulan frekansın özelliğinden dolayı bu frekansta yayın yapan GSM'ler insanlar için hayati tehlike oluşturmaktadır. Çünkü vücutla her an temasta olan cep telefonları bulundukları yerde -kemerlerine takılı olanlar dahil- bir elektromanyetik akım ve radyasyon üretmekte ve o bölgedeki hücreleri yoğun ışın bombardımanına tutmaktadır. Konuşma anında ise beyindeki sinir hücrelerini etkilemekte ve beyinde tümörler oluşturmaktadır. GSM'lerin aynı mikrodalga fırınlar gibi çalıştığını, bulunduğu yerdeki tüm elektronik cihazları da etkilediğini" söylemiştim...
Bu yazının üzerinden tam 22 yıl geçti... Teknoloji ilerledikçe ilerledi... Hadi şimdi bu ilerlemenin nasıl olduğunu fazla teknik bilgilere girmeden yazalım... Geçirdiği aşamaları hep birlikte okuyup, öğrenelim...
Kablosuz telekomünikasyon sistemi, 1980'lerin başlarında ilk nesil (1G) mobil ağın
tanıtılmasının ardından birkaç evrim aşamasından geçmiştir. ... Kablosuz
telekomünikasyon, cep telefonları ve benzer cihazlar üzerinden iletişim
kurmamızı sağlayan bir ağ olarak tanımlanabilir.
GSM teknolojisinin zaman içerisindeki gelişmesi 1G, 2G, 3G, 4G olarak isimlendirilmektedir. Burada “G” generation (nesil) anlamındadır. Her bir Generation bir öncekine göre kapsamlı yenilikler değişiklikler getirmekte her nesil bir öncekine göre kat be kat hızlanmakta yeni uygulamalara kapı aralamaktadır.
GSM teknolojisinin zaman içerisindeki gelişmesi 1G, 2G, 3G, 4G olarak isimlendirilmektedir. Burada “G” generation (nesil) anlamındadır. Her bir Generation bir öncekine göre kapsamlı yenilikler değişiklikler getirmekte her nesil bir öncekine göre kat be kat hızlanmakta yeni uygulamalara kapı aralamaktadır.
1G cep telefonu sistemlerinin ilkidir. Analog sistemle çalışır sadece ses taşıması için
tasarlanmıştır. 1980'lerde kullanılmaya başlanmış, 1990'ların başlarına kadar kullanılmıştır.
2G Gerçek GSM sisteminin temeli sayılabilecek sayısal
haberleşme temelli sistemdir. SMS
bu sistemle beraber çalışan bir yeniliktir. GSM sisteminin dünya çapına bu
versiyonu ile yayılmış ve bilinir olmuştur. 1990'ların başlarından 2000 yıllarının başlarına kadar
kullanılmıştır. 2G teknolojisinin data
hızı 64 Kbps tir.
Bu teknolojinin
içine GPRS, EDGE ve MMS
teknolojilerinin girmesiyle ismi 2.5G, 2.75G olarak tanımlanmıştır. Data hızı GPRS için 114Kbps,
EDGE için 384 Kbps'lere kadar çıkabilir.
3G teknolojisiyle birlikte akıllı telefonlar
kullanılmaya başlanılmış ses data görüntü transferi mümkün olmuştur. İlk görüntülü konuşma 3G teknolojisiyle mümkün
olmuştur. Akıllı telefonlar üzerindeki web browserlar ve internet tabanlı oyun
uygulamaları, VoIP uygulamaları kullanılmaya başlanılmıştır.
3G teknolojisi
içerisine eklenen HSPA 3.5G ismi ile anılmaya başlamış ve hızı 14 Mbps ve daha sonra HSPA+
teknolojisi ile 3.75 G olarak anılmış ve hızı 168 Mbpslere kadar çıkmıştır.
4G Hareketli ve sabit alıcıların yüksek hızda data
alışverişi yapabildiği bir teknolojidir. Tamamen IP tabanlı olarak
çalışmaktadır. Wimax
teknolojisinin devamı niteliğindedir. Beraber kullanıldığı LTE teknolojisi MİMO
teknolojisine izin vermekte ve LTE+ teknolojinin birlikte kullanılmasıyla 4.5 G ismiyle anılmaya
başlanılmıştır.
Data hızı sabit
alıcılar için 1Gbps hareketli alıcılar için 100 Mbps hızlarına kadar
çıkabilir. 4G değişik teknolojiler
arasında sorunsuz geçiş yapabilme, mobil multimedya izleyebilme, geniş kapsama
alanında az enerji tüketimi ile yüksek kaliteli bağlantı sağlama özelliklerine
sahiptir.
Bu
özellikleriyle kesintisiz ve HD video transferi, HD görüntülü konuşma, HD ve 3D
oyun uygulamaları çalıştırmak ve çok yüksek hızda dosya transferi yapmak
mümkündür.
5G
Teknolojisi Nedir?
Yüksek hızda veri transferi ve daha az gecikmeye olan ihtiyaçtan dolayı
yapılan yeni çalışmalar 5G adıyla anılmaktadır.
