2 Ekim 2013 Çarşamba

Ahh Diptera, ne güzel şeydin sen öyle!..






Onunla karşılaşmam İzmir’in güzdönemine denk geldi…
Dışarısı alabildiğince yağmurluydu …
Sağanak yağmur cama olanca gücüyle vururken, onu bir kenarda sığınırken gördüm…
Islanmakla, ıslanmamak arasında yüreği pırpır ediyordu…
O sağanakta dışarıda kalmasına yüreğim daha fazla dayanamadı…
Kocayüreğimin en derinlerinden gelen sevgisellikle penceremi açıverdim…

Alımlı, edalı, melek olabilecek kadar saflık ve güzellikle süzülüverdi o da benim minik dünyama…

İlk gözgöze gelişimizi hatırlıyorum da ..
O an ikimiz de aşık olabilecek kadar SEVGİ dolu gözlerle baktık birbirimize…

Bana dokunuşunu, beni sevişini, bana en güzel ezgisel nağmelerini sunuşunu ise unutamayacağım…

Ahhh Diptera, o kanatlarınla ne güzeldin şeydin sen öyle!..

Beni takip ediyordun en naif halinle evde…

Birlikte çay içişimizi ..
Birlikte yemeğimizi üleşmemizi ..
“Hadi yanıma gel canım” dediğimde, uçarak yanıma gelişini ..
Bana vızıldayarak nağmeler yapmanı ..
Sabahlara dek yastığımın kenarında sıcaklığımla birlikte uyumanı ..
Ne kadar çok özleyeceğim bir bilebilsen…

Şimdi hangi minik dünyalara doğru yol aldın bilmiyorum da…
Seninle birlikte geçirdiğimiz kısa sürede çok şey öğrettin bana...
Elveda Diptera … Elveda iki kanatlı meleğim…

kocayurek, 02.10.2013