Yaw, ne enterasan bir olaydır ki, gün geçmiyor, yeni
yeni “Kİ”ler, yeni yeni “ENERJİ”ler açığa çıkmasın… Tabii
yüzümdeki gülümseme, kahkahaya dönüşüveriyor…
Heboiki’nin saf, temiz, yumuşacık kar beyazı enerjisi
artık bedenimin en ücra köşelerine kadar öyle sarmış ki beni, her olumlu, her
yeni öğretiye gülümser ve hatta kahkahalar atar oldum.. Herhalde
enerjilerin güzelliğinden bu olsa gerek… Neyse sözü fazla uzatmayalım, girelim
öykümüze…
Geçenlerde Herderdeva’nız olarak bir Heboiki uyumlamasından sonra grup
öğrencilerimle yaptığım meditasyon çalışması sırasında “Gizli Şefler”den rehber Thomas
adlı varlık, tam meditasyonun orta yerinde ortaya çıkmaz mı?.. Bakın şu
işe…
“Ulan benim adım
Thomas, aklınıza koymazsam olmaz” cümlesiyle sözüne
başlayarak, “İçinizden birinizin aklına,
bulunduğumuz planlarlardan yeni bilgiler koymaya geldim, hanginiz
gönüllüydünüz efeeeemmmmm?” demez mi?
Ahhaaa tam o sırada Herderdedeva olarak tabii ki duruma el koyma gereğini hissettim…
Aramızda daha Heboiki’yi yeni
özümsemiş evli-dul bayanlar, evli-bakir erkekler, tüyü yeni bitmiş genç toy
delikanlılar ve çıtırlar ve vesairesi vardı.. Hepsi de gözlerini faltaşı gibi
açıp bana bakarak: “Hocam noluyor burda”casına
söylenmeye başladılar… Ben de gayet sakin ve hiç istifimi bozmadan Parazit
Thomas’a dönerek dedim ki;
“Oğlum Thomas efendi,
rehber parazitlerin şahı. Na’ber lan? Ne işin var burda? Melek gibi
görünüyorsun maşallah anladık da? Şimdi durup dururken neden meditasyonun içine
ettin?” dercesine bir soru sordum…
Parazit Thomas da, meditasyonumuzu bölmüş olmanın
keyfini çıkarcasına, sırıtarak;
“Yaw biliyorsun
ölümsüzlüğe geçiş yapmadan önce tüm yaşamımı zevk ve hazlar peşinde geçiren bir
insan idim. Ve tüm psişik kişiliğimi ölümden sonra da sürdürmeye yeminliydim…
Aynı eskisi gibi zevk düşkünü halimi sürdürecek yeni bedenler ve zihinler
aramaya geldim… Dediler ki, ‘Git Lokman Üstad şu an
Heboiki’yi yeni uyulmadığı öğrencilerine meditasyon yaptırıyor. Bu eğlenceye
sen de katıl, hem yeni bilgilerle donatacağın körpe ve taze beyinler de var
orada… Dünyadaki o eski haz ve eğlence dolu yerlere dönmeye çalışırsın böylelikle’
denilince, dayanamayıp geldim işte.