Yüksek veri
akışını iyileştirmek için daha yüksek frekans spektrumunu kullanan 5G
teknolojisinin bu yılın sonlarına doğru Amerika gibi bazı ülkelerde
kullanıcılar için hizmete konulması planlanmaktadır. Dünya genelinde ve
ülkemizde geçişin ise 2020’nin sonlarına doğru olabileceği belirtiliyor.
5G’nin;
Nesnelerin İnterneti teknolojisinde gereksinim duyulan hızlı veri aktarımını,
bulut sistemini kullanan akıllı otomobiller gibi mobil sistemlerin ihtiyaç
duyduğu az gecikmeli (low latency) iletim gibi iyileştirmeleri sunması
beklenmektedir.
Düşük enerji
tüketimi ise IoT nesnelerinin aylarca ya da yıllarca müdahale edilmesine gerek
kalmadan çalışmasını sağlayacak önemli özelliklerinden biri olacaktır.
5G’nin
drone’lar, nesnelerin interneti ve sanal gerçeklik gibi teknolojiler için
kablosuz veri iletimi altyapısını güçlendireceği belirtilmektedir. 5G’nin
saniyede 20 Gigabit’lere ulaşacak bir veri transfer hızı sunması
beklenmektedir. Kısaca bir film indirmek saniyede gerçekleştirilecektir.
Peki, bunca bilgiyi neden verdik? İletişim teknolojisinin nereden nerelere ulaştığını göstermek için... Ancak teknoloji dur durak bilmiyor... Her yeni gün teknolojiyle ilgili yeni bir şeyler bulunuyor ve bu teknolojinin üzerine ekleniyor...
Yukarıda 5G'ye geçişin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sıkıntılı olacağını söylemiştim...
Bu konuda Türkiye'nin büyük kurumlarından olan "Basın İlan Kurumu", "5G teknolojisi insan sağlığına zararlı mı?" başlığıyla bir makale yayınlamıştı geçen yıl... Makalede; "Cep telefonu kullanımı ve radyasyonun insan vücudu üzerindeki olası etkilerine ilişkin korkularla birlikte, yeni teknoloji 5G döneminin insan sağlığına etkisi" konusundaki görüşler paylaşılmıştı... ( https://www.bik.gov.tr/5g-teknolojisi-insan-sagligina-zararli-mi/ )
Şunu unutmamak gerekir ki, frekans yükseldikçe Ghz'e doğru çıktıkça o frekansların özelliği ve kurulacak baz istasyonlarının gücü dolayısıyla insan sağlığı üzerinde de olumsuz etkiler oluşacaktır... Dünyanın çeşitli ülkelerindeki insanlarda oluşan korku şu an Türk insanında yok, yeterli bilgiye sahip değiller çünki. Bilgi alınacak kaynaklardaki bilgiler de 5G teknolojisinin getireceği ve sağlayacağı kolaylıklar üzerine yazılmış yazılar... Ancak insan sağlığı üzerindeki etkilerden hiçbir yerde bahsedilmemiş...
Neyse şimdi biz gelelim Didim'e...
Didim Kaymakamlığı internet sayfasının "Duyurular" bölümünde Didim'in 5G teknolojisine hazır olduğunu duyurarak; "Türk Telekom mobil altyapısı ileri teknolojiye geçiş projesi Didim'deki 44 vericinin tesis edilmesiyle başladı. Bu kapsamda Didimdeki tüm altyapı yenilenerek ileriki dönemlerde başlaması planlanan 5G ye uyumlu duruma getirildi. 17 adet yeni 4,5G verici ilavesi yapıldı ve 14 adet yeni 2G ilavesi yapıldı. İnternet çıkış kapasitesi % 60 artırıldı" diyerek “Didim halkımıza hayırlı olsun” denmiş...
Didim Kaymakamlığı'nın bahsettiği bu vericiler sadece Türk Telekom'un... Daha bunun Turkcell'i, Avea'sı ve Vodefone'u var...
Hadi bunlar Türkiye'nin bilinen 3 GSM operatörü... Aslında şu an Türkiye'de bilinen GSM operatör sayısı tam 47 tane... Bu üç GSM operatörünün yanında bunların da 5G teknolojisine geçtiğini bir düşünsenize... O zaman yandık gülüm, ketenhelva... Kızarmış piliç gibi pişeceğiz demek ki...
Tamam iletişim olanaklarının gelişmesi güzel , teknoloji güzel... Daha doğru dürüst GSM şirketlerinden hizmet alamadığımız bir dönemde birden bire tartışmalı 5G'ye geçmek ne derecede doğru, onu da araştırmak gerek... Üzerinde düşünmemiz gerek...
Ayrıca 5G teknolojisi denince akla ilk gelen; ilçe içinde patlamaya hazır kanserojen etkili bomba oluyor...
