Doğa
Ana'nın
"Bahar" adlı kızının yeşil
elbisesini giydiği gündür bugün... Aynı zamanda yine öyle bir gündür ki bugün; Doğa
Ana'nın diğer tüm
emekçi
evlatlarının emeğinin gücünü bahar neş'esiyle birleştirip, alanlarda
halkların BİR'liği içinde,
elele ve omuz omuza, sevgi, barış ve kardeşlik türküleriyle süslediği, dayanışma ve emeğinin gücünü sloganlarla haykırdığı bir gündür de bugün...
Biz bugünü böyle bildik, böyle kutladık ya da kutlamaya çalıştık yıllar, yıllar içinde... Böyle mutlu olduk, böyle geldik, böyle gideceğini de hep umduk...
Umduk amma, karşılığında bugüne kadar neler neler bulduk... Neler neler yaşamadık ki...
Kimi zaman alanlara sığmadık, kimi zaman alanlarda azınlıktık... Çıktığımız alanlarda itildik, kakıldık, coplandık, dipçiklendik, yumruklandık, yerlerde sürüklendik, dövüm dövüm dövüldük, kelepçelendik, hatta ve hatta alanlarda topluca katledildik...
Yılmadık, emeğimizin gücü hep haykırdık... Kendimizle birlikte dünya halklarına karşı yapılan sınırsız emek ve doğa sömürüsünü haykırdık... Savaşların kötülüğünü haykırdık... Ekonomik krizlerin getirdiği eşitsizlikleri, yoksulluğu ve işsizliği haykırdık... Çalıştığımız ortamlardaki sağlık koşullarını haykırdık... Toplumları hastalığa, dünyayı ekolojik krizlere, emekçileri açlığa, işsizliğe, güvencesizliğe mahkum eden düzene karşı haykırdık... Bu düzenin çarklarının bizim emeğimizle, bizim aklımız ve bilgimizle döndüğünü haykırdık...
Biz haykırdıkça onlar üzerimize daha fazla bindi, bizleri susturup köleleştirmek için ellerinden geleni ardlarına koymadılar... Ama biz yine de yılmadık... Çünki biz; İşçiyiz. Biz emekçiyiz... Bizlere ihtiyaçları var... Biz olmazsak, biz çalışmazsak, onların varlığı neye yarar?
Dün ilk kez 1 Mayıs öncesi, pandemik salgın nedeniyle Didim'de yaşayan emekçi halktan az sayıda kişiyle birlikte sembol(ilk) olarak alanlara çıktık, kutla(yama)ma yaptık, zorlu şartlar altında olsak bile aşağıdaki söylemlerimizi bir kez daha yineledik...
" .. Biz emekçiler sermayenin değil, halk egemenliğini esas alan, sömürüye karşı emeğin haklarını koruyan, toplumsal zenginliğe el koyan yüzde 1’in değil, toplumun yararını esas alan yeni bir toplumsal düzeni kurmak için seferber olacağız.
Biz bugünü böyle bildik, böyle kutladık ya da kutlamaya çalıştık yıllar, yıllar içinde... Böyle mutlu olduk, böyle geldik, böyle gideceğini de hep umduk...
Umduk amma, karşılığında bugüne kadar neler neler bulduk... Neler neler yaşamadık ki...
Kimi zaman alanlara sığmadık, kimi zaman alanlarda azınlıktık... Çıktığımız alanlarda itildik, kakıldık, coplandık, dipçiklendik, yumruklandık, yerlerde sürüklendik, dövüm dövüm dövüldük, kelepçelendik, hatta ve hatta alanlarda topluca katledildik...
Yılmadık, emeğimizin gücü hep haykırdık... Kendimizle birlikte dünya halklarına karşı yapılan sınırsız emek ve doğa sömürüsünü haykırdık... Savaşların kötülüğünü haykırdık... Ekonomik krizlerin getirdiği eşitsizlikleri, yoksulluğu ve işsizliği haykırdık... Çalıştığımız ortamlardaki sağlık koşullarını haykırdık... Toplumları hastalığa, dünyayı ekolojik krizlere, emekçileri açlığa, işsizliğe, güvencesizliğe mahkum eden düzene karşı haykırdık... Bu düzenin çarklarının bizim emeğimizle, bizim aklımız ve bilgimizle döndüğünü haykırdık...
Biz haykırdıkça onlar üzerimize daha fazla bindi, bizleri susturup köleleştirmek için ellerinden geleni ardlarına koymadılar... Ama biz yine de yılmadık... Çünki biz; İşçiyiz. Biz emekçiyiz... Bizlere ihtiyaçları var... Biz olmazsak, biz çalışmazsak, onların varlığı neye yarar?
Dün ilk kez 1 Mayıs öncesi, pandemik salgın nedeniyle Didim'de yaşayan emekçi halktan az sayıda kişiyle birlikte sembol(ilk) olarak alanlara çıktık, kutla(yama)ma yaptık, zorlu şartlar altında olsak bile aşağıdaki söylemlerimizi bir kez daha yineledik...
" .. Biz emekçiler sermayenin değil, halk egemenliğini esas alan, sömürüye karşı emeğin haklarını koruyan, toplumsal zenginliğe el koyan yüzde 1’in değil, toplumun yararını esas alan yeni bir toplumsal düzeni kurmak için seferber olacağız.
..
Biz emekçiler;
İnsan onuruna yaraşır bir iş ve ücret, kamusal sosyal
güvenlik ve sendikal hakların eksiksiz güvence altına alındığı yeni bir
toplumsal düzen kuracağız.
..
Biz emekçiler;
Demokrasinin ve ifade özgürlüğünün tahrip edilmediği
yeni bir toplumsal düzen kuracağız.
..
Biz emekçiler;
Her türlü ayrımcılığa, cinsiyetçiliğe ve
ötekileştirmeye karşı eşit yurttaşlığın, yurtta, bölgede ve dünyada barışın
benimsendiği yeni bir toplumsal düzen kuracağız.
.. Biz emekçiler; Birliğimizi, mücadelemizi ve dayanışmamızı
böylesi bir toplumsal düzeni kurmak için güçlendireceğiz. Yeni bir toplumsal
düzeni emek ile bilim ile kuracağız!.. Emeğin, kadının ve doğanın artık sömürülmediği bir düzen için: Yaşasın, 1 Mayıs!.. Yaşasın Halkların Kardeşliği!.. Yaşasın, 1 Mayıs İşçi'nin ve Emekçi'nin Bayramı!.. Tüm emekçi kardeşlerimizin ‘Emek ve Dayanışma Günü’ kutlu olsun!.."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)