17 Nisan 2011 Pazar

FFF tipi veya RRR tipi internet mi geliyor?





İnternette gezinmek için WWW 'nin ne anlama geldiğini bilmeyen kalmamıştır umarım...

World Wide Web (dünya çapında ağ) adı verilen bu sistem, internet üzerinde herhangi birinin okuyabileceği bilgiler yayınlayan, serbestçe organize edilmiş bilgisayar sitelerinden oluşan dünya çapında bilgi iletişim grubunun ortak adıdır...

Durum böyleyken Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ne yapmak istediğinin farkında mıdır? WWW (dünya çapında ağ) yerine kendi düşünce sistemlerine göre FFF tipi yoksa RRR tipi bir iletişim ağı mı kurulmak istenmektedir?

1976 yılından bu yana sistemli ve düzenli bir bilgisayar kullanıcısı olarak, BTK'nın "İnternet'in Güvenli Kullanımına Dair Usul ve Esaslar Taslağı"nı hazırlayıp Türkiye'deki tüm internet kullanıcılarına bunu uygulamak istenmesini anlayamadığım gibi ayrıca bunları paketlere ayırıp sunmasını da çok absürd bulduğumu belirtmeliyim...

Benim ne düşünüp ne düşünmeyeceğimi, hangi internet sitelerinin benim için faydalı veya zararlı olduğunu, hangi siteleri ziyaret etmem, hangilerini etmemem gerektiğini bana öğretmelerini ve YURTİÇİ seçeneği de kurarak, sanki YURTDIŞI internet çıkışımı da kontrol altına alıp, YURTDIŞI erişimli sitelere erişimimi hangi hakla engellemek istediklerini de anlayabilmiş değilim...

Bu tasarıyla yapılmak istenen filtreleme olayından da anladığım şey SANSÜR'den başka bir şey değildir...

IPS İletişim Vakfı'nın Danıştay'a başvuru yapıp bu taslağı yürürlüğe girmeden iptal ettirmesini can-ı gönülden destekliyorum elbette... Umarım Danıştay'dan bu konuda kullanıcılar lehine olumlu karar çıkar...

Şayet Türkiye demokratik bir ülke ise, İnternet kullanıcılarının düşünce özgürlüğü ve bilgiye erişim hakkı engellenmemelidir...

Ayrıca Türkiye'de bireylerin, kurumların ve şirketlerin bilişim alt yapılarını istedikleri şekilde oluşturmaları ve istedikleri servislerden yararlanmaları da engellenemez...

Bu taslakla uygulanmak istenen SANSÜR ise ülke ekonomisine de kabul edilemez bir bedel yükler...

Böylesi hukuka aykırı, ölçüsüz ve keyfi filtrelemeler, demokratik hukuk devletinde kabul edilemez bir gerçektir...

Filtreleme kullanılarak erişim engelleme, hukuka aykırı içeriği engellemede yetersiz bir yöntem olduğu da kabul edilmelidir.

Bugüne kadar uygulanan mevcut engelleme yöntem ve araçlarının hiçbiri hukuka aykırı olduğu veya çocuklar açısından uygun olmadığı iddia edilen içeriğe ulaşmayı engelleyecek etkili bir çözüm sunmamıştır.

Erişim engelleme ile iddia edilen suçu işleyenden ziyade tüm internet kullanıcıları cezalandırılmaktadır.

Eğer filtre kullanımı gerekli görülüyorsa, bu kullanım bireyler tarafından kendi kişisel bilgisayarları üzerinde gerçekleştirilmelidir.

Ayrıca, her seçenek için filtrelenecek siteler listesi BTK tarafından belirlenip kamuoyuyla paylaşılmaması da kamuoyunda pek çok olumsuzluklar yaratacağı gibi internet kullanıcıları da bu engeli aşabilmek için çeşitli çareler denemeye zorlanacak, farklı DNS adresleriyle bu filitrasyonu aşmaya çalışacaklardır.

SANSÜR anlamına gelebilecek bu tür engelleme kararları sadece hukuka aykırı olduğu iddia edilen içeriğe değil, bu sistemlerin tümünün çalıştığı tek bir alanın içeriğinde bulunan milyonlarca yasal sayfa ve dosyaya da erişimi imkânsız kılması söz konusu olduğu için Anayasa’da öngörülen ve AİHM tarafından geliştirilen zorunluluk ve orantılılık testlerinin gereğini de yerine getiremeyecektir.

Öncelikle çocukları hukuka aykırı ve zararlı İnternet içeriğinden korumak amacıyla hazırlanan 5651 Sayılı Kanun ve SANSÜR'le eşdeğer uygulamaları hemen kaldırılmalı, sonrasında da BTK'nın hazırladığı bu yasa tüm internet kullanıcılarını da içermeden hemen geri çekilmelidir...

Çünkü bu engelleme politikası, hükümetin çocukları koruma amacının çok çok ötesine geçmiştir...

Uygulamada yaygın olarak görünen sonuç, hukuka aykırı olmayan içeriklerin milyonlarca kişi tarafından kullanılan servislere yetişkinlerin erişiminin ve bu servislerin kullanılmasını da engellemiştir...

Kısaca çocukların ve ailelerin zararlı içerikten korunması için öngörülen devlet politikası YETİŞKİNLERİ ASLA ETKİLEMEMELİDİR...

Hükümet, kendi mevcut politikası yerine, çocukları gerçekten zararlı İnternet içeriğinden korumak için yeni bir politikayı katılımcı bir şekilde geniş kamuoyu desteği (sivil toplum, akademik ve özel sektör) ile geliştirmelidir.

Geliştirilecek bu yeni yapılanma, çoğunluğun ahlaki değerlerini diğerlerine dayatacağı bir çalışma olmamalıdır.
İnternet düzenlemesine ilişkin yeni politika, İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE ve YETİŞKİNLERİN HER TÜRLÜ İNTERNET İÇEREĞİNE ERİŞİM VE TÜKETİM HAKLARI'na saygı temelinde geliştirilmelidir.

Bu ilkeleri içeren yeni politika, şeffaf, açık, katılımcı ve çoğulcu bir yöntemle belirlenmeli ve hayata geçirilmelidir.


Elbette, vatandaşların Anayasa’da güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerini korumak hükümetin ve idarenin asli görevidir. Bu güvencenin sağlanmaması halinde sorumluların istifa etmesi demokratik bir toplumun zorunlu sonucudur.

Bu nedenle, yukarıda saydığım İNSAN HAKLARINA SAYGILI VE BİREYLERİN İLETİŞİM ÖZGÜRLÜĞÜ de gözönünde tutularak alınacak önlemler en kısa sürede alınmalı, alınmamaları halinde de oluşabilecek gelişmelerden sorumlu olarak Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı İnternet Daire Başkanı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı, Ulaştırma Bakanı ve ilgili yöneticilerinin istifa etmesi zorunluluk hale gelmelidir...

SANSÜR'süz, SINIRSIZ ve ÖZGÜR bir internet dileğimle ...

Ertan Yurderi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)