Didim gerçekten de her yerden kuşatılmış... Didim'in Kuzeydoğu'sunda bulunan VLF (Very Low Frequency) antenleri düşük frekanslardan (25 Khz'den başlayarak) uzak mesafelerle haberleşiliyor... O antenlerden çok yüksek güçler (watt'lar) gönderiliyor... O bir yana bir de şehrin her bir yerine yerleştirilen 4.5G ve 5G antenleri ile ilçe ablukaya alınmış bir şehir görüntüsü veriyor... Her bir verici, çeşitli frekanslardan (mikrodalga ev aletlerinin çalıştığı frekanslardan ve daha üstünden) kanserojen enerji yayıyor çünki...
Allah vere de ilçemizde OSB, JES, RES, derken 4.5G ve 5G yüzünden kanser vakaları artmaz, toplu ölümler yaşamayız umarım...
Peki, bunca bilgiyi neden verdik? İletişim teknolojisinin nereden nerelere ulaştığını göstermek için... Ancak teknoloji dur durak bilmiyor... Her yeni gün teknolojiyle ilgili yeni bir şeyler bulunuyor ve bu teknolojinin üzerine ekleniyor...
Yukarıda 5G'ye geçişin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sıkıntılı olacağını söylemiştim...
Bu konuda Türkiye'nin büyük kurumlarından olan "Basın İlan Kurumu", "5G teknolojisi insan sağlığına zararlı mı?" başlığıyla bir makale yayınlamıştı geçen yıl... Makalede; "Cep telefonu kullanımı ve radyasyonun insan vücudu üzerindeki olası etkilerine ilişkin korkularla birlikte, yeni teknoloji 5G döneminin insan sağlığına etkisi" konusundaki görüşler paylaşılmıştı... ( https://www.bik.gov.tr/5g-teknolojisi-insan-sagligina-zararli-mi/ )
Şunu unutmamak gerekir ki, frekans yükseldikçe Ghz'e doğru çıktıkça o frekansların özelliği ve kurulacak baz istasyonlarının gücü dolayısıyla insan sağlığı üzerinde de olumsuz etkiler oluşacaktır... Dünyanın çeşitli ülkelerindeki insanlarda oluşan korku şu an Türk insanında yok, yeterli bilgiye sahip değiller çünki. Bilgi alınacak kaynaklardaki bilgiler de 5G teknolojisinin getireceği ve sağlayacağı kolaylıklar üzerine yazılmış yazılar... Ancak insan sağlığı üzerindeki etkilerden hiçbir yerde bahsedilmemiş...
Neyse şimdi biz gelelim Didim'e...
Didim Kaymakamlığı internet sayfasının "Duyurular" bölümünde Didim'in 5G teknolojisine hazır olduğunu duyurarak; "Türk Telekom mobil altyapısı ileri teknolojiye geçiş projesi Didim'deki 44 vericinin tesis edilmesiyle başladı. Bu kapsamda Didimdeki tüm altyapı yenilenerek ileriki dönemlerde başlaması planlanan 5G ye uyumlu duruma getirildi. 17 adet yeni 4,5G verici ilavesi yapıldı ve 14 adet yeni 2G ilavesi yapıldı. İnternet çıkış kapasitesi % 60 artırıldı" diyerek “Didim halkımıza hayırlı olsun” denmiş...
Didim Kaymakamlığı'nın bahsettiği bu vericiler sadece Türk Telekom'un... Daha bunun Turkcell'i, Avea'sı ve Vodefone'u var...
Hadi bunlar Türkiye'nin bilinen 3 GSM operatörü... Aslında şu an Türkiye'de bilinen GSM operatör sayısı tam 47 tane... Bu üç GSM operatörünün yanında bunların da 5G teknolojisine geçtiğini bir düşünsenize... O zaman yandık gülüm, ketenhelva... Kızarmış piliç gibi pişeceğiz demek ki...
Tamam iletişim olanaklarının gelişmesi güzel , teknoloji güzel... Daha doğru dürüst GSM şirketlerinden hizmet alamadığımız bir dönemde birden bire tartışmalı 5G'ye geçmek ne derecede doğru, onu da araştırmak gerek... Üzerinde düşünmemiz gerek...
Ayrıca 5G teknolojisi denince akla ilk gelen; ilçe içinde patlamaya hazır kanserojen etkili bomba oluyor...
Didim gerçekten de her yerden kuşatılmış... Didim'in Kuzeydoğu'sunda bulunan VLF (Very Low Frequency) antenleri düşük frekanslardan (25 Khz'den başlayarak) uzak mesafelerle haberleşiliyor... O antenlerden çok yüksek güçler (watt'lar) gönderiliyor... O bir yana bir de şehrin her bir yerine yerleştirilen 4.5G ve 5G antenleri ile ilçe ablukaya alınmış bir şehir görüntüsü veriyor... Her bir verici, çeşitli frekanslardan (mikrodalga ev aletlerinin çalıştığı frekanslardan ve daha üstünden) kanserojen enerji yayıyor çünki...
Allah vere de ilçemizde OSB, JES, RES, derken 4.5G ve 5G yüzünden kanser vakaları artmaz, toplu ölümler yaşamayız umarım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)