Ne var bunda şaşıracak?” dedi…
Ben de “hasssssstiiiiiiiiiir,
bula bula bizi mi buldun, bizden başka Ki grubu yokmuydu lan köftehor”
deyivermişim istemeyerek…
O sırada buna şahit olan öğrencilerim arasında
ağlayanlar, sızlayanlar, korkanlar, çığlık atıp ortalığı birbirine katanlar
yetmiyormuş gibi, oradan tüm uyumlanma ve meditasyon sırasında hiç sesini
çıkartmamış uysal uysal koyun gibi oturan bir genç ayağa kalkarak;
“Üstad rehber Thomas,
senin bilgilerin bana lazım… Ben almaya hazırım, kendini benim yerime
koyabilirsin. Ben o bilgileri ver” demez mi… Bak
keratanın yaptığına…
Hadiiii şimdi çık işin içinden… Ben milleti
sakinleştirmeye çabalarken, yezitin yediği naneye bak… Neyse zaten bu çocuğu
taaa toplantıya geldiğinden beri gözüm pek tutmamıştı… Adı ve soyadı da çok
uyuzuma gitmişti zaten… Uyankurt
Uyansafdağlı…
Neyse bizim Uyankurt
Uyansafdağlı’yla daha önce Heboiki uyumlanması
için bana açtığı telefonda yaptığım bir konuşmada Heboiki’ye uyumlanmak istemesinin sebebini, “Çok ağır bir stres dönemi içinde olduğunu, bu stresten kurtulmak için
ve kendini sakinleşmek için uyuşturucu ve alkol aldığını, artık buna son vermek
için bir Kİ olsun da ne olursa olsun… En iyisi Heboiki olsun” diyerek
araştırıp aradığını söylemişti… Bu konuşmaları hatırlayınca “Aha dedim”, “İşte bizim parazit Thomas
için ideal bir insan bu Uyankurt” …
Ortalığı zar zor sakinleştirdikten sonra, Thomas’a doğru ilerleyen Uyankurt’u bu arzusundan vazgeçmesi
için çok zorlayıcı sözler söylemeye başladım… Ama nafile… Ben söyledikçe
büyülenmiş gibi Thomas’ın üzerine
üzerine gitmeye başlamıştı bile…
Halbuki meditasyondan önce gruba;
“Düşünce, beden ve
ruhun dengenizi sağlayın… Ruhsal, zihinsel ve fiziksel enerjilerinizi en üst
noktalarda muhafaza edin. Kendinizi bedensel faaliyetlerin yanında en az birkaç
dakika duaya ya da düşünceye yoğunlaştırın. Yeterli ölçülerde dinnlenmeye ve
sakin olmaya çalışın. Hevesli bir parazit varlığı kendine çeken, duygusal ve
fiziksel yorgunluğun sebep olduğu moralsizliklere izin vermeyin. Altın kuralı
uygulayın. Küçük hareketleri ve aşağılamaları bertaraf etmeyi öğrenin. İntikam
düşünceleri sizi etkisi altına almasın. Kelimelerinizin gücünü unutmayın. Kaba,
acımasız ve küfür dolu ifadeler, o enerjinin size geri dönmesine sebep
olabilir. Başkalarını yargılamayın ve hoşgörüsüz olmayın. Her şeyde ılımlılığı
ve dengeyi kurun. Gün boyunca pozitif kalın… Deprasyonlardan, moralsizlikten ve
negatif düşüncelerden uzak durun. Hayatın hep iyi yanını görmeye çalışın.
Hüzünlü olduğunuz anlarda neşe veren parçalar dinleyin” demekten
dilimde tüy bitmişti oysa…
Eh bizim Parazit
Thomas da diğer parazit varlıklar gibi, kendilerine aşırı derecede düşkün
insanlar görmeyi sevdikleri için, hele de alkol ve uyuşturucu bağımlısı
olanları kişileri daha tercih ettikleri için kimyasal etki altında şuur
düzeyleri değişenlere daha kolay yaklaşabiliyorlar… Çünki Thomas gibilerinin kurbanları, güçsüz, direnemeyecek kadar zayıf ve
yardıma muhtaç, seçici olmayan, kolay aldanan her yeni düşünceyi ve felsefeyi
kabul eden insanlardır…
Bu birleşmeye ne yaptımsa engel olamadım, bizim Uyankurt Uyansafdağlı gitti Thomas’ın kucağına pardon içine oturdu…
Thomas içeri cumburlop dalıverdi, Uyankurt dışarı kaçıverdi. Onlar bu
halvet içine giredursunlar… Biz gördüklerimizi ve işittiklerimizi anlatalım…
Aralarında ilginç diyaloglar geçiyordu… Uyankurt’a çeşitli bilgileri sanki
download ediyordu… Bps hızını sormayın ki gitsin… Siz deyin 1 MB’lik bir hız,
ben diyeyim ne bileyim? Düşünün artık o hızı… :))
Thomas’ın
bu verdiği yeni enerjinin ismi “İKİZKENAR YAMUK”
enerjisiymiş… Dört ikizkenar yamuk enerji birleştirilince bir piramit’in
yan yüzlerini oluşturuyormuş… Eee diyeceksiniz ki üstü boş kalıyor bu nasıl
piramit oluyor… Acele etmeyin anlatıyoruz
işte… Üst piramit ise, dört yan yüz birleştikten sonra üstte boş kalan piramiti de Thomas tamamlıyormuş… Dolduruyormuş… Anladınız mı? Anlamadınızsa paragraf başına dönüp bir daha okuyunuz…
işte… Üst piramit ise, dört yan yüz birleştikten sonra üstte boş kalan piramiti de Thomas tamamlıyormuş… Dolduruyormuş… Anladınız mı? Anlamadınızsa paragraf başına dönüp bir daha okuyunuz…
Bu enerjiyi uygulamak çok basitmiş… Şöyle
yapıyormuşsun bu çalışmayı…
Bu enerjiyi uygulayacağın kişiyi karşına alıp;
“Hadi İkizkenar
Yamuk, Hemen Beni Yamult” deyiverince, enerji ellerden
akmaya başlıyor, bir mastırbatörün elindeki mastırbatör aleti gibi vibrasyona
giriyor ve karşısındakini yamultmaya başlıyormuş… Böylece karşısındakinin
ruhsal gelişimi hızlanıyor ve kolaylaşmaya başlıyormuş…
Bunları duyunca “Ulan
Lokman Herderdedeva” dedim kendi kendime… “Bizim yıllardır yapamadığımızı bu ‘İkizkenar Yamuk’ enerjisi yapmaya başlıyormuş, kıyak bir
enerji ha… Zaten bizim Heboiki’ye de benzerliği yok değil hani… Bizde mi
öğrensek” falan düşüncesine tam kendimi bu vibratördeki vibrasyon gibi
kaptırmışken.. Thomas oturduğu
yerden STOP işareti yaparak;
“Ulan Lokman, yok mu
oğlum senden başka DERMAN’ım olacak insan? Hastir işine, dön Heboiki’ne”
demez mi? Biraz bozuldum ama neyse… Nasılsa bizim bu Uyankurt Uyansafdağlı bu
enerjiye “Thomas, adama koymaz”dan
sahip oldu, biz nasıl olsa araklarız falan dedim… Köşe möşe oluruz… Heboiki 3’ten sonra Bir de “İkizkenar Yamuk” enerjiyi de kattık mı
işin içine.. Offfff, demeyin benim keyfime
düşüncelerindeyim ben hala…
düşüncelerindeyim ben hala…
Neyse sonuçta ne olduğunu anlatayım… Şimdi bizim Uyankurt Uyansafdağlı bu enerjiye de
uyumlanmış oldu… Ortalıklarda “İkizkenar
Yamuk, Hemen Beni Yamult” diyecek saf-u saf insanların peşine düştü…
Bu arada bizim Heboiki’de işi de devam ediyor… Kurs
almak isteyenlerin cep telefonumu aramamalarını, www.heboiki.com’a girip oradan
linkle www.enbuyukgrandmasterbizimmaster.com’a linklenip, oradan da
www.lokmanherderdedeva.com’a gidip üyelik şartlarını okumalarını ve formu
doldurmaları gerekmektedir…
Saygılarımla…
Enbüyük Grandmaster’iniz
Lokman Herderdedeva’nız
Lokman Herderdedeva’nız
Not: Thomas’a not (Bu kısmı
Thomas harici siz okumasanız da olur…) “Ulan oğlum Thomas… Hayırsız herif…
Nerdesin? Hani uyumlanmadan sonra vaatettiğin yemek? Çabuk gel… O kadar aracı
olduk…”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Nasıl yazımı beğendiniz mi? Yorum bırakarak benim gelişimime katkıda bulunabilirsiniz... Şimdiden katkınız için teşekkürler... Sevgiler ve saygılar... Ertan Yurderi (kocayurek)